"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1974 E., 2022/1925 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Körfez Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/94 E., 2022/515 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kabulüyle kararın kaldırılarak, dosyanın esası incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki kültür ve karakter çatışmalarının yıllar geçtikçe arttığını, erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, erkeğin ve ailesinin kadına baskı uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, tarafların ilk çocuğunun kız olmasını erkeğin ve erkeğin ailesinin kabullenemediğini, bu konuda erkeğin kadını rencide ettiğini, ona hakaret ettiğini, defalarca faklı kadınlarla aldattığını, sürekli aşağıladığını, aile hayatına uyum sağlayamadığını, çocukları anneye düşman ettiğini, anneleriyle görüşmelerine izin vermediğini ve onları anneden ayırdığını ve kadını evden ayrılmak zorunda bıraktığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklardan her biri yararına aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına da aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesin karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının her gün aile ve eş dostları ile vakit geçirdiğini, ortak çocukları doğumundan itibaren kabul etmediğini, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, beddua ettiğini, ailesinin yanına gideceğini söyleyerek bir daha geri dönmediğini, ortak çocukları istemediğini, kadının erkek kardeşinin ortak çocuk ...'a cinsel istismarda bulunduğunu, kadının bu durumu görmezden geldiğini ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminat ödemesine, ortak çocukların velâyetlerinin babaya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2020 tarih ve 2018/584 Esas, 2020/437 Karar sayılı kararı ile; davalı-karşı davacı erkeğin başka bir kadınla ilişkisi olduğu görünümü verecek tarzda güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve bağımsız konut temin etmediği, buna karşı davacı-karşı davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verecek bir kusurunun ispat edilemediği, ortak çocuk ... ile annesi arasında yaşanan olayların annenin, çocuk bakım ve gözetimiyle ilgili olduğu, ergenlik dönemindeki çatışmalarda kaynaklandığı, ...'ın doğumu zamanında yaşanan olayların üzerinden ise uzun vakit geçtiği, bu nedenle kadına kusur olarak yüklenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların babalarıyla güçlü bağlarının olması, uzun süre alıştıkları ortamdan ayrılarak yeni bir yaşantıya adaptasyonlarının çocukları olumsuz etkileyeceği, yaşları ve ortak çocuk ...'ın beyanları da dikakte alınarak velâyetlerinin davalı-karşı davacı babaya verilmesine, ortak çocuklar ile anneleri arasında kişisel ilişki tesisine, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle aylık 300,00 TL tedbir, aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 20.01.2022 tarih ve 2021/39 Esas, 2022/68 Karar sayılı kararı ile; erkek tarafından açılan karşı davada maktu harç alınmadan yargılamaya devam olunmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf itirazlarının kabulüyle kararın esası incelenmeksizin kaldırılmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesince belirtilen eksikliklerin giderilmesi sonrasında davalı-karşı davacı erkeğin başka bir kadınla ilişkisi olduğu görünümü verecek tarzda güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve bağımsız konut temin etmediğinden kadının evine dönmediği, erkeğin tamamen kusurlu olduğu, buna karşı davacı-karşı davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verecek bir kusurunun ispat edilemediği, ortak çocuk ... ile annesi arasında yaşanan olayların annenin, çocuk bakım ve gözetimiyle ilgili olduğu, ergenlik dönemindeki çatışmalarda kaynaklandığı, ...'ın doğumu zamanında yaşanan olayların üzerinden ise uzun vakit geçtiği, bu nedenle kadına kusur olarak yüklenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların babalarıyla güçlü bağlarının olması, uzun süre alıştıkları ortamdan ayrılarak yeni bir yaşantıya adaptasyonlarının çocukları olumsuz etkileyeceği, yaşları ve ortak çocuk ...'ın beyanları da dikakte alınarak velâyetlerinin davalı-karşı davacı babaya verilmesine, ortak çocuklar ile anneleri arasında kişisel ilişki tesisine, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 300,00 TL tedbir, 600,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine yönelik kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın velâyet yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası, erkeğin boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 05.07.2022 tarihli ve 2022/94 Esas, 2022/515 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ortak çocuk ...'ın istinaf aşamasında ergin olduğu, sosyal inceleme raporundaki beyanları ve kardeşlerin bir arada yaşamaları gerektiği hususları dikkate alındığında velâyete ilişkin düzenlemenin de isabetli olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin, ortak çocukları annelerine karşı doldurduğunu, anneleri ile görüşmelerini engellediğini, kötü anne imajı çizdiğini, çocuklara anneleri hakkında olumsuz sözler söyleyerek onların psikolojisini bozduğunu, kadının kardeşinin ortak çocuk ...'a cinsel istismarda bulunduğu iddiasının yalan olduğunu, bu durumun Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile ispatlandığını, kadının yaşadığı konutun ortak çocukların barınması ve gelişimi için uygun olduğunu, babanın ekonomik durumunun yerinde olmadığı, velâyeti kendisine verilmiş olmasına rağmen ortak çocuklara babaannenin baktığı, babanın çocukların gelişim ve eğitimleri ile alakadar olmadığını ileri sürerek kararın velâyet düzenlemesi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının erkeğin ailesi ile yaşama konusunda rızasının olduğunu, kaldı ki sürekli beraber yaşama olgusunun gerçekleşmediğini, erkeğin güven sarsıcı davranışlarına ilişkin görgüye dayalı bir tanık beyanı bulunmadığını, kadının ailesinin yanına yardım amacıyla geçici olarak gittikten sonra bir daha ortak konuta dönmediğini, erkeğin karşı dava dilekçesi ile kadına isnat ettiği kusurların görgüye dayalı tanık beyanları ile ispatlandığını, kadının boşanmaya neden lan olaylarda tam kusurlu olduğunu, erkeğin geçimini asgari ücretle karşıladığını ve iki çocuğunun eğitim ve bakım masraflarını üstlendiğini ileri sürerek asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine ilişkin hükmün yerinde olup olmadığı, kadın lehine nafaka ve tazminata hükmedilme koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştu ise nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olacak kusurlu bir davranışının ispat ispat edilemediği gerekçesi ile kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin boşanma davasının ise reddine karar verilmiş ise de yapılan soruşturma ve toplanan delillerle kadının ortak çocuklara kötü davrandığı, terbiye sınırını aşacak şekilde ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı ve onlara beddua ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-karşı davacı erkek de dava açmakta haklıdır. O halde, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile reddine karar verilmiş olması isabetli görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin reddedilen karşı boşanma davası yönünden erkek yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin reddedilen karşı boşanma davası yönünden erkek yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre her iki dava hakkında yeniden hüküm kurulması gerekli hale geleceğinden kadının tüm, erkeğin ise sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine karardan bir suretinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.