Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1262 E. 2023/4252 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, nafaka ve tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve ziynet alacağının iadesinin gerekip gerekmediğidir.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve kusur durumları değerlendirilerek, erkeğin ağır kusurlu olduğuna dair yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2369 E., 2022/2367 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/165 E., 2022/466 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.094,06 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı-davacı erkeğin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davalı-davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin reddedilen dışında kalan ve ... kadın vekilinin tüm itirazlara yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin annesinin taraflarla birlikte yaşadığını, annesinin sürekli evliliğe müdahale ettiğini, sorun çıkardığını, erkeğin annesinin sözüyle hareket ettiğini, ayrı ev açmadığını, ilgisiz olduğunu, daha önce başka evlilik yaptığını söylemediğini; düğünde takılan altınların ortak çocuğun doğumundan sonra araba alacağım sana yeniden bilezik yaparım diyerek bu bilezikleri elinden aldığını ve iade etmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, düğünde takılan takılar ve ziynetlerin iadesine, aksi halde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir, ziynet alacağı talep miktarının ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, anne ile aynı binada altlı üstlü oturduklarını, kaldı ki karşı tarafın maaşı olduğu için erkeğin annesiyle yaşamayı kabul ettiğini, sık sık evi uzun süreli olarak terk ettiğini, çocuğu ve erkeği istemediğini beyan ettiğini,sen yaşlısın, senin işin bitmiş, sen erkek değil misin vursana bana diyerek hakaret ettiğini, ziynetlerin karşı tarafta olduğunu, ziynet taleplerinin yerinde olmadığını, asıl davanın reddine, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL nafakaya, erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin bağımsız konut temin etmediği, annesinin evliliklerine müdahalesine sessiz kaldığı, onun etkisiyle eşiyle tartıştığı, eşiyle ilgilenmediği; kadının ise ortak konutu ara ara terk ettiği ve uzun süre dönmediği, eşini ve eşinin çocuğunu istemediğini söylediği, boşanmaya sebep olan olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu; talep edilen altınların makul miktarda olduğu, tanık anlatımlarından da varlığının ispatlandığı, kadına takılan altınlar davalı karşı davacı tarafça kadının elinden araba alacağını söyleyerek alındığı daha sonra kadına geri verilmediği, dava ve ıslah talebi doğrultusunda talebe konu ziynetlerin davacıya iadesinin gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ergin olduğundan velâyet ve iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsiline,, kadının ziynet eşyalarına yönelik talebinin kabulü ile 5 adet 20'şer gram ağırlığında 22 ayar bileziğin aynen iadesine, olmadığı taktirde bedellerinin toplamı olan 40.500,00 TL'nin erkekten tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasını ispatlayamadığı halde kabul edildiğini, kadına yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, kadının evi terk etmediğini, evden kovulduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının bileziklerin varlığını ve haklılığını ispat edemediğini, ziynet yönünden davanın kabulünün doğru olmadığı, kadının tam kusurlu olduğunu, tam kusurlu kadının davasının reddinin gerektiğini, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların kaldırılması gerektiği veya miktarlarının indirilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen tarafların kusurlu davranışlarının yanında erkeğin, kız kardeşinin nikahına giden kadının ortak eve dönmesini istemediğinin ispatlandığı, ispatlanan bu vakıanın da erkeğe kusur olarak yüklenilmesi gerektiği, belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu bu nedenle davaların kabulünün doğru olduğu; kadın yararına hükmedilen nafakanın tarafların ekonomik durumları ve günün koşulları karşısında az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 1.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına; kadının diğer ve erkeğin tüm itirazlarına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin davasını ispatlayamadığı halde kabul edildiğini, kadına yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, kadının evi terk etmediğini, evden kovulduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının bileziklerin varlığını ve haklılığını ispat edemediğini, ziynet yönünden davanın kabulünün doğru olmadığı, kadının tam kusurlu olduğunu, tam kusurlu kadının davasının reddinin gerektiğini, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların kaldırılması gerektiği veya miktarlarının indirilmesi gerektiğini, ortak çocuğun tanık olarak dinlenilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile ziynet alacağının kabulünün doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 226 ncı, 220 inci ve 222 nci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-davacı erkek vekilinin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin kesinlikten REDDİNE,

2.... kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine;

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.