Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1093 E. 2023/1149 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı erkek, boşanma davası kapsamında eski eşinin katkı payı ve katılma alacağı taleplerine karşı, taşınmazlara ve kooperatif hissesine katkısı olmadığını iddia etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Daire, dosyadaki delillerin ve önceki yargılama sürecinin değerlendirilmesi sonucunda, davalı erkeğin temyiz itirazlarının yerinde olmadığına ve mahkemenin davacı kadının katkı payını kabulüne ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğuna kanaat getirerek, yerel mahkeme kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2016/103 E., 2016/351 K.

DAVA TARİHİ : 15.03.2006

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı erkek vekili

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halde katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece direnme ve davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı erkek vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili, müvekkilinin yurtdışında çalışarak gelir elde ettiğini, müvekkilinin birikimi ile 540 parsel sayılı taşınmazın satın alındığını, davalı ve babasının hileli davranışları nedeniyle davalı adına tescil edildiğini, 4451 parsel sayılı taşınmazın arsasının davalının babası tarafından hibe edildiğini, üzerine müvekkilinin parası ile üç katlı bina inşa edildiğini, kooperatife üye olunduğunu, aidatlarının müvekkili tarafından yatırıldığını, davalının haber vermeden üçüncü kişiye sattığını, ortak döviz hesabındaki paraların tamamının davalı tarafından çekildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 540 ve 4451 parsel sayılı taşınmazların tapusunun iptali ile müvekkili adına kayıt ve tescilini, mümkün olmaması halinde taşınmazların değerinin belirlenerek faizi ile birlikte ödenmesini; davalı tarafından satılan kooperatif hissesi bedelinin faizi ile birlikte tahsilini, ortak hesapta bulunan ve davalı tarafından çekilen Euro bedelinin yarısının faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; davacı kadın vekili 15.05.2006 tarihli dilekçesinde; talep miktarını 540 ve 4451 parsel nedeniyle 5.000,00 TL, kooperatif hissesi nedeniyle 2.000,00 TL, banka hesabı nedeniyle 1.000,00 TL olarak açıklamıştır.

