Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1357 E. 2023/4450 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, davalı eşin ölümü üzerine evlilik ölümle sona ermişken, mirasçının davaya kusur belirleme yönünden devam etmesi üzerine sağ kalan eşin kusurunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Sağ kalan eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olacak derecede kusurlu davranışlarının tespit edilmiş olması, vefat eden eşin mirasçılarının davaya kusur belirleme yönünden devam etmesi ve dosyadaki delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1153 E., 2022/2344 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeninden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İznik Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2017/157 E., 2020/56 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2014 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olmadığını, kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini, karşı davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, kadın aleyhine 2014 yılında boşanma davası açtığını ancak bu davasından feragat ettiğini, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, ortak konuttan kovduğunu, hakaret ettiğini, kadının önceki evliliğinden olan kızına fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 300,00 TL yoksulluk nafakası ve 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeği aşağıladığı, erkeğin ise kadına ve kadının önceki evliliğinden olan kızına fiziksel şiddet uyguladığı, kadına hakaret ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamından ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi, kadının mevcut ve beklenen menfaatleri dikkate alındığında kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, her ne kadar kadın tarafından manevî tazminat isteminde bulunulmuşsa kadının yargılama sırasında vefat ettiği ve manevî tazminatın kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğu dikkate alınarak kadının manevî tazminat talebi ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, evlilik birliğinin ölüm ile sona erdiği ve karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, karşı davanın kabulü ile maddî tazminata karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın mirasçısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, evlilik birliğinin ölüm ile sona erdiği ve karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği, her iki davanın kabulü ile fer'îlerine hükmedilmesinin hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesinde her iki dava hakkında da karar verilmesine yer olmadığına ve kusur belirlemesi yönünden tespit yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı kadının yargılama sırasında 12.05.2018 tarihinde vefat ettiği, kadın mirasçısının davaya dahil edildiği ve yargılamanın kusur belirlemesi yönünden devam ettiği, İlk Derece Mahkemesince evlilik birliği ölüm ile sona erdiğinden her iki boşanma davası hakkında da karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara yüklenen kusurlu davranışların ispatlandığı ve her iki tarafın da dava açmakta haklı olduğu, maddî tazminata hükmedilebilmesi için boşanma kararı ile sonuçlanan bir evliliğin olması gerektiği, somut olayda kadının ölümü sebebiyle evlilik birliğinin ölüm ile sona erdiği, konusuz kalan boşanmanın fer'î talepleri hakkında da karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu belirtilerek; her iki taraf vekilinin de istinaf taleplerinin ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden tekrardan esas hakkında hüküm kurulmasına, evlilik birliği davalı-karşı davacı kadının ölümü sebebiyle sona erdiğinden her iki boşanma davası hakkında da karar verilmesine yer olmadığına, davacı-karşı davalı erkeğin açtığı boşanma davasında kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine, davalı-karşı davacı kadının açtığı boşanma davasında erkeğin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine, her iki boşanma davası konusuz kaldığından kadının, nafaka ve maddî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kısmen kabul kararının hatalı olduğu, yapılan kusur belirlemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı belirtilerek; kusur belirlemesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında evlilik ölümle sona ermiş olmakla her iki boşanma davası konusuz kalmış ise de, mirasçının davayı kusur tespiti yönünden devam etmesi nedeniyle sağ kalan davacı-karşı davalı erkek eşin ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte kusurlu bir davranışının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanunu'nun 181 nci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle davacı-karşı davalı erkeğe yüklenen "Hakaret" vakıasının ispatlanamadığının, davacı-karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin ancak Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışına göre de sağ kalan eş olan davacı-karşı davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olacak derecede kusurlu olduğunun ayrıca taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, davalı-karşı davacı kadının 12.05.2018 tarihinde vefat etmesi nedeniyle evliliğin ölümle son bulduğunun, boşanma taleplerinin konusuz kaldığının, davalı-karşı davacı kadın mirasçıları tarafından davaya 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesi hükmü uyarınca devam edildiğinin ve bu şekilde asıl ve karşı boşanma davasının aynı Kanun'un 181 inci maddesi hükmü uyarınca münhasıran sağ kalan eşin kusur tespiti davasına dönüştüğünün, kusur tespitine yönelik tek bir davanın olduğunun ve münhasıran sağ kalan eş yönünden kusur tespiti yapılması gerekirken yazılı şekilde vefat eden davalı-karşı davacı kadın eş yönünden de kusur tespiti yapılmasının ve kusur tespiti davasının sonucu olarak tarafların haklılık durumuna göre tek bir vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken her iki dava yönünden de ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunun ancak taraf vekillerince belirtilen bu yönlerden temyiz itirazlarının olmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.