Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1273 E. 2023/4620 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkeme kararında usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2398 E., 2022/2426 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/11 E., 2022/702 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince her iki başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına, kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, diğer yönlerden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin evliliğin başından beri güven sarsıcı davranışları olduğunu, başka kadınlarla telefonda sohbet ettiğini, telefonuna şifre koyduğunu, davacı kadın ve çocuk ile ilgilenmediğini, yatağını ayırdığını, en ufak tartışmada evden ayrılıp otele gittiğini, davacı kadın gözünden ameliyat olduğunda ilgilenmediğini, davacı kadına bıçak çektiğini, en son davacı kadının erkeği Sezin adlı kadınla mesajlaşırken yakaladığını, davalı erkeğin davacı kadına hakaret ve küfür edip tartakladığını, evden ayrılıp otele yerleştiğini, bir daha birlikte yaşamak istemediğini söylediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, 2.000,00 TL iştirak nafakası ve 4.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı-karşı davalı kadın vekili süresinde verdiği karşı davaya cevap ve cevaba cevap dilekçesinde davalı-karşı davacı erkeğin iddialarının doğru olmadığını, dava dilekçesindeki iddialarına ek olarak davalı-karşı davacı erkeğin kıskanç olduğunu, davacı karşı davalı kadını kontrol ettiğini iddia etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı-karşı davalı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı-karşı davalı kadının kıskanç olduğunu, bu nedenle kavga çıkardığını, iftira attığını, sosyal hayatını zorlaştırdığını, hakaret ve küfür ettiğini, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, çalışamaya başladıktan sonra eve geç gelmeye başladığını, evin ihtiyaçları ve çocuk ile ilgilenmediğini, ailesine saygısız davrandığını, evi sebepsiz yere terk edip dönmediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davalı karşı davacı erkeğe verilmesine, mümkün olmazsa velâyetin ortak verilmesine, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davacı-karşı davalı kadından alınarak davalı karşı davacı erkeğe verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadını aldattığının Emniyet Genel Müdürlüğünün dosyaya celp edilen kayıtlarıyla ispatlandığı, davalı-karşı davacı erkeğin 26.09.2018-05.10.2018 tarihlerinde yabancı kadınlarla ... Otelde aynı odada kaldığı, otel kayıtlarıyla davacı-karşı davalı kadının sadakatsizliğe yönelik iddiasının sübuta erdiği, davalı-karşı davacı erkeğin kadına çakı/bıçak çektiğinin tanık beyanlarıyla ispatlandığı, davacı-karşı davalı kadının ise erkeğe hakaretlerde bulunduğu, erkeğin ailesine saygısız davrandığı ve erkeğin ailesini evden kovduğuna yönelik iddiaların tanık beyanlarıyla ispatlandığı, davalı-karşı davacı taraf her ne kadar kadının aşırı kıskançlık gösterdiğini iddia etmişse de davalı-karşı davacı erkeğin izah edilen sadakatsiz davranışları karşısında kadının ispatlanan kıskanç davranışlarının kadına kusur olarak yüklenmediği, tarafların tespit edilen kusur durumları karşısında davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu, davacı-karşı davalı kadının hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, sosyal inceleme raporlarında yapılan tespitler ve ortak çocuğun sosyal inceleme raporundaki beyanları nazara alındığından tarafların ortak çocuğunun fizyolojik ve psikolojik gelişimi açısından velâyetinin davacı-karşı davalı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı-karşı davalı kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadın yararına 02.03.2022 tarihinde hükmedilen aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile 1.500,00 TL`ye indirilmesine, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamı ile davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, tarafların ortak çocuklarının velâyetinin davacı-karşı davalı anneye verilmiş olması nedeniyle 02.10.2020 tarihinde hükmedilen aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesine müteakip iştirak nafakası olarak devamı ile davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu ve davalı-karşı davacı erkeğin eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesi ile 35.