Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1142 E. 2023/4202 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya karar verilmesi, kusur belirlenmesi, nafaka ve tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Daha önce açılan boşanma davasının reddinden sonra tarafların üç yıl süreyle bir araya gelmedikleri, bu durumda kusur durumuna bakılmaksızın TMK 166/4. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesi gerektiği, kadının manevi tazminat talebinin reddine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü dışında, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, temyiz istemlerinin reddine ve istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1038 E., 2022/2260 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Simav Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/249 E., 2020/171 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını, müvekkili tarafından daha önce boşanma davası açıldığını ve reddedildiğini, kararın 09.06.2016 tarihinde kesinleştiğini, kararın kesinleştiği tarihten itibaren tarafların bir araya gelmediklerini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının doğru olmadığını, evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını, erkeğin annesiyle oturmaya mecbur ettiğini, bağımsız konutları olmadığını, erkeğin kendine ait malları abilerinin üzerine yaptığını belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temeleinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların evlendikten sonra üç dört ay kadar birlikte yaşadıkları ve sonrasında ayrı yaşamaya başladıkları ve yedi sekiz yıldır hiç bir araya gelmedikleri, daha önce açılan ve reddedilen boşanma davasının kesinleşmesinden sonra da tarafların üç yıl içinde bir araya gelmediği, fakat bu davanın erkeğin kusurlu hareketleri nedeniyle reddedildiği, iş bu dava dosyasında dinlenen erkek tanıklarının taraflar arasındaki geçimsizliğin nedenini bilmedikleri fakat kadın tanıklarının erkeğin bağımsız bir konut temin etmediğini beyan ettiği, tüm dosya kapsamından tarafların arasındaki geçimsizlik olduğu, birbirlerine karşı aile birliğinin sıcaklığını muhafaza etmedikleri, aile birliğinin fikren ve fiilen ortadan kalkmış olduğu, tarafların ortak hayatı sürdürmelerinin mümkün olmadığı, gerek tanıkların beyanlarından gerekse reddedilen boşanma davası dosyasından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin bağımsız bir konut temin etmemesi nedeniyle kadına oranla daha fazla kusurlu olduğu, daha önce açılan boşanma davasının erkeğin kusurlu haraketleri nedeniyle reddedildiği, hiç kimsenin kendi kusuru nedeniyle lehine hak çıkaramayaağı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kusur durumu ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminat kararlarının hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek; her iki boşanma davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek tarafından daha önce açılıp reddedilen ve kesinleşen boşanma davasından sonra tarafların üç yıl süre ile bir araya gelmedikleri, bu halde kusur durumuna bakılmaksızın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanma davasının kabul edilmesi gerektiği halde erkeğin davasının reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle erkeğin bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, erkeğin de davasının kabulü ile tarafların 166 ncı maddenin dördüncü fıkrası gereğince boşanmalarına, erkeğin daha önce açtığı ve reddedilen boşanma davasında kadına atfedilecek bir kusur izafe edilemediği, tarafların daha sonra üç yılı ... süre tekrar bir araya gelmedikleri, reddedilen davayı açmakla fiili ayrılığı erkeğin başlattığı, bu nedenle erkek aleyhine maddî tazminata hükmedilmesi doğru ise de, erkeğin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edebilecek bir kusurunun kararda gösterilmemesine ve kabule göre de bağımsız konut temin etmemenin manevî tazminat gerektirmemesine rağmen erkek aleyhine manevî tazminata karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle erkeğin bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kadının manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin diğer istinaf itirazlarının ise İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, maddî tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminatın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl ve karşı davanın kabulü ile kadın lehine yoksulluk nafakası ile maddî tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.