Logo

2. Hukuk Dairesi2023/105 E. 2023/2067 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası devam ederken davacı erkeğin ölmesi üzerine, sağ kalan eşin kusur durumunun belirlenmesi ve buna bağlı olarak mirasçılarının davaya devam edip etmeyeceği hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma davası devam ederken davacı erkeğin ölümüyle evlilik birliğinin sona erdiği, davacının mirasçılarının davaya devam etmeleri halinde 4721 sayılı Kanun'un 181. maddesi uyarınca sağ kalan eşin kusur durumunun tespiti gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/313 E., 2022/1845 K.

DAVACI-DAVALI : ... (03.01.2023 tarihinde öldü)

YASAL MİRASÇI : Huriye ... ....

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 18.01.2021

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/37 E., 2021/763 K.

Taraflar arasındaki erkeğin açtığı boşanma davası ve kadının açtığı karşı nafaka ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine tedbir nafakasına karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2020 tarihinde evlendiklerini, müvekkilinin 87 yaşında olduğunu hayatta sadece ablasının olduğunu, ablasına bakan kişi vasıtası ile kadın ile tanıştıklarını, arada ciddi yaş farkı olduğunu, kadının başkaları ile evli olduğu halde görüştüğünü, taraflar arasında fiili karı koca hayatının olmadığını, aynı yatakta dahi yatmadıklarını, kadının müvekkil ile evlenmesinde ekonomik nedenler olduğunu belirterek şartları gerçekleştiğinden evliliğin iptaline ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların somut olmadığını, gerçekleri yansıtmadığını belirterek asıl davanın reddine, kendi davalarının kabulü ile lehine 1.500,00 TL tedbir nafakasına, boşanmaya karar verilmesi halinde talep edilen nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığının 25.11.2021 tarih 78037 sayılı raporunda; davacının akli dengesinin akıllıca yaşam sürmek için yeterli olduğu ancak yaşamını kendi başına sürdürme kabiliyetinin azaldığını, başkalarının yardımına muhtaç olduğunu bildirir rapor düzenlendiği, dinlenen tanık beyanları, incelenen kayıtları, toplanan deliller, Başkent Üniversitesinden alınan rapor ile tüm dosya kapsamı bütün olarak değerlendirildiğinde kadının erkeğin bakımı ile ilgili girdiği işte tarafların evlenmeye karar verdikleri, gelen rapora göreerkeğin akli dengesinin yerinde olduğu bu sebeple evliliğin iptali sebeplerinin yerinde olmadığı, evliliğin iptali talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, genel boşanma nedenine dayalı açtığı davası yönünden ise; kadının evlendikten sonra erkeğe kötü davrandığını, erkeğin boşanmak istemesini söylediğinde ise erkeğin üzerine yürüdüğü, erkeğin ise bakıcıların etkisi altında kalarak kadını evden kovduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadını evden ... erkek ile, erkeğin üzerine ... kadının eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadının karşı davası yönünden ise kadının manevî tazminat talebini reddine, kadının iş ve gelirinin olmaması karşısında dava tarihinden itibaren verilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının 30.06.2021 tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL ye çıkarılmasına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili süresinde verdiği istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur tespiti, tedbir ve yoksulluk nafakası takdiri, tazminat taleplerinin reddi ile aleyhe hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden kararı istinaf etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur tespiti ile asıl davanın kabulü, nafaka miktarı ile tazminat taleplerinin reddi yönünden kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı incelendiğinde; İlk Derece Mahkemesince kadına izafe edilen eşinin üzerine yürüme kusuru sabit olup, erkeğe yüklenen eşini evden kovduğu kusuru ise kadın tarafından ispatlanamadığı, Bu nedenle bu kusur erkeğin kusurlarından çıkarılması gerektiği, ayrıca dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında kadının ... sarsıcı davranışlarda bulunduğu kusurunun da ispatlandığı, bu haliyle boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu, erkeğin ise kusursuz hale geldiği, buna göre kadının karşı davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin ... görülmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen erkeğin, diğerinden daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı dikkate alınarak uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerektiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, kadının tam kusurlu olduğundan yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerektiği, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarında herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadının karşı davasının reddi ile kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek lehine 5.000,00 TL maddî ve 5.000 TL manevî tazminata, karşı davada kadın lehine takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla dava tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar devamına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının davasının reddi nedeniyle erkek lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilerek erkeğin kusur, kadının davasının kabulü, reddedilen tazminat talepleri, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf taleplerinin kabulüne, kadının tüm, erkeğin diğer istinaf talepleri ise reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının bu davayı uzatmaktaki amacının