"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/953 E., 2022/2257 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/1294 E., 2021/252 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşı davanın reddine asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçesinde; davalı erkeğin evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, eviyle, eşiyle ve çocuklarla ilgilenmediğini, sürekli küstüğünü, evde bir yabancı gibi yaşadığını, müvekkiliyle birlikte yatmadığını, ayrı yemek yediğini, müvekkiline karşı sürekli hakaretlerde bulunduğunu, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, davalı-davacı erkeğin annesine müvekkilinin baktığını ancak bu süreçte bile davalı-davacı erkeğin hiçbir destekte bulunmadığını, müvekkilinin 10 yıl önce de boşanma davası açtığını, evlilik birlikteliğinin davalı erkeğin kusurlu davranışlarından dolayı temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların boşanmalarına, müvekkili için aylık 15.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddi 250.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkekvekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı kadının dava dilekçesinde ileri sürülen iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin tüm sorumlulukları yerine getirmesine rağmen davacı- davalı kadının evliliğin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, 10 yıl önce davacı-karşı davalının kusurlu davranışlarından dolayı boşanmak davası açıldığını, çocukların küçük olması sebebiyle bu davadan vazgeçildiğini, ancak davacı- davalının davranışlarının değişmediğini, evliliğine sürekli ailesini dahil ettiğini, maaşını ailesine verdiğini, en son 13.09.2019 günü müvekkilinin eve geldiğinde evde kimsenin olmadığını, davacı- davalının eşyalarını da alarak evden ayrıldığını öğrendiğini, müvekkiliyle yatakları davacı- davalının ayırdığını, eve sürekli huzursuzluk verdiğini, müvekkilinin hiçbir şekilde hakaret etmediğini, iletişim kurmaya çalıştığını, ancak müvekkilinin aksine evde sürekli küsen tarafın davacı- davalı olduğunu, geçimsizlikte müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığını, tüm kusurun davacı- davalıda olduğunu beyan ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müvekkili için 50.000,00 TL maddi 150.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, kadına "Beyniniz çalışmıyor, et beyinli ve şerefsiz" diyerek hakaret ettiği , erkeğin ise kadının kusurunu ispat edemediği evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurlu bir davranışı bulunmadığı ve kadın lehine tazminata hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu gerekçesi ile, erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların her ikisinin de emekli ve gelirlerinin birbirine yakın olması nedeniyle ... kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine , 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin tam kusurlu olduğuna dair verilen Mahkeme kararının gerekçesinde müvekkilin, kadına hakaret ettiği, müvekkilinin de kadına isnat ettiği vakıaların ispat edilemediği belirtilmiştir. müvekkiline yüklenen hakaret vakıasının kusur olarak yüklenebilmesinde tarafların bu durum karşısındaki affetme olayının olup olmadığının tartışılmadığını, Mahkemenin bu hususu göz önünde bulundurmadığını gibi, ortak çocuğun yer ve zaman unsurunun tartışmalı olduğunu, yaklaşık 5 yıl öncesine dayanan beyanına dayanarak müvekkilin tam kusurlu olduğuna karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kadın lehine hükmedilen tazminatların, Mahkemenin kusur tespiti hatalı olduğu için şartlarının oluşmadığını, miktarının da hakkaniyete aykırı olduğunu, karşı davanın reddine karar verilmesinin de hatalı olduğunu beyan ederek kusur tespiti, tazminatların kabulü ve miktarı, asıl davanın kabulü ve karşı davanın reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince; asıl ve karşı davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, asıl davanın kabulü ve boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, karşı davanın reddinde hata edilmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren davacı-karşı davalı kadın yararına, maddi tazminat takdir edilmesinde, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı- davalı kadın yararına, manevi tazminat takdir edilmesinde, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, evliliğin süresi ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatın miktarında, karşı davada erkeğin koşulları oluşmayan tazminat taleplerinin reddinde hata edilmediği ve isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kusurlu ve geçimsizliğe sebebiyet verin tarafın ... kadın olduğunu beyan ederek haksız ve kusurlu olan davacının davasının reddi, karşı davanın kabulü gerekirken tersine dair olan kararın bozulmasını gerektiğini beyanla; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddi koşullarının oluşup oluşmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışın gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına kusur olarak yüklenebilecek bir vakıa olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, kadın lehine maddi ve manevi tazminatlara hükmedilebilmesi koşulları varsa hükmedilen miktarların fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 353 üncü, 355 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.