Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1337 E. 2023/4556 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında boşanmaya sebep olan olaylar, kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, toplanan delillere, uygulanması gereken maddi ve usul hukuku kurallarına, dosyadaki tüm belgelere ve Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçesine göre, taraf vekillerince ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararı bozmayı gerektirecek nitelikte görülmemesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2307 E., 2022/2387 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/315 E., 2021/851 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının ailesinin evlilik birliğine sürekle müdahale ettiğini, tarafların ayrılmalarına sebebiyet verdiklerini, kadının annesinin tarafların birleşmesi konusunda şartlar öne sürdüğünü, kadının babasının ayırmakla tehdit ettiğini, sürekli telefonla ilgilendiğini, eşiyle ilgilenmediğini, muhabbet etmediğini, soğuk davrandığını, kadının kendi ailesinin sorunlarıyla iç içe olup her şeyin ortasında yer aldığını, erkeğin ailesine soğuk davrandığını, alışamadığını, sevemediğini söylediğini, kadının babasının erkeğe bağırdığını, hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, erkeğin dayılı ile babası arasındaki alacak verecek yüzünden kadının evi terk edip gittiğini, babamın parası ve senet gelince eve dönerim dediğini, aracılara rağmen eve dönemediğini, ev eşyalarını habersiz boşaltıp gittiğini, evin kilitini değiştirdiğini, evde olan biteni ailesine aktardığını, erkeğin dayısı ile kadının babası arasındaki alacak meselesi konusunda baskı yaptığını, kadının ailesinin erkeğin ailesine saldırdığını, erkeğin kardeşine tornavida ile saldırdıklarını, iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin düzenli çalışmadığını, ailevi yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, evin faturalarını kadının ailesine ödettiğini, evin kirasını ödemek için altınları satmaya kalktığını, eşini sürekli ailesinin evine götürdüğünü, cep telefonu ile görüşmesine, sürücü belgesi almasına karşı çıktığını, boşanmakla tehdit ettiğini, kadının babasının aracının camına yumruk vurmak suretiyle saldırdıklarını, muşta ve bijon anahtarı ile babasına şiddet uyguladıklarını, sürekli tehdit ettiğini, kadın ve ailesine sürekli baskı yaptığını, psikolojik şiddet uyguladığını, kötü muamelede bulunduğunu, hasmane tutum sergilediğini, kadın ve ailesine sürekli hakaret ettiğini, kadının ailesi ile ilişkilerini koparmayıp çalıştığını, soyadını kullanmasına dahi karşı çıktığını, erkek ve dayısının kadının babasına şiddet uyguladığını, erkek ve yakınlarının defalarca kadının babasına şiddet uyguladığını, evliliklerine sürekli 3 üncü kişileri dahil ettiğini, evliliğin mahremiyeti esasını hiçe saydığını, aile içindeki şeyleri kendi ailesine aktardığını, eşine ilgi alaka göstermediğini, evin kilidini değiştirdiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini, aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının babası ile erkeğin dayısının alacak verecek meselesi yüzünden tarafların arasında tartışma yaşandığı, erkeğin, kadının babasına vurduğu, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, faturaları kadının ailesinin ödemesini istediği, evin kilidini değiştirdiği, kadının ise babasının borç meselesi sebebiyle evi terk ederek gittiği, bu kapsamda evlilik birliğinin temelinden çöktüğü, birliğin temelinden çökmesinde erkeğin kusurunun kadına göre daha ağır olduğu, birliğin devamında ısrar etmekte taraflar açısından ve kamu düzeni yönünden bir yarar kalmadığı bu nedenle tarafların boşanmalarına karar verildiği, ortak çocuğun yaşı, halen anne ile birlikte yaşıyor olması, alıştığı düzenin korunması, anne bakım ve şefkatine olan ihtiyacı ve uzman raporu dikkate alındığında velâyetinin annesine verilmesine ve ortak çocukla davalı baba arasında mahkemece belirlenen günlerde kişisel ilişki tesisine karar verildiği, ortak çocuk için tarafların ekonomik ve sosyal durumu nazara alınarak tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiği, kadının çalışmadığı, gelirinin bulunmadığı, tarafların mali-içtimai durumları, paranın satın alma gücü, hakkaniyet ilkesi ve erkeğin ödeme gücü dikkate alınarak kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kadının mevcut ve beklenen menfaatleri zarara uğrayacağı, kadının eşi ile birlikte yaşaması sırasında temin ettiği hayat düzeyinin altında daha zor bir hayat süreceği, tazminatın yükümlüsüne ağır bir yük getirmemesi, paranın satın alma gücü ve zenginleşme unsuru olmaması, evlilik birliğinin temelinden çökmesinde erkeğin kadına göre ağır kusurlu olduğu nazara alınarak kadın yararına maddî tazminata hükmedildiği, erkeğin hareketlerinin kadının kişilik haklarına saldırı olduğu kanaatine varılmamakla kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verildiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Eslem Elif'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 250,00 TL tedbir ve 350,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 400,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesi ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen nafakalar ve maddî tazminat ile reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve maddî tazminatın miktarı ile reddedilen manevî tazminat talebi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe verilen kusurların doğru olduğu, erkeğin kayınbabasının arabasının camlarını kırdığının, tanık ...'nın beyanıyla sabit olduğu, kadının ailesiyle görüşmesini kısıtladığı, bu kapsamda psikolojik şiddet uyguladığı, bu hususlarda erkeğe kusur verilmemesinin hatalı olduğu, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, kadına verilen kusurun sabit olduğu, kadının babasının evliliğe müdahale ettiği tanık beyanlarıyla sabit olduğu halde bu hususta kadına kusur verilmemesinin hatalı olduğu, kadının başkaca kusurunun ispatlanamadığı bu kapsamda tarafların istinaf taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, bu nedenle kadın lehine aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası verilmesine karar verildiği, ortak çocuk lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu, miktarının uygun olduğu ancak çocuğun doğum tarihinden itibaren verilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren verilmesinin hatalı olduğu anlaşıldığından ... erkek vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun ihtiyaçları ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak ortak çocuk için iştirak nafakasına karar verilmesinin doğru ve yerinde olduğu, ancak miktarının az olduğundan boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına karar verildiği, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade kusurlu olmadığı, boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur durumları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına verilen maddî tazminatın az olduğu, bu nedenle kadın yararına 18.000,00 TL maddî tazminata hükmetmek gerektiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, verilen kusurların karşı tarafın kişilik haklarını zedelemesi, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına manevî tazminat verilmemesinin hatalı olduğu, bu nedenle kadın için 18.000,00 TL manevî tazminata hükmetmek gerektiği gerekçesi ile taraf vekillerinin kusur belirlemesi ile erkek vekilinin, ortak çocuk yararına takdir edilen tedbir nafakasının başlangıç tarihine yönelik, kadın vekilinin ise, iştirak, yoksulluk ve maddî tazminat miktarlarına ve reddedilen manevî tazminat talebine yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi'nin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle İlk Derece Mahkemesince takdir edilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmeksizin velâyeti anneye verilen ortak çocuk için doğum tarihi olan 02.09.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar erkekten alınarak kadına ödenmesine, boşanma hükmünün kesinleşmesiyle birlikte aylık 500,00 TL iştirak nafakası olarak erkekten alınarak kadına ödenmesine, kadın için boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine, kadın için 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine, tarafların sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesi ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, çocukla kurulan kişisel ilişkinin süresi, aleyhine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesi ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davalarında, asıl ve karşı davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, velâyet düzenlemesi, kadın yararına hüküm altına alınan nafaka ve maddî ve manevî tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile erkek yararına tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.