"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2318 E., 2022/2320 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/544 E., 2022/823 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; ortak çocuk doğduğunda erkeğin ...'da fırın açtığını, kadını ve çocuğu Kayseri'de bıraktığını, sonra kadının erkeğin yanına gelip yaşadığını, erkeğin bu süre içinde kadın ve çocukla ilgilenmediğini, sadece uyumak için eve geldiğini, 2020 yılı Mart ayında erkeğin erkeğin cüzdanında ve arabasında prezervatif bulduğunu, tartışma yaşandığını, erkeğin 2019 yılı Mart ayından 2020 yılı Nisan ayına kadar ... isimli bir kadınla ilişkisi olduğunu söylediğini, sonra da kızdırmak için söylediğini belirterek kadının güvenini sarstığını, 2021 yılı içinde kadının fıtık ameliyatı olduğunu ve Kayseri'de üç ay kaldığını ancak erkeğin bu sürede kadın ile ilgilenmediğini, 2021 yılı Nisan ayında kadının tekrar erkeğin yanına döndüğünü, döner dönmez tartışmalar yaşandığını, en son erkeğin ev ve araba satmak için kadından vekâletname istediğini, kadın vekâletnameyi vermeyince erkeğin sinirlenerek "bana güvenmiyorsan bu evlilik burada biter" diyerek 2021 yılı Mayıs ayında kadını ve çocuğu abisinin evine bıraktığını, bu tarihten beri erkeğin kadını ve çocuğu arayıp sormadığını, ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, kadının ailesinin yanında kaldığı bu dönemde erkeğin... isimli kadına sosyal medya hesabından "özledim numaranı gönder sesini duyup hasret gidereyim" yazdığını ve kısa süre sonra bu mesajı sildiğini, kadının telefonunda erkeğin erkeğin sosyal medya hesabı açık olduğundan kadının bu mesajı gördüğünü belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına ve velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.500.00TL tedbir ve iştirak nafakalarına, kadın yararına aylık 1.500,00TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, nafakaların her yıl ÜFE/TÜFE oranında arttırılmasına, 200.000,00TL maddî ve 200.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; taraflar arasındaki son tartışmanın vekâletname verilmesi üzerine olmadığını, tartışmanın kadının kıskançlığından kaynaklandığını, bu tartışma sonrası kadının çocuğu ve eşyalarını alıp evden çıkmasının çok kısa bir süre aldığını, valizlerinin zaten hazır olduğunu, tartışmayı bilerek başlatıp evden ayrılarak boşanma davası açmayı kafasına koyduğunun anlaşıldığını, kadının annesinin yönlendirmesi altında kaldığını, erkeğin ailesinden birini eve istemediğini, evlilik birliği içinde yaşadıklarını annesine anlattığını, aşırı kıskanç olduğunu ve evde sürekli tartışma yarattığını belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına ve velâyetin babaya verilmesine, çocuk yararına yasal faizi ile birlikte aylık 500.00TL tedbir ve iştirak nafakalarına, 150.000,00TL maddî ve 150.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı erkeğin eşi ve çocuğu ile ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı, başka bir kadınla sosyal medya üzerinden konuşarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davalı-davacı kadının da aşırı kıskanç davrandığı, erkeğin akrabalarının bu nedenle ziyaretleri azalttıkları, kadının erkeğin ailesi ile görüşmesini de istemediği, erkeğin ağır kusurlu kadının ise az kusurlu olduğu kanaatine varıldığı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 850,00TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 650,00TL yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 15.000,00TL maddî ve 15.000,00TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortak çocuğun akdeniz ateşi rahatsızlığı bulunduğunu, ilaçlarının düzenli verilmesi gerektiğini, bu nedenle baba ile kurulan sömestr tatili ile yaz tatili kısımlarının kaldırılmasına, kadına yüklenen kusurların ispatlanmadığını, karşı davanın reddi gerektiğini, erkeğin fırına ortak olduğunu, ekonomik durumuna göre hükmedilen maddî manevî tazminat ile ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının düşük olduğunu belirterek karşı davanın kabulü, kusur, tazminatlar ile kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı, kişisel ilişki yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların reddedilmesi gerektiğini, erkeğe yüklenen kusurlara ilişkin tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, nafakaların miktarının yüksek olduğunu belirterek kusur, hükmedilen tazminatlar, nafakaların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı erkeğe kusur olarak yüklenen başka bir kadınla sosyal medya üzerinden konuşarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu vakıasından sonra tarafların bir-bir buçuk ay birlikte yaşamaya devam ettiklerinin tanık beyanlarından anlaşıldığı, bu eylemin kadın tarafından affedildiği değerlendirilmekle bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak erkeğin kadını en son kardeşinin evine bıraktıktan sonra arayıp sormadığı tanık beyanları ile sabit olduğundan bu eylemin kusur olarak erkeğe yüklenmesi gerektiği, erkeğin tanıklarının beyanlarının duyuma dayalı ve soyut olduğu, bu nedenle kadına kusur yüklenemeyeceği, erkeğin kadını kardeşinin evine bırakmak suretiyle birlikte yaşamaktan kaçınması, sonrasında