"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2917 E., 2022/2174 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akşehir 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/79 E., 2022/501 K.
Taraflar arasındaki ziynet alacaklarının aynen iadesi olmadığı takdirde alacak ve munzam zarar davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, munzam zarara yönelik talep yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline düğünde takılan 1 adet 22 ayar 25 gram burma bilezik, 9 adet 22 ayar 16 gram bilezik, 6 adet kolyeye takılı ata lira, 1 adet kolyeye takılı gremse altın, 3 adet cumhuriyet altını ve 51 adet çeyrek altının davalı tarafça ev alınırken harcandığını, iade edilmediğini belirterek aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 10.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ayrıca faize hükmedilmesine rağmen ziynet eşyalarının aynen değeri ile faizi ile birlikte hesaplanacak olan değerleri arasında bir fark tespit edilmesi durumunda bu fark nedeni ile uğrayacağı munzam zararlarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de dava değerini ziynet eşyaları yönünden 109.838,00TL, munzam zarar yönünden 144.319,00 TL olmak üzere toplam 254.157,00 TL olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların boşanma davalarının derdest olduğunu, davacının ortak ikametteki tüm eşyaları aldığını ve ... plakalı arkası açık kamyonet ile Akşehir'e bir kısmını anne babasının evine ve bir kısmını da bilmediği bir yere taşıdığını, ortak eşyaların tümünün davalının şahsi eşyalarının tümü ve hatta davacı müvekkilinin şahsi eşyalarının bile tümünün şu an davacıda olduğunu, bu kapsamda tüm evin eşyasını alan davacının kendi uhdesinde olan ve sakladığı altınlarını almadığı gibi bir ihtimalin olmadığını, kadının sakladığı altının zaten kadında olduğunu, müvekkilinde altın, ziynet olmadığını, bahse konu altınların kesinlikle ev alınırken harcanmadığını, zira müvekkilinin 09.02.2015 tarihinde ... Ziraat Bankasından 100.000,00 TL kredi çektiğini ve bu aynı 100.000,00 TL'yi de yine ev aldıkları ... 09.02.2015 de 98.765,00 TL olarak gönderdiğini ve 100.000,00 TL üzerinden emlak bildiriminde bulunduğunu, tapu işlemi için 2.000,00 TL harç vs ödediğini, bu aşamada davacının altınlarım bozuldu da ev alındı ya da katkı sağlandı iddiasını kabul etmediklerini, ayrıca yine dava dilekçesinde bahsedilen 6 adet ata altın nişandan sonra düğün aşamasında bilezik haline dönüştürüldüğünü, davacının iki defa aynı altın bedelini istediğini, ayrıca 51 adet çeyrek altın taleplerinin de haksız ve fazla olduğunu, ayrıca bazı bileziklerin de hediyelik olup aktardıkları gibi olmadığını, tüm ziynet ve altınların cins ve ağırlıklarının hatalı bildirildiğini, davayı kabul etmemek kaydıyla bu duruma itiraz ettiklerini, davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; açılan davanın ziynet alacaklarının aynen iadesi olmadığı takdirde alacak ve munzam zarar taleplerinden ibaret olduğu, davacının iddiasının ziynetlerinin ev alınırken kullanıldığı yönünde olduğu, davalının ise savunmasında ziynetlerin kendisi tarafından alınmadığı, davacı da kaldığı yönünde olduğu ayrıca bildirilen sayıda ziynetin bulunmadığı 6 adet ata liranın bileziğe dönüştürüldüğü ve mükerrer alacağa sebebiyet vereceği yönünde olduğu, dinlenen davacı tanıklarının görgüye dayalı beyanları ile sabit olduğu üzere ziynetlerin davalı tarafından ev alınırken davacıya iade edilmek üzere alındığı, yine 6 adet ata liranın bileziğe dönüştürüldüğü savunmasının davalı tarafça ispat edilememesi üzerine delilleri arasında bulunan yemin hakkı hatırlatılarak davacıya usulünce yeminin yaptırıldığı ve 6 adet ata liranında bileziğe dönüştürülmediğinin anlaşıldığı, aldırılan bilirkişi raporu da gözetildiğinde davacının altınlardan 1 adet bileziğin gramını 16 olarak bildirdiği, sarraf bilirkişisinin 12 gram olarak tespit ettiği bu yönüyle CD ve fotoğrafları inceleyen işin ehli olan sarraf bilirkişi raporuna itibar edildiği, yine her ne kadar 45 adet çeyrek altın bulunduğu sarraf bilirkişi tarafından CD ve fotoğraflar üzerindeki inceleme ile tespit edilmiş ise de; davalı vekilinin 06.06.2022 havale tarihli bilirkişi raporuna karşı ve ıslah dilekçesine karşı itiraz dilekçesinde açıkça ''51 adet takılan çeyrek altının 8 adeti karşının üzerine ama 43 tanesi müvekkilin üzerine takılı ve müvekkilindir.'' beyanı ile 51 adet çeyrek altın takıldığı hususunda ikrarı ile çeyrek altınların adedi hususunda bir ihtilafında kalmadığı bu açıdan bilirkişi raporundaki tespit ve dava dilekçesindeki talep dikkate alınarak davacının davasının kısmen kabulü ile; 1 adet 25 gram 22 ayar altın bilezik (8.050,00 TL), 8 adet 16'şar gram 22 ayar altın bilezik (41.216,00 TL), 1 adet 22 ayar 12 gram altın bilezik (3.864,00 TL), 6 adet atalira (13.920,00 TL), 1 adet gramse (ata 2,5 lu) (5.680,00 TL), 3 adet cumhuriyet altını (teklira) (6.750,00 TL), 51 adet çeyrek altın (29.070,00 TL) değerindeki ziynetlerin davalıdan aynen alınarak davacıya verilmesine, anılan eşyaların aynen iadesinin mümkün olmaması halinde 10.000,00 TL sinin dava tarihi olan 30.