"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2489 E., 2022/3418 K.
DAVA TARİHİ : 07.10.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Vezirköprü 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/196 E., 2022/145 K.
Taraflar arasındaki davacı erkek tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı kadının başka köyden bir şahısla ilişki yaşamaya başladığını ve çocukları ile kaldığı ortak konutu sık sık terk ederek gidip gelmeye başladığını, bu durumu öğrendiğinde davalıya telkinde bulunarak ailenin devamını sağlamaya çabaladığını davalının ortak evi çocukları da bırakarak terk ettiğini ve Çaltu Mahallesinde H. A. isimli şahısla yaşamaya başladığını, bu durum üzerine çocukların da Kaymakamlık aracılığıyla ... Çocuk Esirgeme Kurumunda koruma altına alındığını ve orada kaldıklarını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin evlilik birliği boyunca iş gerekçesiyle yalnız bıraktığını, çalıştığı yere eşini ve ailesini götürmediğini yıllar boyunca çocuklarla tek başına bıraktığını, sürekli eşini ihmal ettiğini, nihayetinde emekli olduktan ve çocuklar belli bir yaşa geldikten sonra artık davalı kadına ihtiyacı olmadığını düşünerek boşanma davası açtığını, davacının evin geçimi için ailesine maddî destek sağlamaması ve maddî yoksunluk nedeniyle çocukların kuruma alındığını ileri sürerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne davanın reddine aksi halde kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadın vekiline 24.02.2022 tarihli ön inceleme duruşmasına tanık delilini bildirmesi için süre verilmesine karşın davalı tarafın tanık listesi sunmadığı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı erkeğe isnat edilen kusurları ispat edemediği; kadının, tanık beyanında belirtilen eşi şehir dışında çalışırken evde çocuklarını bırakıp ara ara evinden ayrıldığı ve başka bir erkekle gülerek yolda yürüdüğü vakıasının sosyal ekonomik durum araştırma tutanakları da birlikte değerlendirildiğinde güven sarsıcı davranışları niteliğinde davalı kadının tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, uzman raporları ve çocukların beyanları dikkate alınarak velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki tesisine, çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu uyarınca verilen bakım tedbirinin uygulanmasına ve devamına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının geçiminin sağlandığını, tedbir nafakası şartlarının oluşmadığını ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; görgüye dayalı olmayan yorumdan ibaret tanık beyanlarına itibar edilmesinin doğru olmadığını, kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, çocukları ile ilgilenen anne olmasına karşın velâyetin babaya verilmesinin doğru olmadığını, tedbir, iştirak ile yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflara ait malî ve sosyal durum araştırma tutanakları, nafakanın niteliği ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadının geçiminin başkası tarafından karşılandığı, bu durumda kadın eşin zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayamayacak durumda olduğundan bahsedilemeyeceği gözetilmeksizin kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının tedbir nafakası talebinin reddine; kararın usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, gerekçesi ile davalı kadının istinaf başvurusunun ise 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; görgüye dayalı olmayan yorumdan ibaret tanık beyanlarına itibar edilmesinin doğru olmadığını, kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, çocukları ile ilgilenen anne olmasına karşın velâyetin babaya verilmesinin doğru olmadığını, tedbir, iştirak ile yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesi, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.