evlenmekte ki amacı ile aynı olduğunu, erkeğin öldüğü takdirde kadının ileri yaştaki oldukça yüksek bir dul maaşı alacağını, Mahkemeden evliliğin iptali, iptaline verilmediği takdirde tarafların boşanmalarına ve davalıdan maddî ve manevî tazminat alınmasına karar verilmesini talep ettiklerini, evliliğin iptali sebepleri kanıtlandığı halde, Mahkemece evliliğin iptali taleplerinin red edildiğini, tarafların boşanmalarına ilişkin taleplerinin kabul edildiğini, bu davanın kamu düzenini de ilgilendiren bir dava olduğunu, gerçek olmayan bir evlilikle davalı hak sahibi olmaya çalıştığını, müvekkilin şu an vefatı halinde dahi dul maaşına hak kazanacak olan kadının senelerce hak etmediği bir maaşı alacağını, müvekkilin yanıltılarak ve aldatılarak bu evlilik akdi gerçekleştiğini, kadının taraflar arasındaki boşanma davasını belirtmeyerek müvekkile vasi olarak atanmak isteği ile vesayet davası açtığını, kadının iddiasının aksine akıl sağlığının yerinde olduğuna karar verildiğini, ancak alınan raporda telkinlere karşı dayanma gücünün ileri düzeyde azaldığının tespit edildiğini, bunun da evliliğin iptali gerekçesini desteklediğini, müvekkil yanıltılmış ve aldatılarak bu evlilik akdi gerçekleştiğinden öncelikle evliliğin iptaline karar verilmesi mümkün olmadığı takdirde tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerektiğini, Evliliğin iptali hususunda Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmediği gibi buna ilişkin istinaf sebeplerinin de değerlendirmediğini, ayrıca tazminat talepleri yönünden tam kabul gerektiğini, kadının tedbir nafakası talebinin de reddi gerektiğini, kadın lehine takdir edilen vekalet ücreti ve adli yardımdan karşılanan miktarın ve harçların da müvekkilden tahsiline ilişkin karar da usul ve yasalara aykırı olduğunu istinaf ettiklerini ancak istinaf mahkemesi kararı bu yönden de eksik olduğunu, kadın yararına takdir edilen vekalet ücreti ve masraflar yönünden hükmün karışıklık içermekte olduğunu, bugüne kadar alınan tedbir nafakasının da iadesine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca kadın lehine takdir edilen vekalet ücreti ve adli yardımdan karşılanan miktarın ve harçların da müvekkilden tahsiline ilişkin karar her ne kadar istinaf karşı davanın reddi kararı karşısında ortadan kalksada karar da netlik olmadığından mahkeme kararının yorumdan uzak net olması gerektiği gerekçesiyle kararı evliliğin iptali taleplerinin reddi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, vekalet ücreti ve yargılama giderleri, erkek yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönünden temyiz etmiştir. Davacı-karşı davalı erkeğin ölümü nedeniyle davacı-karşı davalı erkek mirasçısı kardeşi Huriye'nin yasal danışmanı ... 13.02.2023 tarihli beyan dilekçesi ile yasal mirasçı Huriye'nin davaya devam etmek istediğini beyan etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkek hakkındaki vesayet dosyasının neticesi beklenmeksizin hüküm kurulduğunu, erkeğin kısıtlanması hususunda açılmış olan Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/554 E. Sayılı dosyasının halen derdest olduğunu, dilekçeler safhasının tamamlanmadığı ve sadece erkeğin davasına ilişkin ön inceleme yapııldığı karşı davaya ilişkin ön inceleme yapılmadığı, hükme esas alınan tanık anlatımları güvenilirlikten uzak olduğu, erkek tanıklarının her ikisi arasında da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmiş bir husumet bulunduğunu, tanık olarak ileri sürdüğü kişilerin her ikisi de kendi yanında kendisinden maaş alan ve kendisine bağımlı, bakıcı çalışanlar olduğunu, tanık anlatımlarının neredeyse tamamının duyuma dayalı ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kusur değerlendirilmesinin hatalı yapıldığını, kadının boşanmak istemediği, bu nedenle karşı dava dilekçesinde de bu sebeple boşanma talep edilmediği, erkeğin davasının ve taleplerinin reddi gerektiği halde kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemece aksi kanaatte olunması halinde ise, erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü ile müvekkil yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken müvekkilin bu talebinin de reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğu, Müvekkil ile erkek tarafından evden kovulmuş olup herhangi bir geliri ya da malvarlığı bulunmadığı, hükmedilen nafakanın yeterli olmadığını belirterek kararı kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, erkek yararına hükmedilen tazminatlar ile karşı davasında reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talebi ile nafaka miktarı yönünden temyiz etmiştir. Davalı-karşı davacı kadın vekili 02.03.2023 tarihli ek temyiz dilekçesinde erkeğin 03.01.2023 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılık belgesine göre yasal mirasçılarının erkeğin kardeşi Huriye ile kadının olduğunu, davanın devamı için davayı takip edebilecek tek mirasçının Huriye'nin davaya devam edip etmeyeceğinin beyanının alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, bu nedenle 4721 sayılı Kanun'un 181 ... maddesinin ikinci fıkrası uyarınca işlem yapılması için kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma kararı kesinleşmeden önce davacı-karşı davalı erkeğin öldüğü, 4721 sayılı Kanun'un 181 ... maddesinin ikinci fıkrası uyarınca mirasçıların davaya devam edip etmeyeceklerine göre kusur belirlemesi yapılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesi, 370 ... ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi, 181 ... maddesinin ikinci fıkrası.

