"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2414 E., 2022/1573 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/868 E., 2020/209 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle temelinden sarsıldığını, müvekkili ile davalı karşı davacı erkeğin 10.09.1992 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten ortak iki çocuklarının olduğunu ve çocukların reşit olduğunu, erkeğin evliliğin en başından beri alkol alışkanlığının olduğunu, alkol aldıktan sonra evde tartışma çıkarttığını, müvekkiline hakaret ettiğini, kötü davrandığını, sadece müvekkiline karşı değil çocuklara karşı da hakaret ettiğini, müvekkilinin koluna yumruk attığını, müvekkilinin evlilik boyunca fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, müvekkilinin ev hanımı olduğunu ve herhangi bir gelirinin olmadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 12.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 750.000,00 TL maddî, 750.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, tarafların altı yıldır ayrı yataklarda ve odalarda kaldıklarını, davacı karşı davalı kadının yemek dahi yapmadığını, müvekkilinin annesine saygısız davrandığını, evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları sebebiyle temelinden sarsıldığını ileri sürerek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, erkek yararına, 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların dava açılmadan önce büyük bir tartışma yaşadıkları ve bu tartışma sonrası kadının çocuklarla birlikte evden ayrıldığı, erkeğin sürekli alkol tüketiminin olması, erkeğin annesinin kadına olan olumsuz tutum ve davranışlarına kayıtsız kalması, hakaret etmesi, darp etmeye kalkışması nedenleriyle kusurlu olduğu, evliliğin devamında taraflar, ortak çocuklar ve toplum açısından bir yarar bulunmadığı taraflar arasındaki evlilik birliğinin erkeğin ağır kusurlu hareketleriyle temelinden sarsıldığı, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminat ve nafakaların miktarı ile karşı davanın reddine karar verildiği halde yararlarına vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; iki dava yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sürekli alkol kullandığı, alkol kullandığında tartışma çıkardığı, kadına " ağzına sıçtığımın karısı, ibne, şerefsiz, senden nefret ediyorum, senden tiksiniyorum, geber, şeytan, Allah belanı versin" tarzında sözler söyleyerek hakaret ve beddua ettiği, çocuklarına da hakaret ettiği, "bu evden siktirin gidin" dediği, en son olayda erkeğin kadına saldırdığı, yumruk attığı, bunun üzerine kadın ile ortak çocukların ortak evden ayrıldığı, ayrı ev kiraladığı, kadının da kayınvalidesi geldiğinde yüzüne bakmadığı, surat astığı, erkek ile aynı odada yatmadığı, böylelikle evlilik birliğinin sona ermesinde kadının az kusurlu, erkeğin ağır kusurlu olduğu, karşı davanın da kabulü gerektiği, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarlarının az olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karşı davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, İlk Derece Mahkemesinin kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 6.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda müvekkilinin kusuru olmadığını, karşı davanın reddi gerektiğini, her türlü şiddete maruz kalan bir kadının surat asmasının kusur olarak görülmesinin vicdanları zedeleyeceğini, müvekkilinin her misafirine güleryüzlü davrandığını, tarafların kusur durumları, ekonomik durumları, günümüz ekonomik koşulları ve hayat şartları gözetildiğinde kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının da çok az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda müvekkilinin kusuru olmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, anneleri ile birlikte yaşayan ergin çocukların yanlı beyanları ile müvekkiline kusur yüklendiğini, çocuklardan birinin babasına karşı nafaka davası açtığı, diğerinin de babaannesini oturduğu evden attırdığını, beyanlarının çelişkili olduğunu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceğini, yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşmadığını, aksine müvekkili yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak erkeğin boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.İstinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı kadına kusur yüklenerek erkeğin davasının kabulüne karar verilmişse de, erkek tanıklarının beyanları soyut nitelikte beyanlar olup, kadının kusurlu davranışını ispata yeterli olmadığı gibi; kadına yüklenen vakıaların ispat edildiği kabul edilse dahi davalı-karşı davacı erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar gözetildiğinde; kadının eylemlerinin erkeğin bu davranışlarına tepkisel nitelikte olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle kadına bu eylemlerin kusur olarak yüklenilmesi doğru görülmemiştir. Toplanan delillere, Bölge Adliye Mahkemesine, erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkek tam kusurludur. Erkeğin açtığı karşı boşanma davasının reddi gerekir iken kabulü doğru değildir. Ne var ki kadının davasında tarafların boşanmalarına ilişkin verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden erkeğin davası konusuz kalmıştır. Açıklanan husus gözetilerek konusuz kalan erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dava tarihi itibariyle haklılık durumu gözetilerek yargılama giderleri ve vekâlet ücretine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davacı karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca kadın yararına daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2), (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi ile maddî-manevî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı karşı davacı erkeğin tüm, davalı karşı davacı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden...e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran...'a geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.