Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1215 E. 2023/4331 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına göre hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının düşük olduğu ve hakkaniyet ilkesine aykırı olduğu gözetilerek, tazminat miktarı yönünden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/20 E., 2022/1878 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolu 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/113 E., 2021/475 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının diğer erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin, evlilik süresince evinin ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, sürekli borçlandığını, hakkında icra takibi yapıldığını, alacaklılar tarafından sürekli arandığını, sürekli alkol kullandığını, müvekkiline tehdit ve hakaretlerde bulunduğu için müvekkilinin ailesinin yanında kaldığını, bu süre zarfında müvekkilini aramadığını, evlilik birliği devam ederken müvekkiline ve ailesine karşı da son derece ilgisiz ve alakasız olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, belirlenen bu nafakaların her yıl TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, tarafların çocukları olmadığını, davacının ise bu husustaki müvekkilinin tedavi için doktora gidilmesi teklif ve devamı hakkındaki girişimlerini hep reddettiğini, kadının 2018 yılının Ekim ayında ailesinin yanına gideceğini söyleyip tekrardan ortak haneye dönmediğini, müvekkilinin eşini defalarca arayıp dönmesi için ikna etmeye çalıştığını ancak sonuç alamadığını, kadının 2018 yılının Ekim ayında...deki ailesinin yanına gideceğini söyleyip bir daha ortak haneye dönmediğini, bundan 3 ay sonra Ocak 2019 tarihinde müvekkilinin çok kötü bir durumla karşılaştığını, müvekkilinin o zamanlar 180 kilo olup büyük sağlık sorunları yaşadığını, mide küçültme ameliyatı olmaya karar verdiğini, eşini Seben de iken aradığını, ameliyata gideceğini, risk taşıdığını, eve dön dediğini, kadının ise " O masada kalkamazsın İnşallah " yanıtını verdiğini, müvekkilinin bu hususta üzüldüğünü ve bir daha da eşini aramadığını, eve dönmesini istemediğini, iddia ederek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının ameliyat olacak eşine inşallah masada kalırsın, geberirsin şeklindeki beddua eylemi; erkeğin ise, sık sık borçlandığı, eve haciz gelmesine neden olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, taraflar yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin koşullarının oluşmadığı, gerekçesi ile asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir, 350 TL yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, tazminat taleplerinin reddi, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile tazminat taleplerinin reddi, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece taraflara yüklenen kusur yanında erkeğin, ailesinin yanına ziyaret amaçlı giden kadının eve dönmesini istemediği ve sözlü beyanları ile dönmesini engellediği, boşanmak istediği dikkate alındığında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, kadının nafakalara artış talebi konusunda olumlu olumsuz hüküm kurulmadığı, tarafların karşılıklı boşanma davalarının kabulüne karar verilmesinde ve bu nedenle karşılıklı yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle Mahkemenin gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının istinaf karar tarihinden itibaren aylık 600,00 TL olarak belirlenmesine, kesinleşmeden itibaren kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE- ÜFE oranlarının yıllık ortalaması uyarınca artırılmasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair erkeğin tüm istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; müvekkiline kusur yüklenmesinin doğru olmadığını, kusur olarak yüklenen sözlerin tepkisel nitelikte olduğunu, nafaka ve tazminat miktarlarının günümüz ekonomik koşulları düşünüldüğünde çok az olduğunu, vekâlet ücretlerinin istinaf karar tarihine göre güncellenmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; müvekkilinin riskli bir ameliyata gireceği sırada eşini çağırdığını, eşinin beddua ettiğini, bu nedenle müvekkilinin eşinin dönmesini istemediğini, müvekkiline kusur yüklenmesinin doğru olmadığını, kadının çocuk istemediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının tamamen kusurlu olduğunu, yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesinin koşullarının oluşmadığını, ayrıca miktarlarının fahiş olduğunu, vekâlet ücretlerinin istinaf karar tarihine göre güncellenmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü ile kadın yararına tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca kadın yararına daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî-manevî tazminat miktarları yönlerinden davacı-karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Emre'ye yükletilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.