"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece kesinleşen kısımlar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına ve kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Dairece verilen düzelterek onama kararının düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2014 yılında evlendiklerini, müşterek çocuklarının olmadığını, tarafların evliliklerinin fiilen sona erdiğini, davalının yalan beyanları üzerine bu evliliğin kurulduğunu, tarafların nişanlılık döneminde davalının davranışlarında ve konuşmalarında farklılıklar olduğunu, bunu sorguladıklarında ise heyecandan olduğunu söylediklerini, ancak bu davranışların sürekli hale geldiğini, bu tuhaf davranışlarının nikah kıyılırken dahi devam ettiğini, davalının evliliğin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkilinin balayında davalının gerçek yüzünü gördüğünü, davalının evin alışverişini yapmadığını, evi ile ilgilenmediğini, müşterek evde olup biteni herkese anlattığını, müvekkilinin özel bir hayatının kalmadığını, bu durumu davalının ailesine bahsettiğinde ise davalının ailesinin müvekkiline hatanın kendi çocuklarında olduğunu söyledikelrini, hatta bu konuda ailesinin davalıyı uyardığını, davalının tuhaf davranışları nedeniyle Aksarayda bir hocaya götürdüklerini, muska yaptırdıklarını, davalının müvekkiline karşı hakaretler ettiğini, aslında evlenmek istemediğini, ailesinin baskısı ile evlendiğini söylediğini, bunun üzerine müvekkilinin evi terk etmek zorunda kaldığını, ailesinin yanına sığındığını, düğünde takılan ziynetlerinde davalı tarafta kasada muhafaza edilmek üzere saklandığını, müvekkilinde her hangi bir ziynet kalmadığını, müvekkilinin hiç bir gelirinin olmadığını, davalının ise gelirinin iyi olduğunu, aile şirketinde hissedar olduğunu beyanla, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL nafakaya, 500.000,00 TL maddî, 400.000,00 TL de manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, tarafların evlilik birliği içerisinde baş başa kalmalarının mümkün olmadığını, bu fırsatın sağlanmadığını, özellikle davacının annesinin tarafların yanında yer aldığını, sürekli onların aktivitelerine katıldığını, tarafların evlendikten sonra yurt dışında ve Türkiyede farklı yerlerde birden fazla balayına gittiklerini, evliliklerinin ilk günlerinin tatil ile geçtiğini, müşterek eve geldiklerinde ise müvekkilinin market alışverişlerini yaptığını, evini ihtiyaçlarını karşıladığını, müvekkilinin sadece balayında ve tatillerde alkol aldığını, ama dava dilekçesinde sanki sürekli alkol alıyormuş gibi aksettirildiğini, müvekkilinin evinden işine işinden evine gittiğini, davacının annesinin baskısı altında kaldığını, sürekli onun yönlendirmesi ile hareket ettiğini, davacının sürekli müvekkilini ekonomik bir kaynak olarak gördüğünü, sürekli çıkar sağlamaya çalıştığını, davacının hiç bir zaman bir eş olarak mutfak eşyaları gibi evin ihtiyaçlarını gerektiren isteklerde bulunmadığını, hep hazır şeyler talep ettiğini, bunları da liste halinde alması için müvekkiline verdiğini, daha evliliklerinin ilk ayı dolmadan davacının düğünde takılan ziynetlerin listesini istediğini, müvekkilinin ise bu konunun yakışıksız olmasını dile getirdiğini, davacının ise hemen evi terk etmekle tehdit ettiğini, hatta akabinde ailesi ile birlikte müvekkilinden habersiz iki hafta süreyle evden gittiğini, daha sonra tarafların yeniden bir araya geldiğini, en son davacının ailesinin davalının kardeşlerini ait olan fabrikada ve iş yerinde ne zaman kendisine hisse alacağını, ne zaman araba alacağını, bu tür maddî taleplerini neden yerine getirmediğini dile getirince müvekkilinin moralinin bozulduğunu beyanla davacının davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.12.2015 tarihli ilk kararı ile, tarafların birbirlerine karşı birlik görevlerini yerine getirmedikleri, evlendikten sonra çok kısa bir süre aynı evde yaşadıkları, birden fazla kez seyahat yaptıkları, tarafların ailelerinin evlilik birliğine müdahalesinin olduğu, erkeğin alkol alışkanlığının olduğu, eşine karşı şiddet uyguladığı, eşinin kız olmadığı yönünde beyanlarda bulunduğu, kadının erkeğin ailesinden araba istediği, eşinden izin almadan gezmeye gittiği, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin sona ermesinde davalı -karşı davacı erkeğin ağır, davacı -karşı davalı kadının ise az kusurlu olduğu, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat koşullarının somut olayda gerçekleştiği gerekçesiyle her iki davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir/ yoksulluk nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 15.12.2015 tarihli ilk kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 01.11.2016 tarihli, 2016/4727 Esas, 2016/14275 Karar sayılı kararıyla, davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiş, hükme karşı davacı -karşı davalı kadının karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin 15.01.2018 tarihli ikinci kararı ile, kadın lehine 30.000,TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairenin 22.11.2018 tarih ve 2018/1969 Esas, 2018/13349 Karar sayılı kararıyla, kadın yararına hükmedilen tazminatların az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiş, hükme karşı davalı -karşı davacı erkeğin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1.Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin 18.12.2019 tarihli üçüncü kararı ile, kadın lehine 45.000,TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairenin 01.07.2020 tarih ve 2020/1689 Esas, 2020/3603 Karar sayılı kararıyla, kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarının bozma ilamının amacına uygun olmayıp az olduğu, 22.11.2018 tarihli bozma öncesi yapılan yargılama giderleri kesinleşmiş olduğundan bu giderlere ilişkin yeniden hüküm kurulmaması doğru ise de mahkemece 22.11.2018 tarihli bozma sonrasında kadın tarafından yapılan yargılama giderleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiş, hükme karşı davalı -karşı davacı erkeğin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
