"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kadın lehine maddî tazminata karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 12.03.2014 tarihinde fiilen ayrıldıklarını, karşı tarafın ağır hakaretlerine dayanamayan müvekkilinin giyim eşyalarını alarak misafirhaneye yerleştiğini, karşı tarafın gereksiz kıskançlık gösterdiğini, karşı tarafın güvensizliği nedeniyle müvekkilinin üzüntü ve huzursuzluk çektiğini, karşı tarafın en ufak bir fikir ayrılığında müvekkiline al ceketini git şeklinde sözler sarfettiğini, evliliğin son dönemlerinde müvekkilinin dozu artan suçlama ve hakaretlere maruz kaldığını, karşı tarafın müvekkiline mesaj çekmek sureti ile de suçlama ve hakaretlerini sürdürdüğünü, dava tarihinden iki hafta önce ...'den tarafları ziyarete gelen müvekkilinin anne ve babasına karşı tarafın siz beni evime niye geldiniz, evi terk edin diyerek evden kovduğunu, evliliğin geldiği noktada tek kusurun karşı tarafta olduğunu, fiilen biten evliliğin hukuken de sonlanması amacıyla tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocukları ...'ın velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin 2012 yılında kurum içi yükselme sınavına sekiz ay boyunca çalıştığı halde girememesi nedeniyle derinden ve olumsuz etkilendiğini, sonrasında da agresif ve kavgacı birine dönüştüğünü, sürekli bir şeyleri bahane edip evde huzursuzluk çıkartmaya başladığını, bu durum nedeniyle ...'den gitmek istediğini ve bu şehir ile işyerinde kalmak istemediğini söylemeye başlayarak ...'ye taşınmaz için planlar yaptığını, ayrıca müvekkilinin bu konuda birlikte karar alma düşüncesine yanaşmadığını, en sonunda müvekkiline onu istemediğini, beğenmediğini, ...'den, eşinden ve çocuklarından kaçmak istediğini söylemeye başladığını, karşı tarafın bu ruh haliyle boşanma kararı aldığını ve kendisine delil yaratmak için müvekkilinin telefonundan kendi telefonuna küfürlü mesajlar gönderdiğini, ayrıca müvekkilini tahrik edip sık sık kavga ortamı oluşturmaya çalıştığını, müvekkiline ve ortak çocuklara hakaret ettiğini, karşı tarafın çevreye karşı 2006 yılından beri cinsel yaşamlarının olmadığını ve müvekkilinin kendisine kadınlık yapmadığına ilişkin beyanlarda bulunduğunu, ayrıca müvekkiline şiddet uyguladığını, karşı tarafın anne ve babasının da müvekkiline karşı baskıcı ve sert bir tutum takındıklarını ve tarafların sorunlarını tespit edip uzlaştırıcı bir tutumla evliliğin lehine davranmaları gerekirken bilhassa karşı tarafın annesinin müvekkilini azarladığını, karşı tarafça kurgulanarak elde edilen mesajların delil niteliğinin bulunmadığını, bu nedenle dikkate alınmaması gerektiğini, evi terk edip giden karşı tarafın ağır kusurlu olduğunu, ortak evin ve çocuklarının masraflarına karışmayarak müvekkilini ve müşterek çocukları zor durumda bıraktığını belirterek karşı tarafça açılan boşanma davasının reddi ile karşı davalarının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın velâyetinin müvekkiline verilmesine ve küçük ... için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline hakaret etmesi ve müvekkilinin özel hayatının gizliliğini ihlal etmesi nedeniyle şikayetçi olduklarını ve erkek aleyhine ... 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2015/153 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını belirterek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL manevî, 100.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece erkeğin baskıcı tutum ve davranışları nedeniyle taraflar arasında uzun süredir geçimsizlik yaşandığı, otomatik ödeme talimatlarını iptal ettiği, hakaret ve fiziki şiddet uyguladığı, boşanmak için elverişli ortam hazırlığına giriştiği, son tartışma sonrasında müşterek haneyi terk ederek misafirhaneye yerleştiği, kadının erkeğe hakaret ettiği ve erkeğin ailesini evden kovduğu, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle taraflarca açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 12.500,00 TL maddî ve 12.500,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 19.04.2016 tarihli ve 2015/20140 Esas, 2016/7904 Karar sayılı kararıyla gerek asıl dava, gerekse karşı ve birleşen davaların birbirlerinden bağımsız ayrı davalar olduğu, bunun sonucu olarak da her dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği, Mahkemece kurulan hükümde, kadının karşı ve birleşen davaları yönünden her ikisinin de kabul edilip edilmediğinin anlaşılmadığı, hükmün bu yönüyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinin ikinci fıkrasına uygun olmadığı gerekçesiyle