Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1236 E. 2023/4108 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, erkeğin kusurlu olup olmadığı, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin yerindeliği ve miktarları uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında, erkeğin tam kusurlu olduğuna dair delillerin yeterliliği, velayetin anneye verilmesinin çocuğun yararına olduğu, nafaka ve tazminat miktarlarının makul olduğu gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1933 E., 2022/1926 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alaplı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/160 E., 2021/349 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde; eşinin, kendisi ve çocuğu ile ilgilenmediğini, çocuğu azarladığını, ailesinin evliliğe müdahil olduğunu, herşeye karıştıklarını, eşinin hiçbir zaman yanında durmadığını, hep ailesinden yana tavır aldığını, yardımda bulunmadığını, şiddet uyguladığını, ölümle tehdit edip küfür ettiğini, son olayda annesinin evinde de bu tür davranışlarda bulunduğunu, evi terk edip gittiğini, kendi ailesinin yardımları ile geçindiğini, fiili ayrılık döneminde de maddî yardımda bulunmadığını, yaklaşık 6 aydır ayrı yaşadıklarını, cevap dilekçesindeki iddiaların gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine, çocuğu için aylık 500,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, yararına 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; kadının iddislarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, psikolojik sorunları nedeniyle ortak çocuğu sürekli olarak Alaplı'da yaşayan annesine bırakarak çocuğun bakım ve ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, evliliğin son iki yılında sürekli huzursuzluk çıkarttığını, kadının, müvekkilinin ailesini istemediği gibi müvekkilinin ve çocuğun müvekkilinin ailesine gitmesine karşı çıktığını, çocuğu ailesine göstermediğini, müvekkiline hakaret ettiğini, vurmaya çalıştığını, tarafların evliliklerinin bu aşamaya gelmesindeki asıl sebebin kadının başörtüsünü çıkartmak istemesi olduğunu ve sorunlar çıkarttığını, kusurlu tarafın kadın olduğunu, bu nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, ortak çocukla ilgilenmediği, en son olarak kadına fiziksel şiddet uygulayıp, küfür ve tehdit ederek ortak evi terk ettiği ve eve dönmediği, tüm bu davranışlarıyla evlilik birliğinin kendisine yüklediği sevgi, saygı, anlayış yükümlülüklerini ağır derecede ihlal ettiği ve tam kusurlu olduğu, kadına atfı kabil bir kusurun belirlenemediği, ortak çocuğun velâyetinin, tarafların ayrı yaşadığı süre boyunca davacı anne yanında yaşaması, annesi yanında bir düzen kurması, yaşı, ihtiyaçları, anne bakım ve sevgisine muhtaç olması, dosyada bulunan sosyal inceleme raporları, sosyal inceleme raporunda babanın çocuğun velâyetinin annesinde kalmasına yönelik rıza beyanı, çocuğun yüksek yararı göz önüne alınarak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine; velâyeti anneye verilen çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının ev hanımı olması, gelirinin bulunmaması, günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, hakkaniyet ilkeleri, evlilik süreci, taraflar arasındaki geçimsizliğin meydana gelmesinde ve tarafların ayrı yaşamalarında erkeğin tam kusurlu olması hususları göz önüne alınarak boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması nedeniyle kadın yararına tedbir ve yoksullu nafakasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, yaşı, ihtiyaçları ile hakkaniyet ilkeleri göz önüne alınarak, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun giderlerne katılmak zorunda olduğundan kadının tedbir ve iştirak nafakası talebinin kısmen kabulüne, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, hakkaniyet ilkeleri, tarafların evlilik süreci, kadının erkek tarafından fiziksel şiddete, tehdit ve küfüre maruz bırakılarak kişilik haklarını zedelenmiş olması, boşanmakla evlilikten beklediği menfaatlerini kaybedecek olması hususları göz önüne alınarak kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir, 500,00 TLyoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 13.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili, kadının iddialarının asılsız ve soyut olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kadının tanıklarının birinci derece akrabası olduğunu, ortak çocuğu annesine gönderip sorumluluklarını yerine getirmediğini, çocuğa bakıp bakamayacağı yönünden rapor alınmadığını, çocuğun velâyetinin müvekkiline verilerek, kadının boşanma dışındaki tüm taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylardaerkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılması karşısında boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, kadının kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatleri kapsamında kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde, düzenli işi ve geliri bulunmayan bu anlamda boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın için yoksulluk nafakası takdir edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarlarının makul olduğu, ortak çocuğun yaşı, uzman raporu kapsamı, çocuğun yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine muhtaç olması hususları dikkate alındığında velâyetin anneye verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, kadının iddialarının asılsız ve soyut olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kadının tanıklarının birinci derece akrabası olduğunu, ortak çocuğu annesine gönderip sorumluluklarını yerine getirmediğini, çocuğa bakıp bakamayacağı yönünden rapor alınmadığını, çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.