"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/256 E., 2021/771 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekilleri Av. ... vd.
DAVALI-DAVACI : ... vekilleri Av. ... vd.
DAVA TARİHİ : 06.05.2004 - 11.06.2004
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı-davacı vekili
Taraflar arasındaki maddî-manevî tazminat, eşya, katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece davacı-davalı kadın vekilinin karşı davada, davalı-davacı erkek vekilinin asıl davada mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan aleyhine hükmedilen alacaklar yönünden temyiz dilekçesinin reddine, Mahkeme kararının diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Davalı-davacı erkek vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Davalı-davacı erkek vekilinin asıl davada mal rejiminin tasfiyesi (katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı) yönünden karar düzeltme dilekçesinin incelemesinde;
Miktar ve değeri karar düzeltme sınırını aşmayan Yargıtay kararları hakkında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltmesi yoluna gidilemez. Karar düzeltmeye konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesi uyarınca karar düzeltme dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre davalı-davacı erkeğin asıl davada mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak yönünden aleyhine hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar Dairenin karar tarihi itibari ile karar düzeltme sınırı olarak belirlenen 35.830,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-davacı erkek vekilinin asıl davada mal rejimi tasfiyesinden kaynaklanan alacak yönünden karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-davacı erkek vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, eşinin ve ailesinin baskılarıyla müşterek evi terk etmek zorunda bırakıldığını ve bir kat yorgan ile iki adet perde aldığını, geri kalan eşyaların davalı-davacıda kaldığını, evlilikleri sırasında ortak oldukları kooperatif hissesine birlikte ödeme yaptıklarını, müvekkilinin evden ayrıldıktan sonra gerek yeni ev tutma, gerek evin yaşanabilir hale gelmesi ve çocuğuna bakıcı tutmak zorunda kalması gibi mali külfetlerle karşılaştığını, daha sonra ...'e taşındığını, bunların mali külfet getirdiğini, ayrıca çocuklu dul olarak evlenme şansının ve toplumun dul kadına bakış açısı ve bunun getirdiği sıkıntıların olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile ekte listesi sunulan eşyaların aynen iadesine, olmadığı takdirde bedellerinin tahsiline, kooperatifin değerinin tespiti ile davacının hissesine düşen oranın tazminine, ayrıca 3.000,00 TL maddî ve 2.000,00 TL manevî tazminatın tahsilini talep etmiş; davacı vekili 09.05.2017 tarihli dilekçesinde de, maddî ve manevî tazminat talepleri dışında talep miktarını yükselmiş, kooperatif hissesinden kaynaklanan 7.622,23 TL alacağın ve 5.175,00 TL eşya alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini; 3.000,00 TL maddî, 2.000,00 TL manevî tazminatın hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davanın reddini savunmuş; karşı dava dilekçesinde belirtilen araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkı olduğunu, ayrıca ekte listesi sunulan eşyaların davacı-davalı da kaldığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile ekte listesi sunulan eşyalarından kaynaklı olarak 3.300,00 TL, araç nedeniyle 3.250,00 TL olmak üzere toplam 6.550,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
1.Dava, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, Mahkemece 02.11.2004 tarihli kararla yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, hükmün temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 15.02.2007 tarihli kararı ile görevli mahkemenin Aile Mahkemeleri olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.06.2007 tarihli ve 2007/138 Esas, 2007/174 Karar sayılı ilamı ile Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, dosya görevli Aile Mahkemesine gönderilmiştir.
