Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1119 E. 2023/3999 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirlemesi, maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadının haberi olmaksızın ortak konutu satması nedeniyle ekonomik güven sarsıcı davranışta bulunması ve tanık beyanları da gözetilerek erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının kişilik haklarının ihlal edildiği ve maddi manevi tazminata hak kazandığı, ayrıca yoksulluk nafakası miktarının düşük olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kusur belirlemesi, tazminat talepleri ve yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1342 E., 2022/2125 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Batı 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/372 E., 2019/273 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 7 yıllık evlilik birliği içerisinde bir kez bile cinsel birleşme yaşamadıklarını, karı koca olamadıklarını, davalının psikolojik rahatsızlığı sebebi sabrettiklerini, davalının tedavi olması için defalarca doktora gittiklerini, davalının psikolojik rahatsızlığı nedeniyle birlikteliğin olmadığının söylendiğini ancak davalının tedaviye devam etmediğini, davalının birlikte yaşamak istemediğini söyleyerek anlaşmalı boşanmak istediğini, tarafların müşterek evlerinin davalı üzerine kayıtlı olduğunu, müvekkilinin gündelik işlere giderek taşınmaz kredisinin ödenmesine destek olduğunu, davalının müvekkilinden gizli bu taşınmazı babasına devrettiğini beyan ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 5.000,00 TL maddî tazminat, 25.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağının tarafına iadesine hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; Evlilik birlikteliğindeki sorunların davacı kadından kaynaklandığını, müvekkilinin taşınmazı gerçek sahibine devretmesi sonucu...' in evi terk ettiğini, davacının bu hususta tapu iptal ve tescil davası açtığını beyan ederek davacı kadının açtığı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı kadının cinsel şiddet uyguladığını, küçük sorunları büyütüp ailesine aktardığını, mahrem konuları başkalarına anlattığı, davalının Kars Kağızman 'da bulunan köylülerine kocasının eşcinsel- gay olduğu yönünde dedikodusunu yaydığını, davalının evi terk ederken ziynet eşyalarını ve beş bileziğini alarak evi terk ettiğini beyan ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, müvekkili için 30.000,00 TL maddî tazminat ile 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar arasında evlilikleri süresince cinsel birlikteliğin olmadığı, tarafların cinsel birleşmeye engel rahatsızlıklarının bulunmadığının Adli Tıp Kurumu raporuyla sabit olduğu, tedaviye başladıkları ancak tedaviye devam etme konusunda her iki tarafın da yeterli özeni göstermedikleri, davacı ...'nin sık sık evi terkedip gittiği, davalı ...'un da davacının kardeşinin yanında " ben artık kendi yoluma bakmak istiyorum " diyerek evlilik birliğini devam ettirmek istemediğini söylediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizliğin bulunduğu, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle tarafların tazminat taleplerinin reddine, düğünde takılan takıların bozdurularak ev alındığı iddiasının tanık beyanlarıyla doğrulandığı, davalı erkeğin altınların kadın tarafından hibe edildiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle kadının ziynet eşyası alacağı talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, tedbir ve yoksulluk nafakası takdiri ile ziynet alacağı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile her iki başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili ve katılmalı temyiz yoluyla ... kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili katılma yoluyla sunduğu temyiz dilekçesinde özetle: davalı-davacı erkek vekiline istinaf karar harcını yatırması için muhtıra gönderildiğini ve kesin süre verildiğini, istinaf harcının süresinden sonra yattığı için istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekirken esastan incelenmesinin hatalı olduğunu, erkeğin tam kusurlu olduğunu, kusur belirlemesinin doğru yapılmadığını beyan ederek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; bekaret ve cinsel birliktelik konusunda yalanlar söyleyip müvekkilini ailesi, akrabaları ve toplum nezdinde küçük düşüren kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğunu, kadının davasının kabulünün hatalı olduğunu, gelir getirici bir işte çalışan, öz bakımını sağlama konusunda herhangi bir fiziksel veya zihinsel engeli bulunmayan, kendine bakımı iyi olan kadın lehine nafakaya karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, tedbir ve yoksulluk nafakası takdiri yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki evlilik birliğinin ortak hayatın devamı kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak davaların kabulünün doğru olup olmadığı, tazminat taleplerinin reddi yasal koşullarının bulunup bulunmadığı, kadın lehine hükmedilen nafakaların kabulü ve miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 üncü madde hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı -davacı erkek vekilinin tüm, davacı -davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince, kadının sık sık evi terk ettiği, erkeğin ise kadının kardeşinin yanında " Ben artık kendi yoluma bakmak istiyorum " diyerek evlilik birliğini devam ettirmek istemediğini söylediği, ayrıca her iki tarafın da evlilik birliği süresince cinsel birliktelik kurulamaması nedeniyle tedaviye başladıkları ancak tedaviye devam etme konusunda yeterli özeni göstermedikleri, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilmiş ise de yapılan yargılama, toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanlarından erkeğin tapuda kendisi adına kayıtlı bulunan fakat tarafların ortak kullanımda olan müşterek konutu kadının haberi olmaksızın satması nedeniyle ekonomik yönden güven sarsıcı davranışta bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda davalı -davacı erkeğin ağır, davacı -davalı kadının ise az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen ... kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, davalı -davacı erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak ... kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı -davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki "hakkaniyet ilkesi" de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının reddedilen tazminat talepleri ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden davacı -davalı kadın yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının reddedilen tazminat talepleri ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden davacı -davalı kadın yararına BOZULMASINA,

3. Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı -davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Mesut'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.