Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1263 E. 2024/7288 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu olan taşınmazın koca tarafından eşin rızası olmadan satılması ve sonrasında ipotekle yükümlü hale getirilmesi nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davasının kabul edilip edilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın mülkiyetinin kocadan üçüncü kişiye geçtikten sonra tesis edilen ipoteğin, eşin rızasına bağlı olmayacağı, davacının aile konutu nedeniyle kullanım hakkı dışında ayni bir hakkının bulunmaması ve tapu iptali ile bedel tespiti taleplerinin bu nedenle reddedilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1631 E., 2022/1811 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/144 E., 2021/1175 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... geldik. Karşı taraf davalılardan gelen olmadı. Gelenin sözlü açıklanması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Keçiören/Ankara adresindeki taşınmazın 23.02.2007 tarihinden bu yana davacı müvekkili ile davalı koca ...'un aile konutu olduğunu, davalı eşin maddî sıkıntıya girdikten sonra müvekkilinden habersiz şekilde onun rızasını almadan diğer davalı ...'a sattığını, bu satış işlemiyle eş zamanlı olarak alıcı ... ile diğer davalı banka arasında ipotek kredi ilişkisi kurulduğunu, her üç davalının da tapu resmi senedine imza atarak satış ve ipotek işlemini birlikte kabul ettiklerini, taşınmazı alan ... ve davalı bankanın iyi niyetli olmadığını, yeni malik ...'in borçlarını ödememesi sebebiyle taşınmazın cebri icra yoluyla ihalede satıldığını, taşınmazı ipotek alacaklısı bankanın aldığını belirterek tapu kaydının iptaline, mümkün değilse bedelinin tespiti ile davalılardan müteselsilen tahsiline, bunların da kabul edilmemesi halinde maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile diğer davalı ... arasında imza edilen 17.09.2015 tarihli Konut Kredisi ve Teminat Sözleşmesine istinaden davalı ...'a kredi kullandırıldığını, bu kredi sözleşmesine istinaden dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, davalı ...'in kredi borcunu ödememesi sebebiyle başlatılan icra takibi neticesinde müvekkili banka tarafından alacağa mahsuben satın alındığını, ipotek tesis edildiği sırada malikin ... olduğunu, müvekkili banka tarafından ipotek tesisi sırasında önceki malikin eşinin rızasını aramasının beklenemeyeceğini, davalının eşi ile müvekkili banka arasında gerçekleştirilen bir ipotek tesis işlemi bulunmadığını, davalı erkeğin kredi sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi taşınmazın maliki de olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

2.Diğer davalılardan ... ve ... davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın 15.09.2015 tarihinde davalı eş ... tarafından davalı ...'e satış yolu ile devredildiği ve satışla birlikte ... Bankası lehine taşınmaza ipotek tesis edildiği, davalı ...'in borcunu ödememesi nedeniyle taşınmazın icra yolu ile satışının yapıldığı, bu satışta alacağına mahsuben davalı ... Bankasının taşınmazı aldığı ve adına 20.12.2019 tarihinde tescil edildiği, davaya konu taşınmazdaki ipoteğin taşınmazın davalı eş ... tarafından davalı ...'e satış yapıldıktan sonra davalı ...'in borcu için konan bir ipotek olduğu, o halde taşınmazın mülkiyetinin davalı ...’e geçtikten sonra, bu kişinin borcunun teminatını oluşturmak üzere tesis edilen ipoteğin, davacının “Açık rızasına” bağlı bir işlem niteliği bulunmadığı, başka bir ifade ile davaya konu taşınmazın mülkiyetinin ...’e aktarılmasına ilişkin tasarruf işleminin hak sahibi erkek eşin tasarruf yetkisindeki eksiklik sebebiyle mülkiyet ...'de iken tesis edilen ipoteği geçersiz hale getirmeyeceği, davacının korunan hukuki menfaati dava konusu taşınmazın aile konutu olması nedeniyle kullanım hakkına ilişkin olduğu, taşınmaz üzerinde davacının ayni bir hakkı bulunmadığı, malik sıfatı bulunmayan davacı eşin taşınmazın bedelinin tahsili, taşınmazın bedeli üzerinden tazminat ve kötüniyet tazminatı taleplerinin de yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, davalı eşin taşınmazı 17.09.2015 tarihinde diğer davalı ...'e devretmiş olmasına, devralan ...'in de aynı tarihte üçüncü kişi diğer davalı banka yararına alınan evin finansmanı için kullanılan kredinin teminatı olarak taşınmaz üzerinde ipotek tesis etmesine, taşınmazın cebri icra yoluyla dava tarihinden önce davalı bankaya satılmış bulunmasına, tescilin yolsuz olduğunu iyi niyetli olmayan üçüncü kişilere karşı ileri sürme hakkının, ayni hakkı zedelenene ait olmasına (4721 sayılı Kanun md.1024/3), malik olmayan eşin, aile konutunda ayni bir hakkı olmayıp şahsi hakkının bulunmasına, ilk devre açık rızasının gerekli olmasının, üçüncü kişiye geçmiş bulunan taşınmazın tapu kaydının iptalini isteme hakkı sağlamamasına, şahsi hak sahibi olan davacının bu hakkının taşınmazın parasal değerini istemeyi içermemesine göre hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.