"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2481 E., 2022/2379 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/707 E., 2021/223 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden hüküm kurulmasına, diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2014 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, aile arasında kalması gerekenleri başkaları ile paylaştığını, ortak çocuğun hastalığı ile ilgilenmediğini, iftira attığını, kıskanç olduğunu, bağımsız konut temin etmediğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini karşı davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, tehdit ettiğini, sık sık ortak konutu terk ettiğini, erkeğin ailesine kötü davrandığını, ortak konutun eşyalarına zarar verdiği, birlik görevlerini ihmal ettiğini, müsrif olduğunu iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte kadından tahsil edilmek üzere 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiği, ortak konutun ihtiyaçlarının kadının ailesi tarafından karşılandığı, her ne kadar kadın tarafından asıl dava dilekçesinde, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği iddia edilmişse de dosyaya sunulan sosyal medya kayıtlarına konu mesajların kime ait olduğu ve ne şekilde ele geçirildiğinin belli olmadığı yine kadın tarafından delil olarak dayanılan HTS kayıtlarının incelenmesinde, 2018 yılına ait abone kaydının bulunmadığı, kadının iddia ettiği telefon numarası ile 2019 yılı içerisinde erkeğin görüşmesinin mevcut olmadığı, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2019/10306 soruşturma sayılı dosyasından erkeğin daha önce sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, tarafların 5 ay ayrı yaşadığı ancak barışıp tekrar bir araya geldikleri bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde erkeğe sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği vakıasının kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının ise birlik görevlerini ihmal ettiği, erkeğin ailesinin ortak konuta gelmesini istemediği, ortak konuta gelen misafirlerle ilgilenmediği, taraflar arasında son yaşanan olayda bıçakla erkeği öldürmekle tehdit ettiği ve ortak konutun eşyalarına zarar verdiği, her ne kadar erkek tarafından karşı dava dilekçesinde kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği iddia edilmişse de bu vakıanın ispatlanamadığı ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, bu hususların tüm dosya kapsamından sabit olduğu ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların yaşları, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 250,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden işbu karar kesinleşinceye kadar aylık 400,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 400,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, bu kusurlu davranışların erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek yararına yasal faizi ile birlikte kadından tahsil edilmek üzere 10.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle erkek yararına tazminata hükmedilemeyeceği, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, tedbir nafakası miktarlarının ise az olduğu, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının da az olduğu belirtilerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına yüklenen kusurlu davranışların ispatlandığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışlar yanında erkeğin ortak çocuğun hastalığı ile ilgilenmediği, İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe, sadakat yükümlülüğünü ihlal vakıasının yüklenilemeyeceğini dair gerekçesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ile her iki davanın kabulü ve tarafların boşanmalarına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının isabetli olduğu, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının ise ortak çocukların yaşları ve ihtiyaçları dikkate alındığında az olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu dikkate alındığında yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, ağır kusurlu olan kadının bu davranışlarının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde de olduğu dikkate alınarak erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek; davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf itirazının kusur belirlemesi ile iştirak nafakaları yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğunu belirtilerek; kusur belirlemesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte bir geçimsizliğin ispatlanıp ispatlanmadığı, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı, erkek yararına maddî tazminat, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası, tedbir nafakası ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.