Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1340 E. 2023/2215 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kusurlu bulunan erkek tarafından kadına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarlarının uygunluğu ile Yargıtay’ın daha önce verdiği bozma kararına uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararında belirtilen ilkeler, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, dosya kapsamı ve hakkaniyet gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uygun olarak verilen ve kadına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminat miktarının uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı-davacı erkek ile olan evliliklerinin erkeğin kusurlu hareketleri neticesinde temelinden sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına 900,00 TL tedbir ve yoksulluk, ortak çocuk yararına 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde; kadının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; davacı-davalı kadının evlilik birliği içerisinde ortak konutu terk edip gittiğini, kadına mahkeme aracılığıyla terk ihtarı gönderildiğini, kadının ise eve dönmediğini ileri sürerek 4721 sayılı kanun'un 164 üncü maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 12.11.2020 tarihli ve 2019/53 Esas, 2020/505 Karar sayılı kararıyla; davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadına ve ortak çocuk ... ...'ye şiddet uyguladığı, kadına küfrettiği, tehdit içeren sözler sarf ettiği, sosyal medya üzerinden başka kadınlarla mesajlaşarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve bu kadınlara kargo ile fasulye gibi ürünler gönderdiği, terk ihtarından sonra davacı kadının ortak çocuk ... ... ile birlikte iyi niyetli girişimde bulunarak eve dönmesine rağmen davalı-davacı erkeğin haklı bir sebebi bulunmaksızın eşiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı hatta davacı-davalı kadının eve döndüğü gün davalı-davacı erkeğin, eşi ve beraberindekilere küfür edip kavga çıkardığı, evi ile ilgilenmediği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının ise kusursuz olduğu, erkeğin birleşen davasında ise; kadının evi terk etmekte haklı olduğu, terk ihtarı sonrasında ortak konuta döndüğü ancak erkek tarafından ortak konuta alınmadığı, erkeğin terk ihtarının açıklanan nedenlerle samimi olmadığından bahisle asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ... ...'nin velâyetinin sosyal inceleme raporundaki tespitler ve ortak çocuğun beyanları doğrultusunda anneye verilmesine, babası ile kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına, kadın yararına aylık 300,00 TL olarak takdir edilen tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 350,00 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren aynı miktarın yoksulluk nafakası olarak ödenmesine, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir iştirak nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin birleşen davasının ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakalar ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden, davalı-davacı erkek vekili ise kadının kabul edilen davası ile erkeğin reddedilen boşanma davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 20.04.2022 tarihli ve 2021/1511 Esas, 2022/812 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurların gerçekleştiği, ortak çocuk ... ...'nin dosya istinaf aşamasındayken ... olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, gerçekleşen kusur durumu nazara alındığında davacı- davalı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile; davacı-davalı kadın vekilinin kusur belirlemesi, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasına, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarına, davalı-davacı erkeğin ise kusur belirlemesine, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine, kadın yararına hükmedilen tazminatlara, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası ile kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurularının esastan reddine, her iki tarafın, çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasına yönelik istinaf talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf itirazlarının ise kabulüyle, İlk Derece Mahkemesinin bu hususlara yönelik hüküm fıkralarının kaldırılmasına, bu fıkralar yerine geçmek üzere kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili tarafından tazminat ve nafakaların miktarı yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz edilmiştir.

2. Dairemizin 17.10.2022 tarihli ve 2022/6043 Esas, 2022/8186 Karar sayılı kararıyla tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında kadın yararın hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, davalı-davacı erkeğin tüm ve davacı-davalı kadının bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddiyle kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir. .

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamında belirtilen ilkeler kapsamında davacı-davalı kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davacı-davalı kadının boşanmaya neden olan olaylarda kusurunun bulunduğunu, kadının ekonomik durumunun iyi olduğunu, erkeğin düzenli ve sürekli bir gelirinin olmadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanmaya neden olan olaylarda kusuru bulunmayan kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının bozma kapsamında belirtilen ilkelere ve tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.