"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/421 E., 2022/1534 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 14. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1008 E., 2019/1019 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 2006 yılında evlendiklerini, bir çocuklarının bulunduğunu, müvekkilinin doğuma 40 gün kala eşinin eski sevgilisi ile görüştüğünü öğrendiğini, bu durumu erkeğin kabul ettiğini ve bu olay sonucunda evi terk ettiğini, müvekkilinin ve ortak çocuğun hayati tehlikesi nedeni ile hastaneye yatması ve erken doğum için eşinin onayı gerektiğinde, erkeğin bu onayı umursamaz bir tavır ve sorumsuzluk içinde verdiğini, erkeğin çocuğun doktor kontrollerine gelmediğini, çocuk ve müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin müvekkiline tevdine, çocuk için 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin başka bir kadınla mesajlaşarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, eşinin ve ortak çocuğun hayati tehlikesi nedeni ile hastaneye yatması ve erken doğum için onayı gerektiğinde bu onayı umursamaz bir tavır ve sorumsuzluk içinde verdiği, kadının ve ortak çocuğun maddî, manevî ihtiyaçlarını karşılamadığı, onlarla ilgilenmediği, ortak yaşamın davacı kadın için çekilmez hale geldiği, erkeğin tam kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği ve devamında fayda kalmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir, 350,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 17.500,00 TL maddî, 12.500,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, kadın tanıklarının birinci derece yakınları olduğunu, müvekkilinin konuştuğu kişinin yirmi yıllık arkadaşı ve konuşmaların belli bir sevide olduğunu, aldatma gibi bir saikinin olmadığını beyan ettiği ancak Mahkemece dikkate alınmadığını, müvekkilinin kusurlu olmadığını, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, başka bir kadınla mesajlaşarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, eşinin ve ortak çocuğun hayati tehlikesi nedeni ile hastaneye yatması ve erken doğum için onayı gerektiğinde bu onayı umursamaz bir tavır ve sorumsuzluk içinde verdiği, kadının ve çocuğun maddî, manevî ihtiyaçlarını karşılamadığı, onlarla ilgilenmediği, bu suretle erkeğin tam kusurlu olduğu, kusur durumuna göre kadın yararına maddî ve manevî tazminatın kanuni şartlarının oluştuğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşecek olması nedeniyle yoksulluk nafakasına, anne bakım ve şefkatine muhtaç olun küçük çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, velâyeti kendisine verilmeyen eşin çocuğun giderlerine katılması gerektiğinden çocuk yararına iştirak nafakasına karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu, tazminatların ve nafakaların miktarlarının makul olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, kadın tanıklarının birinci derece yakınları olduğunu, gerçeğe aykırı tanık beyanları ile hüküm kurulduğunu, müvekkilinin konuştuğu kişinin yirmi yıllık arkadaşı olduğunu ve kadının kıskançlığı nedeniyle ithamlarda bulunduğunu, kadının iddialarını ispatlayamadını, müvekkilinin kusurlu olmadığını, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin şartlarının oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davacı kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı ve194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.