3.Değerlendirme;

Davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan boşanma davası ile davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasının yapılan yargılaması sonucunda erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine, davalı-karşı davacı kadının karşı tedbir nafakasının kabulüne dair verilen karar kadın tarafından erkeğin kabul edilen davası ve reddedilen talepleri yönünden, erkek tarafından reddedilen evliliğin iptali talebi ve tazminat talepleri, kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası yönünden istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmuş, kadının tüm istinaf talepleri esastan reddedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı kadın vekili tarafından erkeğin kabul edilen davası ve reddedilen davası ve talepleri, nafaka miktarı ile erkek lehine hükmedilen tazminatlar yönünden, erkek tarafından tedbir nafakası ile tazminatların miktarı ile yargılama giderleri yönünden temyiz edilmiş ise de; davacı-karşı davalı erkeğin, tarafların temyizinden sonra 03.01.2023 tarihinde öldüğü anlaşılmakla evlilik birliği ölümle sona ermiştir. Davacı- karşı davalı erkeğin mirasçısı dosyaya içerisinde bulunan yazılı dilekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 181 ... maddesinin ikinci fıkrası gereğince kusur belirlemesi yönünden davaya devam edeceklerini beyan etmişlerdir. Bu durumda Mahkemece davacı-karşı davalı erkeğin mirasçılarının davaya dahil edilerek, konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesis edilmek ve kusur belirlemesi bakımından davaya devam edilmek suretiyle sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda belirtildiği üzere BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.