"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki katılma alacağı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tespiti yapılan eşyaların öncelikle aynen iadelerini, mümkün olmadığı takdirde bedelleri olan 6.500,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini; davalının evlilik birliği içerisinde edindiği 2039 parsel 2 nolu bağımsız bölümün edinilmiş mal olduğunu belirterek davalının tasfiye tarihindeki malları, hak ve alacaklarından müvekkiline isabet edecek katılma alacağının tespit edilerek taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya dair hak ve alacaklarının tespit edilerek taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya dair hak ve alacaklarını talep ve dava etme haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik yasal mal rejiminin tasfiyesi neticesinde müvekkiline isabet edecek 25.000,00 TL katılma alacağının tasfiye tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; davacının edinilmiş mallara katılma rejimine dayanarak böyle bir hak talebinde bulunamayacağını, müvekkilinin bağımsız bölümü evlenmeden önce kendi emek ve kazancı ile edindiğini, ancak belediyenin kendisine tahsis ettiği tarihin evlilik süresi içerisine denk geldiğini, davacının hak talebinde bulunmasının olanaksız olduğunu; tespit edilen eşyaların müvekkilinin para vererek aldığı eşyalar olduğunu, evlenme sırasında ve sonradan edindiği mallar olduğunu, davacının bu eşyalarla ilgili taleplerini kabul etmediklerini, bu eşyalardan bir kısmının davacı tarafından götürüldüğünü bir kısmının da müşterek konutta durduğunu, müvekkilinin özel eşyalarını da ailesinin yanında saklı tuttuğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.09.2013 tarihli ve 2010/127 Esas ve 2013/598 Karar sayılı kararı ile, taşınmazın evlenme tarihinden önce edinildiği gerekçesiyle kararda sayılan eşyaların aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin dava tarihinden itibaren tahsiline, taşınmaza yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili sadece taşınmaz yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 10.10.2016 tarihli ve 2016/14305 Esas, 2016/13496 Karar sayılı kararı ile, tapu kaydına göre tasfiyeye konu 2039 parsel 2 nolu bağımsız bölümün davalı adına tescil edildiği 02.05.2003 tarihinde Türkiye Vakıflar Bankası lehine 20.000,00 TL borç karşılığında ipotek tesis edildiği, ipoteğin tasfiyeye konu taşınmazın edinilmesine ilişkin olup olmadığı, ipoteğe esas borcun ödenip ödenmediği, ödenmiş ise ne kadarlık bölümün mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ödendiği, dosya arasındaki bilgi ve belgelerden anlaşılamadığı, talep hakkında karar verilebilmesi için söz konusu hususun açıklığa kavuşturulması gerektiği; Mahkemece, ipotek akit toblosunun Tapu Müdürlüğü'nden istenilerek dosya arasına konulması, bundan sonra ipoteğin taşınmazın edinilmesine yönelik krediye ilişkin olduğu anlaşılması halinde, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosunun ilgili bankadan getirtilerek, iddia ve savunma çerçevesinde talep hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına, davacı vekilinin bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamı doğrultusunda Arsuz Tapu Müdürlüğü ve ... Vakıfbank Şubesine müzekkere yazılarak taşınmaz üzerinde tesis edilmiş ipoteğe ilişkin tüm bilgi ve belgelerinin, ipoteğe ilişkin kredi sözleşmesinin ve kredi borcu ödeme tablosunun istendiğini, ayrıca aynı müzekkerenin davacı vekilinin talebi doğrultusunda Vakıfbank Genel Müdürlüğüne yazıldığı, kredi sözleşmesinde yer alan ... İmar İnşaat ve Sanayi Limited Şirketine müzekkere yazılarak ipoteğe ilişkin kredi sözleşmesinin ve bu kredi sözleşmesine ilişkin varsa ipoteklerin ve bu ipotek karşılıklarının kimler tarafından ödendiğine ilişkin tüm bilgi ve belgelerin celbi istendiğini, ancak verilen müzekkere