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, davalı-karşı davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; dava tarihinden itibaren davacı-karşı davalı kadın yararına tedbir nafakası hükmedilmesi gerektiğini, hükmedilen tedbir nafakasının düşük olduğunu, davalı karşı davacı erkeğin aylık gelirinin yüksek olduğunu, iştiran nafakasının da miktarının düşük olduğunu, davalı-karşı davacı erkeğin sadakatsizliği karşısında hükmedilen tazminat miktarlarının düşük olduğunu, davacı-karşı davalı kadına yüklenen kusurların ispatlanmadığını, tepki niteliğinde olduğunu belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili; davalı-karşı davacı erkeğin hiçbir kusuru olmadığını, davacı-karşı davalı kadının davasının reddedilmesi gerektiğini, Emniyet Genel Müdürlüğü`nün yazısının hatalı olduğunu, buna ilişkin delillerin dosyaya sunulduğunu, davalı karşı davacı erkeğin sadakatsizlik yapmadığını, davacı karşı davalı kadının çocukla ilgilenmediğini, ihmal ettiğini, davacı karşı davalı kadının çalıştığı ve düzenli gelir elde ettiği, davacı karşı davalı kadının ağır kusurlu olduğu, kadın lehine maddî ve manevî tazminat hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davalı karşı davacı erkek yararına tazminat hükmedilmesi gerektiğini, dosyaya bildirilen delillerin değerlendirilmediğini belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, tazminat taleplerinin reddi, velâyet ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı karşı davacı erkeğin, sadakatsiz davranışlarda bulunduğu, hakaret ettiği, her tartışmada ortak konuttan ayrılıp otelde kalarak ortak konutu sık sık terkettiği, ayrı odada yattığı, davacı-karşı davalı kadının ise eşine hakaret ettiği, evden kovduğu, eşinin ailesine hakaret ettiği ve evden kovduğu, eşine aşağılayıcı sözle söylediği, taraflara yüklenen kusurlu davranışlar neticesinde yine de erkeğin ağır kadının hafif kusurlu olduğu, asıl boşanma davası ve karşı boşanma davasının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, davacı karşı davalı kadın yararına boşanma dava tarihinden boşanma tarihinin kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, davalı-karşı davacı kadının sabit ve düzenli bir gelirinin bulunmadığı, davalı-karşı davacı erkeğin sabit ve düzenli bir gelirinin bulunduğu ve gelir durumunun davacı karşı davalı kadına nazaran yüksek olduğu, kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmadığı, davacı-karşı davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı-karşı davalı kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında bir isabetsizlik olmadığı, ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları ortak çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında bir isabetsizlik olmadığı, davacı-karşı davalı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde bir hata görülmediği, fakat takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde her hangi bir isabetsizlik görülmediği, velâyete ilişkin sosyal inceleme raporu alındığı, alınan raporda ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun yararına olacağının belirtildiği görülmekle mahkemece yapılan velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin yerinde olduğu gerekçeleri ile davacı- karşı davalı kadının kusur, lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları, tedbir nafakası yönünden istinaf başvurusu ile davalı-karşı davacı erkeğin kusura yönelik istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi ilgili kısımlarının kaldırılmasına, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davacı-karşı davalı kadının tedbir nafakasına yönelik talebinin kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla asıl dava tarihi olan 03.01.2020 tarihinden itibaren boşanma hükmün kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 2.000,00 TL tedbir, aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, davacı- karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile faizi ile birlikte 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata tarafların sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; davalı-karşı davacı erkeğin sadakatsiz olduğunun kanıtlandığını, kadının davranışlarının tepki niteliğinde olduğunu, davalı-karşı davacı erkeğin davasının reddedilmesi gerektiğini, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının davalı-karşı davacı erkeğin gelirine göre az olduğunu belirterek; davalı-karşı davacı erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili, Bölge Adliye Mahkemesinin kararını gerekçelendirmediğini, davacı-karşı davalı kadının tam kusurlu olduğunu ve davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, delillerinin incelenmediğini, davacı-karşı davalı kadının çocukla ilgilenmediğini, ihmal ettiğini, davacı-karşı davalı kadının nafaka alabilmek için sigorta girişini iptal ettirip kendisini sigortasız ve çalışmıyor gösterdiğini, davacı-karşı davalı kadının ağır kusurlu olduğu, kadın lehine maddî ve manevî tazminat hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davalı-karşı davacı erkek yararına tazminat hükmedilmesi gerektiğini, dosyaya bildirilen delillerin değerlendirilmediğini, Emniyet Genel Müdürlüğü`nün yazısının hatalı olduğunu, buna ilişkin delillerin dosyaya sunulduğunu, davalı-karşı davacı erkeğin sadakatsizlik yapmadığını belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, tazminat taleplerinin reddi, velâyet ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, taraflarca açılan boşanma davalarının kabulü, davacı-karşı davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları, davalı-karşı davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, velayete yönelik düzenlemenin çocuğun üstün yararına ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.