"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/764 E., 2022/2357 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 19. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/467 E., 2021/165 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, erkeğe psikolojik şiddet uyguladığını, saygı göstermediğini, birlikte yaşamaktan kaçındığını, ortak çocuğu tehdit aracı olarak kullandığını, tehdit içerikli mesajlar gönderdiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı erkek vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu belirterek erkek lehine 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadına iftira attığını, arayıp sormadığını, hakaret içerikli mesajlar gönderdiğini, başka bir kadınla evlenmek suretiyle sadakat ilkesine aykırı davrandığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, yasal faiziyle birlikte aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faiziyle birlikte aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin başka kadınla ilişkisinin olduğu, kadına hakaret ettiği, kadının ise kusurunun ispatlanmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın ve erkeğin tazminat talebinin reddine, kadının davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporu, çocuğun yaşı, sürekli anne yanında yaşadığının sabit olduğu dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk lehine hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 750,00 TL olarak devamı ile karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 750,00 TL olarak devamına, boşanmaya yol açan olaylarda kusuru olmadığı ve geliri bulunmadığı gerekçesiyle kadın lehine aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kararın kesinleşme tarihinden itibaren nafakalara yasal faiz uygulanmasına, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluştuğundan kadın lehine 35.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasında kadının kusurlu olduğunu, kadının hakaret içerikli mesajlarının İlk Derece Mahkemesince dikkate alınmadığını, kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu, sömestr tatilinde ve temmuz ayında kurulan kişisel ilişkinin uygulanmasının zor olduğunu, çocuk için yurt dışına çıkış izni verilmesi gerektiğini ileri sürerek; her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurların sabit olduğu ancak kadının da taraflar arasında geçen yazışmalarda eşine sinkaflı ifadeler içeren mesajlar göndermek suretiyle sözel şiddet içeren davranışlar gösterdiği, boşanmaya sebep olan kusurlu davranışları dikkate alındığında, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin, kadın eşe nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte, erkeğin boşanma davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle erkeğin reddedilen boşanma davası ile tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf isteklerinin kabulüne, kusura ilişkinin gerekçenin açıklanan şekilde düzeltilmesine, her iki boşanma davasının istinaf edildiği ve tarafların boşanmalarına ilişkin hükmün kesinleşmediği gözetilerek İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin boşanma davası yönünden kaldırılmasına ve erkeğin de boşanma davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına, yoksulluk ve iştirak nafakasına, nafaka alacağı muaccel hale gelmedikçe faiz istenemeyeceği kuralı gözetilerek her ay için ve doğduğu ay nazara alınarak nafaka miktarı bakımından faiz işletilebileceği gözetildiğinde, İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmün infazında tereddüt oluşturabilecek şekilde nafakaya ilişkin kararın kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle erkeğin bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulüne, iştirak ve yoksulluk nafakasına her ay muaccel olduğu tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına, baba ve ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin babalık duygularının tatmini bakımından yetersiz olduğu, bu sebeple İlk Derece Mahkemesince belirlenen kişisel ilişki günleri yanında, babanın Danimarka'da ortak çocuğun ise Türkeye'de yaşadığı gözetilerek ortak çocuk ile baba arasında babalık duygularını tatmin edecek, bu hakkın rahatça kullanılmasına engel olmayacak şekilde daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerektiği gerekçesiyle erkeğin bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulüne, ortak çocuk ile baba arasında, okul yarıyıl tatilinin ilk haftası Pazartesi günü saat 10.00' dan üçüncü Pazartesi günü saat 10.00'a kadar, Dini bayramların ikinci günü saat 10.00' dan üçüncü günü saat 18.00' e kadar, her yıl 1 Temmuz günü saat 10.00' dan 31 Temmuz günü saat 18.00' e kadar kişisel ilişki kurulmasına, erkeğin sair yönlere ilişkin istinaf itirazları yönünden kararda isabetsizlik bulunmadığından bu yönlere ilişkin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurlu olmadığını, evlilik birliğinin sarsılmasında kadının kusurlu olduğunu, kadının davasının kabul edilmesinin hatalı olduğunu, kadın kusurlu olduğu halde tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının ve kadın lehine nafakaya hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili yurt dışında olduğu için baba ile ortak çocuğun sadece telefonda görüşebildiklerini, kişisel ilişkide belirlenen uzun süreli zaman dilimleri açısından görüşmenin sağlanması için ortak çocuğun yurt dışına çıkışına izin verilmesi talebinin reddinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile kişisel ilişki yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının hakaretlerinin erkeğin tahriklerine ve hakaretlerine tepki niteliğinde olduğunu, kadına kusur olarak yüklenemeyeceğini, erkeğin davasını ispatlayamadığını ve erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek; erkeğin davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın kabulü ile kadın lehine nafakalara ve tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, ortak çocuğunun yurt dışına çıkmasına izin verilmesi yönünde hüküm kurulmamasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 323 üncü ve 330 uncu maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.