Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1360 E. 2023/4209 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusur belirlemesinin ve boşanma kararının yerindeliği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tanık beyanları ve dosyadaki delillerin davalının eşine fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini gösterdiği, davacıya atfedilebilecek bir kusurun ise ispatlanamadığı gerekçesiyle, davalının tam kusurlu olduğuna ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına kanaat getirerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/342 E., 2022/1159 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/901 E., 2021/1734 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı ve ailesi tarafından müvekkiline fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uygulandığını, davalının ortak çocuklarının yanında müvekkilini aşağılayıcı, küçük düşürücü “senden midem bulanıyor, benim eşim değilsin, sana hesap mı verecem” şeklinde söyleyerek hakaret ettiğini, müvekkilin kadınlık onur ve gururunu kırdığını, ''ben istemedikçe kimse seni benden alamaz, benden boşanırsan seni öldürürüm” sözleri ile tehdit ettiği gibi çocukları Hakan'ı azmettirerek müvekkilini tedhit ettirdiğini, çocukları ve müvekkilini darp edip çalıştıkları süre boyunca kazandıkları parayı ellerinden aldığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve çekilmez hal aldığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine ve yararlarına ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, davacının habersiz şekilde eşyaları ve çocukları alarak evi terk ettiğini, müvekkilinin eşini sevdiğini ve boşanmak için sebep bulunmadığını beyanla davanın reddine, aksi halde ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine ve müvekkili yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacıya ve çocuklara fiziki şiddet uyguladığı, davacıya hakaret ettiği, davacıyı, ablasını ve eniştesini tehdit ettiği, davacıya yüklenecek bir kusurun varlığının ise davalı tarafından ispat edilemediği, evlilik birliğinin sarsılmasında davalının tam kusurlu olduğu, bu eylemleri sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve davacı yönünden çekilmez hal aldığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetin davacıya tevdiine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacının yoksulluk nafakası isteminin reddine, davacı yararına 10.000,00 TL manevî, 10.000,00 TL maddî tazminata, davalının manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili, Mahkeme kararının tanık beyanları ile çeliştiğini ve dosyadaki deliller ile uyuşmadığını, davanın ispatlanamadığını, babasının isteği üzerine ortak evi terk eden davalının kusurlu olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanlarına göre, davalının eşine fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret edip eşini ve ailesini tehdit ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediği, buna karşılık davalı tanık beyanlarının bir kısmının duyuma dayalı, bir kısmının da sebep ve saiki açıklanamayan inandırıcı olmaktan uzak beyanlar olduğu, bu suretle davacıya atfedilecek kusurlu bir davranışın ispat edilemediği, gerçekleşen bu durum karşısında davalının tam kusurlu davranışı ile birliğin sarsılmasına sebebiyet verdiği ve bu kusur belirlemesine göre davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalının, boşanma davasının kabulü ve kusur tespitine yönelik istinaf talebinin yerinde omadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, davacının boşanmakla en azından eşinin maddî desteğini yitireceği, mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği, boşanmaya sebep olan olayların davacının kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri,i hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davacı yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat takdirinin isabetli, miktarlarının yüksek olmadığı, tam kusurlu davalının manevî tazminat talebinin reddinin usul ve kanuna uygun olduğu, alınan sosyal inceleme raporu, idrak çağında olan çocukların anne yanında kalmak istediklerini beyan etmeleri ve çocukların anne yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde delil bulunmadığı gözetilerek velâyetin anneye verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocukların ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alındığında velâyetleri anneye bırakılan çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakasının takdirinin isabetli, miktarının yüksek olmadığı gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, mahkeme kararının tanık beyanları ile çeliştiğini ve dosyadaki deliller ile uyuşmadığını, davanın ispatlanamadığını, babasının isteği üzerine ortak evi terk eden davalının kusurlu olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.