cevaplarında davacı vekilinin dava konusu iddiasını ispata elverişli bilgi belgeler tespit edilemediği; yapılan yargılama sonucunda taşınmazın ... Belediyesinin 16.04.2002 tarih ve 60 sayılı Encümen Kararı ve 28.08.2002 tarih ve 105 sayılı yazısına ekli listelerde adı geçen şahıslar adına 775 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsisine karar verildiği, tarafların evlenme tarihinin 14.10.2002 tarihi olduğu, dolayısıyla taşınmazın tarafların evlilik tarihinden daha önceki bir tarih olan 16.04.2002 tarihinde edinildiğinden davalının kişisel malı olduğu, katılma alacağının hesabında kişisel malların dikkate alınamayacağından gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; eşya alacağına yönelik kısmın kesinleştiğini, hüküm kısmında eşya alacağına ilişkin kısmın kesinleşmiş olduğu gözetilmeden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul edilen eşya alacağı yönünden lehlerine yargılama gideri ve vekâlet ücreti de hükmedilmediğini; taşınmazın ... Belediyesinin 16.04.2002 tarih ve 60 sayılı Encümen Kararı ile davalıya tahsis edilmişse de tahsis edilen tarihte davalı tarafından taşınmazın bedelinin tamamı ödenmediğini, tahsis tarihinde taşınmazın mülkiyetinin davalıya geçmediğini, taşınmazın mülkiyetinin ancak kooperatife tüm borçlarının ödenmesi ile geçtiğini, davalının evlilik tarihi olan 14.10.2002’den önce taşınmaza ilişkin borçları bitirmediğini, davalının üyelik hakkını devraldığı kişi ile arasında paranın nakden ve defaten ödenmesine ilişkin üyelik devri sözleşmesi bulunmadığını, davalının hiçbir şekilde dava konusu taşınmazın bedelini evlilik tarihinden önce ödediğine yönelik bir delil sunmadığını; ... İmar İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.'nin 18.07.2011 tarih ve 5 numaralı yazısında davalının taşınmazın üyelik hakkının 04.11.2002 tarih ve 64 numaralı Encümen Kararına istinaden devraldığı belirtildiğini, evlilik tarihinin 14.10.2002 olduğu göz önüne alındığında davalının taşınmazı evlilik birliğinde iktisap ettiği, borçlarını evlilik birliği içerisinde ödediği açıkça anlaşıldığını, kaldı ki taşınmazın tapudaki devir tarihinin de 02.03.2003 olduğunu; Mahkemece davalıya tahsis tarihinin mülkiyeti kazanma tarihi olarak kabul edilmesinin kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu tahsis işlemi ile mülkiyetin kazanılamayacağını, mülkiyetin kazanılma tarihinin tapudaki devir tarihi olan 02.05.2003 olduğunu; yapı kooperatiflerinin aldıkları arsaların üzerine inşa ettikleri konutların mülkiyeti kooperatif tüzel kişiliğine ait olduğunu, yapı kooperatiflerine üye olmakla sadece pay sahipliği hakkının kazanıldığını, davalının üyelik tarihinin evlilik tarihinden sonra olan 04.11.2002 tarihi olduğunu, kooperatifin konutları tamamladıktan sonra, bunların mülkiyetini ortaklarına devretmesi gerektiğini, yani mülkiyetin kazanımının tahsis tarihi değil tapudaki devir tarihi olduğunu; Mahkemece bozma ilamında belirtilen hususlar dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, davalının taşınmazın mülkiyetini edindiği tarihte Vakıfbank'tan davaya konu taşınmaz için konut kredisi kullandığı ve bu krediye karşılık dava konusu taşınmazı ipotek edildiğinin tapu kaydından da anlaşıldığını, davalının dairenin bedelini evlilikten önce ödemediğinin net olarak ortaya çıktığını, dosya kapsamında alınan 12.01.2022 tarihli ek bilirkişi raporunun dosyada mevcut bilgileri değerlendirmeye elverişli ve yeterli olmadığını, Vakıfbank'ın taşınmazın tapu bilgilerinin tapu sorgulaması için yeterli olmadığı, tapuya ait ada, cilt, sayfa numaralarının da belirtilmesi halinde tekrar araştırma yapılacağı belirtilmesine rağmen yeniden müzekkere yazılması talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, daha önce yazılan müzekkere ekinde herhangi bir yazı veya ek gönderilmediğini; 12.01.