da arayıp sormaması, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmemesi, ihtiyaçlarını karşılamaması nedenleriyle tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun bulunmadığı, kadının erkeğin davasının kabulüne ilişkin istinafı bulunmadığından karşı davanın kabulü kararına dokunulmadığı gerekçesi ile kadının kusura yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, kadına yüklenen kusurların gerekçeden çıkartılmasına ve erkeğe kadını kardeşinin evine bırakmak suretiyle birlikte yaşamaktan kaçınması, sonrasında da arayıp sormaması kusurunun yüklenmesine, erkeğe yüklenen güven sarsıcı kusurunun çıkartılmasına, erkeğin kusura yönelik sair istinaf taleplerinin esastan reddine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî tazminatın miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü buna ilişkin bentlerin hükümden çıkartılmasına, yerine kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine, erkeğin aleyhe hükmedilen manevî tazminata yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile buna ilişkin bendin hükümden çıkartılmasına, yerine kadının manevî tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine, taraf vekillerinin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, ortak çocuğun akdeniz ateşi rahatsızlığı bulunduğunu, ilaçlarının düzenli verilmesi gerektiğini, bu nedenle baba ile kurulan sömestr tatili ile yaz tatili kısımlarının kaldırılmasına, manevî tazminatın kaldırılması şartlarının gerçekleşmediğini, maddî tazminat ile çocuk ve kadın için hükmedilen nafakaların miktarının düşük olduğunu, istinaf dilekçesinde açıkca karşı davanın reddini talep ettiklerini belirterek karşı davanın kabulü, kişisel ilişki, kadın ve çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı, maddî tazminatın miktarı, manevî tazminatın reddi yönlerinden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkide otuz bir gün olan aylarda iki hafta sonu görüşemediğini, en azından 15 günde bir kişisel ilişki kurulması gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yüklenen kusurun ispatlanmadığını, İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen kusurlar için bu yönde tanık beyanlarının soyut olduğu değerlendirmesinin neye göre yapıldığının anlaşılamadığı, kadının kusurlarının yeterince değerlendirilmediğini, erkeğin kusurunun bulunmadığını, tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren arttırılmasının erkeği zor duruma soktuğunu, tedbir nafakasına ilişkin kararın kaldırılması ile yoksulluk nafakası miktarının azaltılması gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur, hükmedilen maddî tazminat, nafakaların miktarı, kişisel ilişki yönlerinden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın kabulü ile kadın yararına maddî tazminat ile kadın ve çocuk yararına hükmedilen nafakaların verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin yeterli olup olmadığı, istinaf sınırlamasının hatalı yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu ve 175 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 355 inci maddesi, 359 uncu maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Taraflar arasında karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda, İlk Derece Mahkemesincee her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine hükmedilmiştir. Karara karşı ... kadın vekili karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı, maddî ve manevî tazminatın miktarı ve kişisel ilişki yönünden, davalı-davacı erkek vekili ise kusur belirlemesi hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince kadına yüklenen kusurlar kaldırılarak erkek tam kusurlu bulunmuş, kadın vekilinin karşı davanın kabulüne yönelik istinaf talebi bulunmadığından karşı davanın kabulü kararına dokunulmadığı belirtilmiştir. 6100 sayılı Kanun’un 359 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde bölge adliye mahkemesi kararlarında tarafların ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin gösterileceği, aynı Kanun'un 355 inci maddesinin birinci fıkrasında incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı yapılacağı ve 359 uncu maddesinin ikinci fıkrasında hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, süphe ve tereddüt uyandırmayacak sekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesi kararının "İleri Sürülen İstinaf Sebepleri" başlıklı bölümünde ... kadın vekilinin kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar ve nafakaların miktarı, kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurduğu belirtilerek kadının istinaf talebine yönelik eksik istinaf sınırlaması yapılmış; gerekçede kadının karşı davanın kabulüne yönelik istinaf talebi olmadığından erkeğin karşı davasının kabulüne dokunulmadığı belirtilmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere kadın vekili tarafından istinaf dilekçesinde karşı davanın kabulü yönünden de istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmasına karşın, bu yönde istinaf talebi olmadığı değerlendirilerek, hatalı istinaf sınırlaması yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebep ve şekline göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.