münhasıran bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece erkeğin baskıcı tutum ve davranışları nedeniyle taraflar arasında uzun süredir geçimsizlik yaşandığı, otomatik ödeme talimatlarını iptal ettiği, hakaret ve fiziki şiddet uyguladığı, boşanmak için elverişli ortam hazırlığına giriştiği, son tartışma sonrasında müşterek haneyi terk ederek misafirhaneye yerleştiği, kadının erkeğe hakaret ettiği ve erkeğin ailesini evden kovduğu, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin açmış olduğu boşanma davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince kabulüne, kadının açmış olduğu karşı boşanma davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulüne, kadının birleşen boşanma davasının reddine, tarafların boşanmalarına ilişkin kararın kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından boşanma konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 12.000,00 TL manevî tazminata, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 09.09.2019 tarihli ve 2019/439 Esas, 2019/8398 Karar sayılı kararıyla Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda erkeğin boşanma ve kadının karşı boşanma davasının kabulüne, kadının birleşen boşanma davasının reddine, tarafların boşanmalarına ilişkin kararın kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle boşanma konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, ilk hükmün bozulmakla, tamamen ortadan kalktığı, bozma ilamında, bozma sebebine göre her üç dava ve fer'îleri hakkında yeniden hüküm kurulması zorunlu hale geldiği belirtildiğine göre, bozulan ilk hükümdeki bu yönlerin kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, öyleyse, her üç dava ve fer'ileri hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmadığı gerekçesiyle hükmün bu sebeple bozulmasına karar verilmiştir.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece erkeğin baskıcı tutum ve davranışları nedeniyle taraflar arasında uzun süredir geçimsizlik yaşandığı, otomatik ödeme talimatlarını iptal ettiği, hakaret ve fiziki şiddet uyguladığı, boşanmak için elverişli ortam hazırlığına giriştiği, son tartışma sonrasında müşterek haneyi terk ederek misafirhaneye yerleştiği, kadının erkeğe hakaret ettiği ve erkeğin ailesini evden kovduğu, erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin açmış olduğu boşanma davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince kabulüne, kadının açmış olduğu karşı boşanma davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulüne, kadının birleşen boşanma davasının reddine, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 12.000,00 TL manevî tazminata, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 23.12.2020 tarihli ve 2020/4101 Esas, 2020/6835 Karar sayılı kararıyla tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiş, erkeğin karar düzeltme talebi reddedilmiştir.
D. Dördüncü Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata müşterek çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 22.06.2022 tarihli ve 2022/5350 Esas, 2022/6162 Karar sayılı kararıyla Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda kesinleşen kısımlar hakkında yeniden hüküm kurulamayacağı, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası hükmü Dairemizce onanarak kesinleştiği halde Mahkemece kurulan son hükümde tekrar ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına yönelik hüküm kurulmasının doğru olmadığı gibi tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran kadın lehine hükmolunan maddî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran kadın lehine 35.000,00 TL maddî tazminata, dava konusu diğer hususlar kesinleşmiş olmakla yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadın boşanmada kusursuz veya daha az kusurlu olmadığından lehine tazminata hükmedilmesi dahi hatalıyken yapılan her yeni yargılamada tazminat miktarının arttırılıyor olması hukuka ve vicdana aykırı olduğunu, kadının emekli maaşı almakta olduğunu ve de toplu bir emekli ikramiyesi aldığını, öte yandan vekil eden tarafından alınan ev ve arabayı da karşı taraf halen kullandığını, vekil edenin kira ödediğini belirterek kararı kusur belirlemesi ile maddî tazminat yönünden temyiz etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; hükmedilen maddî tazminat miktarını yeterli bulmadıklarını belirterek kararı maddî tazminat miktarı yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın lehine yeniden hükmedilen maddî tazminatın miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.