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda birinci olasılık olarak belirtilen tespitin hukuki bir dayanağı olmadığını, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler ile de uyumlu olmadığını, zira davalı adına ipoteğin devam ettiğini, davalının dairenin bedelini evlilikten önce ödemediği net olarak ortaya çıkmadığını, dosya mevcut hali ile tekemmül etmediğini, bilirkişi ek raporunda da mevcut bilgilerin değerlendirme yapmaya yeterli olmadığını, eksiklikler için ilgili yerlere yeniden müzekkere yazılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmalık, tasfiyeye konu taşınmazın edinilmiş mal olup olmadığı ve ispatı ile kesinleşen yönlerden yeniden hüküm kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 110 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi, 326 ncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 185 inci ve devamı maddeleri; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 13 üncü maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.4721 sayılı Kanun’un 222 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. 4721 sayılı Kanun'un 222 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca da, bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş maldır.
4. Ayrıca, ispat yükü 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ve 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesinde de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir./ Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklinde düzenlenmiştir.
5. Somut olayda, Mahkemece, tasfiyeye konu taşınmazın davalının kişisel malı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, bozma kapsamı gereğince dosya kapsamına alınan kredi evraklarına göre, 'Belediye Arsaları Üzerinde Toplu Konut ve Kentsel Çevre Üretimi ve Kredilendirilmesine Dair Yönetmelik' kapsamında kredi kullandırılan isimleri yazılı ... İmar İnşaat Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. ortaklarının arasında davalının da olduğu, ipoteğe esas kredi sözleşmesinde konut yaptıran borçlusunun ... İmar İnşaat Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. olduğu, sözleşmenin 2 nci maddesinde '.. TL'dan her bir ortağa isabet eden 549.682.200 TL'yı konut yaptıran yerine kaim olmak üzere borcun nakli suretiyle devir alındığı ve ... gününden itibaren Yönetmelikte belirtilen konut büyüklüğü ve/veya kredi miktarına göre geri ödeme süresinde bölünerek bulunacak taksitleri her ay o ayın son iş gününe kadar ödemeyi kabul ve taahhüt eder.' şeklinde düzenleme bulunduğu ve taşınmazın tamamına değil tahsis yapılan bağımsız bölümlerden bir kısmına ipotek tesis edildiği anlaşılmasına rağmen, gelen kayıtlardan ... İmar İnşaat Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. tarafından çekilen kredi borcunun şirket ortakları tarafından borcun üstlenilmesi yoluyla devralınıp devralınmadığı, ödemelerin şirket mi şirket ortakları tarafından mı yapıldığı tam olarak anlaşılamamaktadır. O halde, Mahkemece, ... İmar İnşaat Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. tarafından çekilen kredi borcunun şirket ortakları tarafından üstlenip üstlenilmediğinin, kredi ödemelerinin kim tarafından ve hangi tarihlerde yapıldığının ilgili bankadan sorularak, gelen yazı cevabı ve dosya kapsamındaki diğer tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre kredi borcunun şirket ortakları tarafından üstlenildiğine ve kredi borcunun ortaklar tarafından ödendiğinin anlaşılması halinde, evlilik birliği içinde ödenen kredi taksit oranı yönünden davacının katılma alacağı hakkı bulunduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi hatalı olmuş bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı kadının vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Davacı kadın vekilinin kredi ödemelerine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.