Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1356 E. 2023/4207 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları, velayet, nafaka ve tazminat konularında usul ve hukuka aykırı bir durum olmadığı gözetilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1794 E., 2022/1812 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/387 E., 2021/590 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ile birleştirilen davaya cevap dilekçesinde; erkeğin, müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, aşağıladığını, evlilik birliği içerisinde güven ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunduğunu, erkeğin iddilarının dayanaksız ve haksız olduğunu kabul etmediklerini, erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, birleştirilen davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek, davaya cevap vermemiştir.

2.Davalı-davacı vekili birleştirilen dava ve cevaba cevap dilekçesinde;kadının kişisel temizliğine özen göstermediğini, ev işlerini yapmadığını, müvekkiline ve ailesine hakaret ettiğini, müvekkilinin ailesinin eve gelmesini istemediğini, fiziki şiddet uyguladığını, iftira attığını, iş arkadaşlarını arayarak kontrol etmeye çalıştığını, ortak konuttan kovduğunu, kadının beyanlarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını beyanla, kadının davasının reddine, davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, müvekkili için 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, evin düzen ve temizliğine önem vermediği, eşini kontrol etmek için sıklıkla eşinin iş arkadaşını aradığı, eşinin ailesini istemediği, erkeğin ise güven sarsıcı davranışta bulunduğu, bu duruma göre tarafların eşit kusurlu olduğu, sosyal inceleme raporunda ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin ve baba ile kişisel ilişki kurulmasının çocukların üstün yararına olacağı dikkate alınarak velâyetlerinin annelerine verilmesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek çocuklar için iştirak nafakasına, taraflar eşit kusurlu olduğundan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, yine tarafların kazançları yakın olduğundan kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir, 400,00 TL iştirak nafakasına, kararın kesinleşmesinden bir yıl sonra başlamak üzere iştirak nafakalarının her yıl ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin, erkeğin de maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... kadın vekili, müvekkilinin kusurunun bulunmadığı gibi erkeğin sadakatsizliğinin ve güven sarsıcı davranışının müvekkiline atfedilen kusurlar ile eşit tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili için maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; kusur belirlemesi, birleştirilen davanın kabulü, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili, müvekkilinin sadakatsiz ve güven sarsıcı davranışı olmadığını, kadının aşırı kıskaçlığından kaynaklanan ithamlar olduğunu, kusurunun bulunmadığını, kadının kusurları karşısında eşit kusur kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun anlaşılması karşısında davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir durum bulunmadığı, taraflar boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olduklarından kanuni şartları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir durum bulunmadığı, ortak çocukların yaşları ve uzman raporu dikkate alındığında velâyetin anneye verilerek çocuklar için iştirak nafakası takdir edilmesinin doğru olduğu, çocuklar için takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının da makul bulunduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili, müvekkilinin kusurunun bulunmadığı gibi erkeğin sadakatsizliğinin ve güven sarsıcı davranışının müvekkiline atfedilen kusurlar ile eşit tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili için maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, birleştirilen davanın kabulü, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili, müvekkilinin sadakatsiz ve güven sarsıcı davranışı olmadığını, kadının aşırı kıskaçlığından kaynaklanan ithamlar olduğunu, kusurunun bulunmadığını, kadının kusurları karşısında eşit kusur kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, asıl ve birleştirilen davanın ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, tarafların reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.