"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/925 E., 2022/1717 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeninden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/103 E., 2020/38 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı erkeğin tüm, davalı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 1986 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, tarafların 15 yıldır ayrı yaşadıklarını, davalı kadın aleyhine 2002 ve 2014 yıllarında boşanma davaları açtığını, ancak davaların reddedildiğini, 2002 yılında açılan ve ret ile sonuçlanan dosyanın 28.12.2015 tarihinde kesinleştiğini, taraflar arasında ortak hayatın bir daha kurulamadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların eylemli ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, alkol kullandığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, tehdit ettiğini, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu iddia ederek öncelikle davanın reddini, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda ise ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 30.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminat ile ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, iştirak nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkek tarafından Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2002/108 Esas, 2003/137 Karar sayılı dosyası ile kadın aleyhine boşanma davası açıldığı, davanın, erkeğin birlik görevlerini ihmal ettiği, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ve kadına fiziksel şiddet uyguladığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle reddine karar verildiği ve ilgili kararın 28.12.2015 tarihinde kesinleştiği, tarafların bu süreçte bir araya gelmediği ve yasal 3 yıllık sürenin de dolduğu, bu hususun tüm dosya kapsamından ispatlandığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların eylemli ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadının, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 400,00 TL yoksulluk nafakası, nafakanın her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının mevcut ve beklenen menfaatleri, hakkaniyet ilkesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 30.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminat, ortak çocukların ergin olduğu dikkate alınarak velâyet ve nafaka konularında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının bulunmadığı, kadının karşı davasının bulunmadığı bu nedenle kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilemeyeceği belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen manevî tazminat ve nafaka miktarlarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kusur durumu dikkate alındığında az olduğu belirtilerek; manevî tazminat ve nafakaların miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmalarına dair verilen kararın taraflarca istinaf edilmediği ve boşanma kararının kesinleştiği, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinde erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilmişse de tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, karar gerekçesinde erkeğin tam kusurlu olduğunun belirtildiğinin anlaşıldığı, davanın niteliği gereği boşanma isteminin kabul ya da reddi yönünden kusur belirlemesi yapılması gerekmemekte ise de boşanmanın fer'îleri yönünden İlk Derece Mahkemesi tarafından kusur belirlemesi yapılmasının isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve kadına kusur yüklenmemesinin isabetli olduğu, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve tedbir nafakası miktarında herhangi bir isabetsizliği bulunmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesi ve miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğu belirtilerek; davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden tekrardan esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 30.000,00 TL manevî tazminata, davacı erkeğin tüm, davalı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek tarafından sunulan temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olupdavacı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.