D. Dördüncü Bozma Kararı
1.Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin 05.03.2021 tarihli dördüncü kararı ile, kadın lehine 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata, bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin tazminatların kabul ve reddedilen kısmı üzerinden oranlama yapılmak suretiyle taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, iş bu karara karşı taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairenin 19.10.2021 tarih ve 2021/8320 Esas, 2021/7403 Karar sayılı kararıyla, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen davacı-karşı davalı kadın yararına 60.000,00 TL maddî tazminat yanında bozmanın kapsamı dışına çıkılarak 60.000,00 TL manevî tazminata da hükmedilerek, bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediği, yine bozmadan önceki ilk karardaki boşanma, yargılama gideri ve vekâlet ücretine yönelik bölümün kesinleştiği ve bozmadan sonra, boşanmanın fer'i niteliğindeki maddî ve manevî tazminatlar yönünden davaya devam edildiğine göre; boşanmanın eki niteliğindeki maddî ve manevî tazminatlar için taraflar yararına kabul ve ret oranına göre yargılama giderine hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiş, hükme karşı karar düzeltme talebininde bulunulmamıştır.
E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kesinleşen kısımlar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 60.000,00 TL maddî tazminata, kadın tarafından bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin erkek üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı -karşı davacı erkek vekili tarafından; kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 11.10.2022 tarihli 2022/8313 Esas, 2022/7991 Karar sayılı kararıyla, Mahkemenin 05.03.2021 tarihli kararında davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen 60.000,00 TL maddî tazminatın, Dairenin 19.10.2021 tarihli bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleştiği, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece verilen 04.03.2022 tarihli beşinci ve son kararda, uyulmasına karar verilen bozma ilamının kapsamı ile sınırlı olarak bir karar verilmesi gerekirken, bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşen maddî tazminat yönünden yeniden hüküm kurulması doğru değil ise de, dosyanın daha önce dört kez bozma geçirmiş olması, usûl ekonomisi, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılarak taraf mağduriyetlerinin önüne geçilebilmesi hususları hep birlikte değerlendirildiğinde anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediği gerekçesiyle, mahkemenin 04.03.2022 tarihli kararının hüküm fıkrasının birinci bendindeki "maddî tazminat ve" ibaresinin ve hüküm fıkrasının ikinci bendinin tamamen hükümden çıkarılmasına, hükmün bu şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen 11.10.2022 tarih ve 2022/8313 Esas, 2022/7991 Karar sayılı kararına karşı süresi içerisinde davalı -karşı davacı erkek vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı -karşı davacı erkek vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; yargılama boyunca iddia ve ispat ettikleri üzere kadın tarafından müvekkil aleyhine açılan davada müvekkilin kusurlu olmadığının ispatlanmış olup, davacı-karşı davalı kadının davasını ispatlayamadığını, müvekkil tarafından açılan davada ise davacı-karşı davalının evliliğin bu hale gelmesinde ağır ve tam kusurlu olduğunun ispatlanmış olduğu halde Yerel Mahkemece delillerin takdirinde yanılgıya düşülmek suretiyle yanlış karar verildiğini, kadın lehine tazminata hükmedilmesi doğru olmadığı gibi miktarlarının da fahiş olduğunu, müvekkilinin iddia edildiği gibi zengin olmayıp orta halli bir şirketin küçük bir hissedarı olduğunu, karşı tarafın en başından beri maddî çıkar peşinde olduğunu, karşı tarafın aslında matematik öğretmeni olup evlilik birliği içinde keyfi olarak çalışmadığını, davadan sonra işe çalışmaya başladığını, bu nedenle kadın yararına hükmedilen nafakanın kaldırılması gerektiğini, karşı tarafça dayanılmayan vakıaların müvekkiline kusur olarak yüklendiğini, kabul anlamına gelmemek koşuluyla tarafların en azından eşit kusurlu sayılmaları ve kadının tazminat taleplerinin de reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla Dairenin 11.10.2022 tarih ve 2022/8313 Esas, 2022/7991 Karar sayılı kararının düzeltilerek Mahkeme kararının müvekkil lehine bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Mahkemece kesinleşen yönlere ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesinin yerinde olup olmadığı, Dairenin 11.10.2022 tarih ve 2022/8313 Esas, 2022/7991 Karar sayılı ilamında düzeltilmesi gereken bir yanlışlığın bulunup bulunmadığı, bu bağlamda davalı -karşı davacı erkeğin karar düzeltme talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle düzeltilerek onanmış olup, karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 660,00 TL para ceza ile 375,10 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.