2.Mahkemenin 25.05.2017 tarihli, 2008/62 Esas, 2017/377 Karar sayılı kararı ile, davacı-davalı kadının maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı-davalı kadının eşya alacağı talebinin kabulüyle dava dilekçesinde gösterdiği eşyaların aynen iadesine, mümkün olmaması halinde 5.175,00 TL eşya bedelinin tahsiline, davacı-davalı kadının katkı payı alacağı talebinin kabulüyle kooperatif hissesi nedeniyle 7.622,23 TL katkı payı alacağının 3.840,00 TL'sinin dava, geri kalan 3.782,23 TL'sinin ıslah tarihi olan 09.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsiline; davalı-davacı erkeğin katkı payı alacağının kısmen kabulüyle araç nedeniyle 3.054,60 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı-davacı erkeğin eşya alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 10.04.2019 tarihli ve 2017/14826 Esas, 2019/3952 Karar sayılı ilamı ile, davalı-davacı erkek vekilinin asıl davadaki eşya alacağı yönünden temyiz itirazlarının incelemesi sonucunda, davacı-davalı kadının eşyaları kamyonet tutarak taşıdığı belirtilerek davacı-davalı kadının eşya alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği; davalı-davacı erkek vekilinin asıl davadaki kooperatif hissesi yönünden temyiz itirazlarının incelemesi sonucunda, bozmadan sonra ıslah yapılmasının mümkün olmadığı, boşanma kararının 15.09.2003 tarihinde kesinleştiği, 10 yıllık zamanaşımının ıslah dilekçesinin sunulduğu 09.05.2017 tarihinde dolduğu belirtilerek asıl davada Mahkemece 3.840,00 TL alacağa hükmedilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bu yönlerden bozulmasına, davacı-davalı kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin de diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemenin 15.11.2019 tarihli ve 2019/678 Esas, 2019/912 Karar sayılı kararı ile, davacı-davalı kadının eşya alacağı talebinin reddine, davacı-davalı kadının katkı payı alacağı talebinin kabulüyle kooperatif hissesi nedeniyle 3.840,00 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı-davacı erkek vekili ve katılma yoluyla davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 14.12.2020 tarihli ve 2020/1600 Esas, 2020/8195
Karar sayılı ilamı ile, Mahkemece, bozma kapsamı dışında kalan asıl davadaki maddî-manevî tazminat ve karşı dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, bozma kapsamı dışında kalan kısımlar yönünden taraflar lehine usulî kazanılmış hak oluşmakla birlikte yeniden hüküm kurulması gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına, taraf vekillerinin esasa yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı-davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı-davalı kadının eşya alacağı talebinin reddine, davacı-davalı kadının katkı payı alacağı davasının kabulüyle kooperatif hissesi nedeniyle 3.840,00 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faiz ile birlikte tahsiline; davalı-davacı erkeğin katkı payı alacağının kısmen kabulüyle, araçtan nedeniyle 3.054,60 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı-davacı erkeğin eşya alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 24.10.2022 tarihli ve 2022/3474 Esas, 2022/8436 Karar sayılı kararıyla, davacı-davalı kadının karşı davada, davalı-davacı erkeğin asıl davada mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan aleyhlerine hükmedilen alacak miktarları temyiz sınırının altında olduğundan temyiz dilekçelerinin reddine; davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekilinin diğer yönlerden temyiz itirazlarının incelemesi sonucunda, dosyadaki yazılara, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün bulunmamasına, dava tarihinin 06.04.2004, karşı dava tarihinin 11.06.2004 olmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, eldeki davanın daha önce iki kez bozulduğu, temyiz dilekçesinin temyiz sınırının altında olduğundan incelenmemesinin bozma kararının yerine getirilip getirilmediğinin denetlenmesini imkansız kıldığını, daha önce Yargıtay tarafından incelenmiş dosyanın temyiz incelemesinde esasına girilmesi gerektiğini, temyiz sınırının altında kaldığı gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği halde karar düzeltme yolunun açık gösterilmesinin hatalı olduğunu, davacı-davalının kooperatif hissesi yönünden talebinin tam kabul değil, kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi gerektiğini, Mahkemece dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, karar tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi gerektiğini, davacı-davalı kadının ıslahla talep miktarını artırdığını, ıslahla artırılan miktara göre reddedilen miktarın dikkate alınarak kısmen kabul kısmen redde göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini, faiz yönünden düzelterek onama kararı verilmesi mümkün iken mevcut haliyle kararın onanmasının hatalı olduğunu belirterek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek temyiz dilekçesinin reddi ve onama kararının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kesinlik sınırı, faiz, alacak miktarı, yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır. Dava, maddî-manevî tazminat, eşya, katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi, 442 nci maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı erkek vekilinin asıl davada mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan aleyhine hükmedilen alacak yönünden karar düzeltme dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin karar düzeltme talebinin yukarıda (2) numaralı bentte belirtildiği üzere REDDİNE,
1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 660,00 TL para ceza ile 375,10 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,
16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.