"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/146 E., 2022/2164 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 22. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/344 E., 2021/455 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı erkeğin evlilikten kısa bir süre sonra müvekkilini beğenmediğini, müvekkiliyle hiçbir zaman sosyal ortamlarda bulunmadığını, ilgisiz, küçük düşürücü ve aşağılayıcı davranışlarda bulunduğunu, sadakatsiz davrandığını, başka bir kadınla samimi fotoğraflarını müvekkilinin tesadüfen davalı erkeğin telefonunda gördüğünü, müvekkili davalı erkeğe sorduğunda fotoğraftaki kadınla görüştüğünü, hatta fotoğraftaki kadının ailesinin de durumdan haberdar olduğunu ve işine gelirse şeklinde cevap verdiğini, müvekkili bu nedenle ayrı uyumak istediğini söylediğinde müvekkilini odaya sürükleyerek zorla birlikte olmak istediğini, fiziksel şiddet uyguladığını ve sinkaflı küfürler ettiğini, davalı erkeğin ailesinin de erkeği desteklediğini, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, davacı yararına aylık1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, davacı kadın yararına, 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dinlenen tanıkların davacının iddialarına ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, davacıdan duyulan hususların davalıya isnat edilen kusurları ispat edemeyeceği, dosyaya sunulan fotoğrafların davalının telefonundan rızası dışında alındığı bu nedenle hukuka aykırı delil niteliğinde bulunduğu ve hükme esas alınamayacağı, davacının başkaca delile dayanmadığı, bu haliyle davacının ileri sürdüğü iddiaları usulüne uygun olarak ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili, delil olarak dayanılan resimlerin hukuka aykırı elde edilen delil niteliğinde olmadığını, toplanan diğer delillerle de davanın ispat edildiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadının iddialarının ispatına yönelik olarak tanık beyanlarına, davalı ile başka bir kadına ait fotoğraflara, tarafların ve davalı ile ortak çocuğun arasında geçen sosyal medya yazışmalarına dayandığı, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının bir kısmının kadından duyuma dayanması sebebiyle sabit olmadığı anlaşılmakta ise de, tanıkların fiziksel şiddete ait izlere ilişkin anlatımları görgüye dayalı olduğu, bu vakıa sebebiyle erkeğe kusur yüklenmemiş olmasının doğru görülmediği, keza, davacı kadın tarafından dayanılan tehdit, hakaret ve küfür iddialarının değerlendirilmesinde, taraflar ve ortak çocuk ile davalı erkek arasında dava tarihinden önce geçtiği anlaşılan sosyal medya yazışmalarında yer alan "Anana de başımı belaya sokmasın", "Adam gibi ayrılsın bi canım kaldı gelsin alsın, Arabaya 2 bidon benzi(o)n, koydum, duyarsınız, bugün yarın", "Lan", "Amk", "Sok bi ta(s)rafına" şeklinde erkek tarafından yazılan sözlerle sabit olduğu, öte yandan, Mahkemece hukuka aykırı delil olarak kabul edildiği anlaşılan fotoğrafların, özel bir kurguyla oluşturulduğu ya da elde edildiği yönünde bir iddia ileri sürülmediği, salt, davalı erkeğin telefonundan alınmış olması bir delilin hukuka aykırı olarak elde edilen delil niteliğinde olduğunun kabulünü gerektirmeyeceği, davacı kadının eşini, söz konusu fotoğrafı çektirmeye zorlaması, ona yönelik bir plan kurması ya da bu hususta bir düzenek kurması veya telefonundaki şifreyi kırarak elde etmesi söz konusu olmayıp (aksine bir iddia olmamasına göre) tesadüfen gördüğü bu durumu delil olarak kullanmak amacıyla belgelemesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu, o halde, yazışmalarda geçen "Annene de resimi demesin yaşı ufak başımı belaya sokmasın" şeklindeki ifade, genç bir hanımla bir erkeğin bulunduğu fotoğrafta yer alan erkeğin davalı erkek olduğuna ilişkin tanıkların tespitleri ve fotoğrafta yer alanlar arasındaki samimi görüntü dikkate alındığında davalı erkeğin sadakatsizlik boyutuna varan davranışlarının olduğunun da sabit olduğu, gerçekleşen bu duruma göre, davalı erkeğin tam kusurlu davranışları ile taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğe sebep olduğunun kabulü gerektiği, olayların akışı karşısında davacı kadın dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, kadının boşanma davasının kabulü gerektiği, çocukların velâyet düzenlemesi konusundaki üstün yararları, velâyetlerinin anneye bırakılmasını gerektirdiği açık olduğu, boşanma davası açılınca hakimin eşlerin ve çocukların bakımına ilişkin önlemleri alması gerektiği, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, kadının düzenli geliri bulunduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, babaları ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına hükmedilen ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasının istinaf karar tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 600,00 TL olarak belirlenmesine, iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının istinaf karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL olarak belirlenmesine, yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı kadının tam kusurlu olduğunu, iddialarını ispat edemediğini, davanın reddi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tüm yönlerden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakasına hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, ortak çocukların velâyetinin annesine verilmesinin çocukların üstün yararına, yaşına, gelişimine uygun olup olmadığı, çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.