Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1355 E. 2023/4933 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranları, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi manevi tazminat miktarlarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler gözetilerek, maddi ve manevi tazminat miktarının düşük olduğu gerekçesiyle, boşanma kararının tazminat miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/92 E., 2022/1909 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/288 E., 2021/795 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin, uzun yıllar müvekkiline ilgisiz davrandığını, fiziksel ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, evlilik süreci içerisinde savurganca para harcadığını, aynı zamanda müvekkilini başka kadınlar ile aldattığını, müvekkilinin sürekli aşağılandığını, küçük düşürüldüğünü ve hakarete maruz kaldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının ve 300.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin ağır şeker hastası olduğunu, isnat edilen aldatma eylemlerini yapmasının mümkün olmadığını, kadının müvekkiline karşı sürekli hakaret edip onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, müvekkilinin evlilik birliği içerisinde kadın tarafından rencide edilip küçük düşürüldüğünü, kadının bütün çocukları ile davalıya karşı cephe aldığını, müvekkilinin mağdur edildiğini, dışarıda arabasında kaldığını, evliliğin çekilmez hale gelmesinde kusurlu tarafın kadın olduğunu iddia ederek davacının davasının reddine, tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan, kadına fiziksel şiddet, hakaret ve sözlü şiddet uygulayan, ortak çocuklara fiziksel şiddet uygulayan, cimri olup para vermekten imtina ederek kadına ekonomik şiddet uygulayan erkeğin ağır kusurlu olduğu kadının ise erkeğin yalnızlaşmasına sebep olduğu, beğenmediğini söylediği bu haliyle kadının, erkeğe göre az kusurlu olduğundan tarafların boşanmalarına karar verildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi gereğince, kadının maddî ve manevî tazminata hak kazandığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 750,00 TL yoksulluk nafakasına ve 20.000,00 TL manevî ve 20.000,00 maddî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece nafaka, maddî ve manevî tazminat hakkındaki hükümlerin davacı kadını ekonomik açıdan zorlayacak şekilde tesis edildiğini, hükmedilen nafaka ile kira, fatura gibi temel giderlerin dahi karşılanmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin hiçbir ekonomik gelirinin olmadığını, yaşı itibariyle çalışamayacağını, müvekkilinin evlilik birliğinin bitmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kusurlu tarafın davalı eş olduğunu, müvekkilini aldattığını, bu durumun müvekkilini psikolojik olarak yıpranttığını, maddî ve manevî tazminat miktarlarının hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenlerle usulu ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının davalıya kusur olarak yüklediği eylemleri kabul etmediklerini, davacının kusur isnadı ve delilleri somut bir şekilde ispatlanmadan, Mahkeme tarafından davalının kusurlu bulunmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tanıkları tarafların ortak çocukları olduğunu, davalıya karşı fikir ve eylem birliği içerisinde olduklarını ve beyanlarının da bu yönde olduğunu, müvekkilinin gelirinin emekli maaşı olduğunu, davacı lehine hükmedilen nafaka, maddî ve manevî tazminat miktarlarını ödemekte zorlanacağını, bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olan Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece erkeğin boşanmaya sebebiyet veren ağır kusurlu davranışları nedeni ile boşanmalarına karar verildiği, kadına yüklenen kusurların istinaf edilmeyerek kesinleştiği, boşanma kararı ve kusur derecesinin doğru tespit edildiği, kusuru daha ağır ya da eşit olmayan ve evlilikten beklenen menfaatleri ihlal edilen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddî ve manevî tazminata, düzenli işi ve geliri olmayıp boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın yararına yoksulluk nafakasına ve dava süresince tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, evlilik süresi, yaşı, kusur durumu, kusurun niteliği, paranın satın alma ve erkeğin ödeme gücü dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen tedbir-yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının yerinde olduğu, dilekçeler aşamasında kadın tarafından talep edilmeyen, nafakaya yıllık artış oranı uygulanması yönündeki talebin istinaf aşamasında değerlendirilemeyeceği, nafaka ve tazminat miktarının da isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; nafaka, maddî ve manevî tazminat hakkındaki hükümlerin davacı kadını ekonomik açıdan zorlayacak şekilde tesis edildiğini, hükmedilen nafaka ile kira, fatura gibi temel giderlerin dahi karşılanmasının mümkün olmadığını, enflasyon oranında artırım talebinin reddedildiğini, reddedilmesinin günümüz ekonomik koşullarına uymadığını, nafakanın miktarı, lehine hükmedilen tazminatların davalının kusuru oranında az kaldığını beyan ederek manevî ve maddî tazminat ile nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen manevî ve maddî tazminat ile nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının ispatlanan başka kusurunun bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin kabulünün doğru olup olmadığı, kadın lehine tazminatlar ve yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunması halinde hükmedilen miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden davacı kadın yararına BOZULMASINA,

3.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.