Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1358 E. 2023/4208 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları değerlendirilerek, ilk derece mahkemesinin boşanmaya, velayetin babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminata hükmettiği kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek istinaf mahkemesinin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1161 E., 2022/2347 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Edremit 4. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/146 E., 2020/47 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın ile ortak çocuklar arasında kurulan kişisel ilişki, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat, erkeğin reddedilen manevî tazminat talepleri yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından davanın kabulü, kusur belirlemesi, çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat, erkeğin reddedilen manevî tazminat talepleri yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. İstinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı, sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı iştirak nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmayan davalının, esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı iştirak nafakası yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalının iştirak nafakası yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davalı erkek vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde;eşi ile evlendiklerinden itibaren kayınvalidesi ile aynı binada oturduklarını, daireler ayrı olsa da yedikleri, içtiklerinin kayınvalidesinin evinde olduğunu, eşinin kazandığı parayı kayınvalidesine verdiğini, kendisine ve çocuklarına birşey alamadığını, eşinin annesinin sözünden çıkmadığını ve kendisini incittiğini, kayınvadilesinin sürekli kendisine hakaret ederek "sokak sürtüğü, beygir kafalı, sen şehirli olamazsın" şeklinde sözler söylediğini, eşinde hiç düzelme olmadığını, eşinin ve kayınvalidesinin kendisine yapmış olduğu hakaretlerden dolayı 23.12.2018 tarihinde evden ayrıldığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kendisine verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kendisi yararına 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde, erkeğin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını ve kabul etmediklerini, erkeğin annesinin sözünden çıkmadığını ve evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini beyanla, ayrıca müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının evi terk etttiğini ve aile birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini beyanla, davanın reddine, aksi halde ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilerek, müvekkili yararına 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin annesinin, tarafların evlilik birliğine fazla müdahale ettiği, annesinin kadına karşı otoriter tavırlar sergilediği, ekonomik yönden de evliliğe müdahalede bulunduğu, erkeğin bu durumlara müsade ettiği, sessiz kaldığı, kadının ise evi terk ettiği, bu andan itibaren tarafların tekrar bir araya gelmediği ve aile hayatı yaşamadıkları, dava konusu evlilik birliğinde erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesinin yararlarına olduğu, kadının sosyal ve ekonomik durum araştırmasına göre işsiz olduğu, tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere fabrikada işçi olarak işe başladığı, üzerine kayıtlı mal varlığının bulunmadığı, erkeğin düzenli geliri olduğu ve adına kayıtlı mesken olduğu, kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek kadın yararına tedbir ve yoksullluk nafakasına karar verilmesi gerektiği, boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan kadının daha az kusurlu olduğu kanaatine varıldığından maddî ve manevî tazminat taleplerinin, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, kadın yararına 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî tazminata, bu tazminatın hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 500,00 TL irat halinde ödenmesine, kadın yararına 18.000,00 TL manevî tazminata, kadının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, erkeğin manevî tazminat ile tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili, kadının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, aksine kadının tam kusurlu olduğunu, kadının ortak çocukları bırakıp evi terk ettiğini, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, manevî tazminat taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, kişisel ilişkiye karar verildiğini, ancak davacının çocukları yanına alarak zaman geçirmediğini beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın ile ortak çocuklar arasında kurulan kişisel ilişki, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat, erkeğin reddedilen manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve kanuna uygun sebeplere göre, delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmediği, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, kadının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kadının ortak çocukları bırakıp evi terk ettiğini, müvekkilinin ağır kusurlu olmadığını, çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine rağmen iştirak nafakasına karar verilmediğini, kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, manevî tazminat taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat, erkeğin reddedilen manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı;

kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı ve erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı erkek vekilinin iştirak nafakası yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.