"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/833 E., 2022/1713 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 17. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/762 E., 2021/261 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek ve davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı - karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı - karşı davacı kadının tokat atıp saldırdığını, hakaret ettiğini, iktidarsız olduğunu söylediğini, ortak çocuğu kendisinden soğutmak için iftira attığını, ortak çocuğun uygun olmayan görüntülerini sosyal medyada yayınladığı, taşınmazlarını satıp yakın akrabalarına devrettiğini, 20.09.2018 tarihinde eşyalarını evden atarak, eve girmesini engellediğini, içkili mekanların müdavimi olduğunu, bu mekanlarda alkol alıp, tanımadığı erkeklerle dans ettiğini, alkol tutkusunun evde de devam ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, davacı - karşı davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ortak çocukla ilgilenmediğini, eve hiç gelmediğini, geldiğinde de geç geldiğini, yalan söylediğini, aşırı alkol aldığını, kendisine ve ortak çocuğa psikolojik baskı uyguladığını, cinsel beraberlikten kaçındığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 7.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, kadın yararına 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her iki tarafın sadakat yükümlülüğü kapsamında güven sarsıcı davranışlarda bulunmak şeklindeki eşit kusurlu davranışları sonucunda evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmelerini olanaksız kılacak biçimde temelinden sarsıldığı, ortak çocuk küçük ...'in yaşı ve ihtiyaçları nazara alınarak velâyet hakkının davalı-karşı davacı anneye verilmesi, baba ile kişisel ilişki kurulması, tarafların gelir ve ihtiyaçları, ödeme güçleri, paranın satın alma gücü, genel ekonomik esaslar ile hak ve nesafet ilkeleri nazara alınarak davalı-karşı davacı kadın ile ortak çocuk yararına uygun miktarda nafaka takdiri, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle davalı-karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocuk 21.09.2005 doğumlu ...'in velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına belirlenen aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 2.000,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, davalı - karşı davacı kadın yararına belirlenen aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 3.000,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, davalı - karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı-karşı davacı kadın vekili, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini, nafaka miktarlarının az olduğunu, asıl davanın reddi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesiyle, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yasal koşulları oluşmadığını, karşı davanın reddi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulüne karar verilmiş ise de; tanık beyanları, telefon kayıtları, fotoğraflar ve toplanan diğer deliller değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesince davalı-karşı davacı kadına yüklenen vakıaya ilişkin tanık beyanında net bir tarih bulunmadığı gibi tanığın beyanında yer alan anlatım ile kadına yüklenen vakıanın ispatlanmadığı, davacı-karşı davalı erkeğe yüklenen vakıanın gerçekleştiği, dosyada mevcut mesajlarda net bir tarih bulunmadığı gibi kimden gönderildiğinin de anlaşılamadığı, bu nedenlerle kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, son celse taraf vekillerince tüm delillerin toplanıldığı yönünde beyanda bulunulduğu, dava tarihinden sonra gerçekleşen olayların ayrı bir dava konusunu oluşturacağı, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, asıl davanın reddi gerektiği, İlk Derece Mahkemesinin ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, ortak çocuk ve kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesine ilişkin hükümlerinin isabetli olduğu, kadının düzenli geliri olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşmadığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçe değiştiğinde ve yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiğinden İlk Derece Mahkemesi kararının tamamen kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk lehine belirlenen aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının 03.03.2021 tarihi itibariyle 2.000,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, davalı - karşı davacı kadın yararına belirlenen aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasının 03.03.2021 tarihi itibariyle aylık 3.000,00 TL'ye çıkartılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı - karşı davacı kadın yararına 300.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek ve davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesinde yer alan bütün iddialarını gerek fotoğraf gerekse mesaj kayıtlarıyla ispat ettiğini, aleyhine hükmedilen tazminatların yasal koşulları oluşmadığını, ödeme gücü olmadığını, babasından intikal eden hisseli akaryakıt istasyonunun kiracı tarafından işletildiğini, kadının çalışma olanağı olduğunu, kadın yararına nafakaya hükmedilemeyeceğini Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; her iki dava ve fer'îler yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı kadın vekili; kadının gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğunu, asgari ücret düzeyindeki gelirin yoksulluktan kurtarmadığını, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının çok az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; maddî ve manevî tazminatların miktarları ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının reddinin, kadının davasının kabulünün ve kadın yararına tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve tazminat miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına olup olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, lehine yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup olaşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca, boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir. Bölge Adliye Mahkemesince kadının SGK kaydına bakılarak yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmişse de, taraf gelirlerinin birbirine denk olup olmadığı hususu da değerlendirilerek sonucuna göre yoksulluk nafakası hakkında bir karar verilebilmesi için kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumunun, kadının elde ettiği gelirin miktarı itibarıyla kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı, işten ayrılmış ise ayrılma sebebi araştırılarak yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası yönünden eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden...'e iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...ya yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.