"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/833 E., 2022/3011 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/1054 E., 2022/97 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların fiilen 4 yıldır ayrı yaşadıklarını, bu süreçte araya aracıların girdiğini ancak erkeğin eve dönmediğini, erkeğin müvekkiline "seni istemiyorum, babanın evine git" dediğini toplum içinde küçük düşürdüğünü, hakaret ettiğini, adam yerine koymadığını, kararları tek başına aldığını, evlilik süresi boyunca gece yarısından sonra eve geldiğini, çoğu zaman evine hiç gelmediğini, eşini ve yeni doğan çocuğunu ihmal ettiğini, evlilik süresince ev, arkadaş ziyaretleri yapmadığını, sosyal çevresine eşini dahil etmediğini, tüm önemli işleri, kararları erkeğin ailesinin onayıyla gerçekleştiğini, sürekli olarak kendi ailesi ile zaman geçirdiğini, son bir yıldır çocuğunu hiç aramadığını, kadının maaşını aldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, şimdilik 1.000,00 TL ziynet alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, kadının evi terk ettiğini, evde misafir ağırlamak istemediğini, kozmetik ürünleri satarak kendisini ve müvekkilini küçük düşürdüğünü, " atanırsam bunun yanında bir dk bile durmam, iki kelimeyi bile bir araya getiremiyor" dediğini, kendisinin üniversite mezunu olduğun, davalı-karşı davalı erkeğin ise ortaokul mezunu olması sebebiyle dalga geçerek iş arkadaşları içinde ona hakaret ederek küçük düşürdüğünü iddia ederek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, erkek yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve karşı davada tarafların iddialarını ispatlayamadığı, ziynet alacağı davasının tefrik edildiği gerekçesiyle asıl ve karşı davanın ayrı ayrı reddine, anne yanında kalan ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili, asıl davanın ispatlandığını, tüm ferileri ile kabulü gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı erkek vekili, karşı davanın ispatlandığını, tüm ferileri ile kabulü gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların iddia ve savunmaları, tanık beyanları ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 2016 yılından bu yana ayrı yaşadıkları, davacı-karşı davalı kadının eşini sürekli aşağıladığı, davalı-karşı davacı erkeğin ise süreklilik arz edecek şekilde eşine ve çocuğuna ilgisiz olduğu, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, sinkaflı küfür ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, dosya kapsamında bulunan tanık beyanları ve sosyal inceleme raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olduğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile, tarafların asıl davada 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası karşı davada ikinci fıkrası, gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL tedbir, 1.200,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; eksik inceleme ile karar verildiğini, ağır kusurlu taraf yararına vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, tazminat miktarının az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kusur belirlemesi, tazminatların miktarı ve vekâlet ücreti yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının kusurlu olduğunu, kadın yararına tazminat koşulları oluşmadığını, müvekkili yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini, ortak çocuğun beyanı alınmadan velâyet konusunda karar verilmesinin çocuğun yüksek yararına uygun olmadığını, velâyetin babaya verilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, erkeğin tazminat taleplerinin reddi ile velâyet düzenlemesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası olup, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesinin çocuğun üstün yararına, yaşına, gelişimine uygun olup olmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu bulunan ancak davası kabul edilen taraf yararına vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası 169 uncu, 174 üncü, 182 nci, 330 uncu, 336 ncı, 339 uncu, 343 üncü, 346 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
3. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuk 03.03.2014 doğumlu Asmin Sara'nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî tazminat ve iştirak nafakası miktarları yönlerinden davacı-karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Ekrem'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Meral'e geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.