Logo

2. Hukuk Dairesi2023/119 E. 2023/1487 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, az kusurlu kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarının, koşullarının ve süresizliğinin hakkaniyete uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten kadının yeniden evlendiği tarihe kadar geçerli olduğu ve bozmaya uyularak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek temyiz itirazlarının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin ailesinin etkisi altında kalarak hareket ettiğini, sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, ailesinin müdahalesine sessiz kaldığını ve ailesinin dolduruşuyla hareket ederek kadına sert ve baskıcı davrandığını, kadının hastalığı sebebiyle küçük düşürücü sözler söylediğini, kadının kök ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, küçük şeylerden tartışma çıkardığını, boşanma konusunda kadına baskı uyguladığını, kadının eve dönmesini engellediğini, kapı kilidini değiştirdiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının rahatsızlığını evlenmeden önce gizlediği, buna rağmen kadının rahatsızlığı için uğraştığını, kadının ailesinin erkeğin ailesine karşı olumsuz tavırlar sergilediklerini, erkeğin babasına hakaret ettiğini, kadının ailesinin erkeği evden kovduğunu iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.12.2016 tarihli ve 2015/718 Esas, 2016/915 Karar sayılı kararıyla; tarafların evlendikten sonra erkeğin ailesine ait evde oturdukları, erkeğin ailesinin tarafların özel hayatlarına müdahalesine sessiz kaldığı, ailesinin baskısı altında kaldığı, erkeğin ailesinin, kızlarının hastalığı için ...'e gelen kadının ailesini istemediği, müşterek evin kilidinin değiştirilerek kadına verilmediği, erkeğin babasının kadın hakkında olumsuz söylemlerde bulunduğu, erkeğin nikahtan sonra gidilecek gezmeye kadının abisinin gelmesini istemediği, bunun üzerine arabadan inmek isteyen kadına küfür ettiği, kadının ve arkadaşının kuaför parasını ödemek istemediği, kadının annesine dünyayı zindan edeceği yönünde tehdit içeren sözler söylediği, kadına evlilik birliğinin mutluluğu ile bağdaşmayan sözler söylediği, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadının hastalığını erkekten gizlediğine dair kusurun ispatlanamadığı, erkeğe yönelik bir takım hakaret içerikli sözlerinin evlilik öncesinde vuku bulması nedeniyle bu kusurun kadına yüklenemeyeceği, kadının erkeğin babasına hakaret ettiği, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğundan bahisle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir, 500,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, yine kadın lehine 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili kusur tespiti, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden; davalı-karşı davacı erkek vekili ise kusur tespiti, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, tazminatlara faiz işletilmesi ile tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.05.2017 tarihli ve 2017/427 Esas, 2017/595 Karar sayılı kararıyla; davacı-karşı davalı kadının dilekçeler aşamasında talep etmiş olduğu maddî ve manevî tazminatlara faiz uygulanmasına ilişkin olarak bir isteminin olmadığından bahisle davalı-karşı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminatlara uygulanan faize ilişkin istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi tarafından kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlara işleyecek faiz yönünden "kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılmak suretiyle kararın düzeltilmesine, tarafların sair istinaf başvurularının ise İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğundan bahisle esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 26.03.2019 tarihli ve 2017/6709 Esas ve 2019/3435 Karar sayılı ilamı ile; tarafların, evliliğin devamında bağımsız konutta yaşamaları sebebiyle İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenilen tarafların evlendikten sonra erkeğin ailesi ile birlikte oturdukları vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, müşterek evin kilidinin değiştirildiği ve anahtarın kadına verilmediği yönündeki vakıanın ise boşanma davası açıldıktan sonra meydana gelmesi nedeniyle bu kusurun da erkeğe yüklenmesinin hatalı olduğu, ancak mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya neden olan olaylarda yine de erkeğin ağır kusurlu olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına göre, kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının fazla olduğu gerekçesiyle kadına daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve günün ekonomik şartlarına göre davacı-karşı davalı kadın lehine 400,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davacı-karşı davalı kadının çalıştığını, bu durumun dosyaya yansıyan belgelerle sabit olduğunu, erkeğin hali hazırda işsiz olduğu ve yeni evlilik yapması nedeniyle nafakayı ödeyecek ekonomik gücünün olmadığını, tarafların evli kaldıkları süre de göz önünde bulundurularak aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası, nafakanın süresiz olarak hüküm altına alınması ve miktarı bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında az kusurlu kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, toptan yoksulluk nafakasına ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği ve yoksulluk nafakasının miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı ve özellikle kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten kadının yeniden evlendiği 13.11.2021 tarihine kadar geçerli olduğunun anlaşılmasına göre, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı- karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı- karşı davacı erkeğe yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.