2. Davacı kadın vekili 07.04.2008 tarihli ıslah dilekçesinde; dava dilekçelerinin sonuç bölümünde belirtmiş oldukları taleplerinin kabul edilmemesi halinde dava konusu taşınmaz ve taşınırların tarafların evliliği sırasında edinilmiş bulunduğundan ve evliliklerinin boşanma nedeni ile sona ermiş bulunduğundan edinilmiş mallara katılma rejimi gereği davaya konu taşınmazların, satılan kooperatif hissesinin ve bankadaki paranın edinilmesinde müvekkilinin en az 1/2 oranında katkısı bulunduğundan taşınmazların değerinin yarısının, kooperatif hissesi değerinin yarısının ve bankadan çekilen (Euro) yarısının müvekkiline dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte ödenmesi için ıslah talebinde bulunduklarını belirterek talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davacı kadın vekili 06.07.2011, 08.02.2012 ve 28.01.2013 tarihli dilekçelerinde talep miktarını kooperatif hissesi nedeniyle 3.358,00 TL, 540 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 1.674,00 TL, 4451 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 51.063,97 TL olmak üzere toplam 56.095,97 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı erkek vekili, tarafların 1975 yılında nikahsız olarak evlendiklerini, müvekkilinin kahvehanede, şantiyelerde ve sulama kanallarında çalışarak gelir elde ettiğini, 4451 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın 1979 yılında yapılmaya başlandığını, babası tarafından yapıldığını, babasının emekli maaşı, tarlasını satarak ve başka taşınmazlardaki ağaçlarının hem inşaatta kullanılarak hem de satarak elde ettiği gelirle yapıldığını, davacının 1979 yılında yurtdışına gittiğini gelirini babasına verdiğini, müvekkilinin askerden sonra lokanta açıp işlettiğini, 1988 yılında çekilen kredi ile inşaatın tamamlandığını, kredinin müvekkilinin babasının taşınmazı ile karşılandığını, müvekkilinin 1988 yılında yurtdışına gittiğini, önce günlük sonra kadrolu işlerde çalıştığını, kooperatif hissesinin müvekkilinin eniştesi adına olduğunu ve ödemesinde tarafların katkısı olmadığını, banka hesabındaki paranın müşterek kredi borcu için çekildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı vekili 24.11.2011 tarihinde cevap dilekçesini ıslah ederek alacak yönünden zamanaşımı definde bulunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.02.2013 tarihli, 2006/70 Esas, 2013/144 Karar sayılı kararı ile, davacının çalışarak malların edinilmesine katkısı olduğu; kooperatife yapılan ödemeler nedeniyle davacının % 72, 540 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle davacının % 62, 4451 parsel sayılı taşınmazın evlilik birliği içinde bodrum hariç kısmının yapıldığı, arsanın davalının babası tarafından hibe edildiği, davacının işbu taşınmaza da % 62 oranında katkısı olduğu gerekçesiyle, 540 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 1.674,00 TL, kooperatif hissesi nedeniyle 3.358,00 TL olmak üzere toplam 5.032,00 TL'nin 15.03.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline; 4451 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 51.063,97 TL talebinin kısmen kabulüyle 28.643,00 TL'nin 15.03.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin 22.421,00 TL'lik talep ile müşterek hesap yönünden 1000,00 TL olmak üzere toplam 23.421,00 TL talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 20.03.2015 tarihli ve 2013/21606 Esas, 2015/6538 Karar sayılı ilamı ile, davacının ıslah dilekçesindeki talebi, toplanan deliller, dosya kapsamı ve özellikle taraf vekillerinin temyiz itirazları dikkate alındığında davanın mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde alacak istemine ilişkin olduğu, davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken görev hususu gözetilmeksizin Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre işin esasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin Aile Mahkemesi sıfatıyla yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 'Aile Mahkemesi Sıfatıyla' ibaresinin tutanaklarda ve karar başlığında gösterilmemiş olmasının usulî eksiklik olduğu ve Mahkemenin görevi ile ilgisi bulunmadığı gerekçesiyle bozma kararına direnilmesine; davacının çalışarak malların edinilmesine katkısı olduğu, kooperatife yapılan ödemeler nedeniyle davacının % 72, 540 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle davacının % 62, 4451 parsel sayılı taşınmazın evlilik birliği içinde bodrum hariç kısmının yapıldığı, arsanın davalının babası tarafından hibe edildiği, davacının işbu taşınmaza da % 62 oranında katkısı olduğu gerekçesiyle, 540 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 1.674,00 TL, kooperatif hissesi nedeniyle 3.358,00 TL olmak üzere toplam 5.032,00 TL'nin 15.03.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline; 4451 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 51.063,97 TL talebin kısmen kabulüyle 28.643,00 TL'nin 15.03.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin 22.421,00 TL'lik talep ile müşterek hesap yönünden 1000,00 TL olmak üzere toplam 23.421,00 TL talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 19.12.2017 tarihli ve 2016/21213 Esas, 2017/17153 Karar sayılı ilamı ile, Dairece verilen 20.03.2015 tarihli, 2013/21606 Esas, 2015/6538 Karar sayılı bozma kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu belirtilerek Mahkemece verilen direnme kararının temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.11.2021 tarihli ve 2018/8-95 Esas, 2021/1363 Karar sayılı ilamı ile Mahkemece kararda direnildiği belirtilmiş ise de, davaya 'Aile Mahkemesi Sıfatıyla' karar verilerek esasen bozma kararında belirtilen hususun yerine getirildiği, direnme kararının gerçekte bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm niteliğinde olduğu kurulan yeni hükmün temyiz incelemesinin Özel Daireye ait olduğu belirtilerek davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 03.11.2022 tarihli ve 2021/3808 Esas, 2022/8859 Karar sayılı kararıyla, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı erkek vekili, 4451 parsel sayılı taşınmazın müvekkilinin babası tarafından hibe edildiğini, hibe edildiğinden binanın babası tarafından yapılmış olduğunu, taşınmazın hem arsası hem de bina yönünden hibe edildiğini, davacının katkısı olmadığını, binanın 1980 yılında tamamlandığı, kooperatif hissesinin müvekkilinin eniştesi tarafından bedelsiz olarak verildiğini, davacının dava konusu mal varlıklarına katkısı olmadığını, davacının katkısını ispatlayamadığını, tanık beyanlarının tarafsız olmadığını belirterek müvekkili aleyhine verilen hükümler yönünden hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ispat noktasındadır. Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 232 nci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 239 uncu maddesinin birinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, 07.10.1953 tarihli, 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı Kararı.

3. Değerlendirme

1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle onanmış olup, temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 660,00 TL para ceza ile 375,10 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.