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, bakiye 98.550,00 TL sinin ise 28.05.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin (bileziğin 4 gramı düşük kabul edildiğinden) reddine, munzam zararlara ilişkin talep hakkında altınların aynen iadesi de talep edildiğinden aynen iadenin sağlanması halinde munzam zarar oluşmayacağından bu aşamada munzam zarar hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadına özgü olmayan ziynet eşyası erkeğe takılmış ise kadının bu ziynet eşyasını talep hakkı bulunmadığını, çeyrek altın niteliği itibariyle ve Akşehir örfünde erkeğe takılanların erkeğe ait olduğu, bu iddianında yine dikkate alınmadığını, tanıklara sorulmadığını, değerlendirmeye alınmadığını, dosya kapsamında tüm altınların cinsi farklı ve haksız bildirildiğini, tanıklarının beyanlarının gerekçeli kararda hiç dikkate alınmadığını, evin kredi ile alındığını ve dekontlarının olduğunu, bu ev için altın harcanmadığını, bu kapsamda davanın tümü ile reddinin gerektiğini, raporun aleyhe olan kısımlarını kabul etmediğini, rapora ve haksız ıslaha tümüyle itiraz ettiklerini, ayrıca 28.05.2022 tarihli munzam zarar talepli ıslahın da haksız olduğunu, hem faiz hem de munzam zarar talebini mükerrer ve haksız olduğunu, gerekçeli kararda şimdilik şeklinde karar verildiğini, bu talebin külli reddedilmesi gerektiğini, ayrıca davacı lehine fazla vekalet ücretine hükmedildiği gibi davalı lehine de eksik vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek davanın kabulü ve munzam zarar yönünden verilen karar verilmesine yer olmadığına dair karar ve vekalet ücretleri yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının talebi olan 9 adet 16 gram bilezikten 8 adedinin 16 gram, 1 adedinin 12 gram olduğu, diğer ziynet eşyalarının da eksiksiz olarak görsel materyallerle tespit edildiği, 1 adet cumhuriyet altını ve 32 adet çeyrek altını davalının üzerine takıldığı, davacıya takılan ziynet eşyalarının ev alınırken bozdurulduğunun tanık beyanlarıyla ispatlandığı, davalının 6 adet ata liranın bileziğe çevrildiği iddiasını ispatlayamadığı, ayrıca davalının aşamalardaki beyanları ile 51 adet çeyrek altının varlığını da kabul ettiği, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik olmamakla birlikte davalının üzerine takılan 1 adet cumhuriyet altını ve 32 adet çeyrek altın yönünden davanın kabulünün hatalı olduğu, ayrıca öncelikle aynen iadeye karar verilmesi nedeni ile davacının her hangi bir munzam zararı oluşmayacağından bu taleple ilgili olarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığı yönünde verilen karar hatalı olduğu gibi davanın ıslah edilen değeri de gözönünde bulundurularak davanın kısmen kabul edilmesi sebebi ile davalı lehine eksik vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğu anlaşılmakla, davalının istinafının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davacının davasının kısmen kabulü ile; 1 adet 25 gram 22 ayar altın bilezik (8.050,00 TL), 8 adet 16'şar gram 22 ayar altın bilezik (41.216,00 TL), 1 adet 22 ayar 12 gram altın bilezik (3.864,00 TL), 6 adet atalira (13.920,00 TL), 1 adet gramse (ata2,5 lu) (5.680,00 TL), 2 adet cumhuriyet altını (teklira) (4.500,00 TL), 19 adet çeyrek altın (10.830,00 TL) değerindeki ziynetlerin davalıdan aynen alınarak davacıya verilmesine, anılan eşyaların aynen iadesinin mümkün olmaması halinde 10.000,00 TL sinin dava tarihi olan 30.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, bakiye 78.060,00 TL'sinin ise 28.05.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte toplam 88.060,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebin reddine, munzam zararlara ilişkin davacının talebinin reddine karar verilmiş, davalı erkeğin sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; aksine anlaşma yahut örf ve adet olduğu ispatlanmadıkça, kim tarafından ve kime takılmış olursa olsun, ziynetler kadına ait olduğunu, kaldı ki davalı tarafından bu ispat yükünü yerine getirecek somut bir delil sunulmadığını, davalının, bu konuda üzerine düşen ispat yükünü yerine getirmediğini, böylelikle ziynetlerin müvekkil kadına ait olduğunun kabulü gerektiğini, munzam zarar talebinin reddinin isabetli olmadığını, her halükarda zararının bulunacağını ileri sürerek 32 adet çeyrek altın ile 1 adet cumhuriyet altınının erkeğin üzerine takılmasından bahisle davanın kısmen reddi ile munzam zararımıza ilişkin davanın reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğe takıldığı gerekçesiyle kadının ziynet taleplerinin kısmen reddi ve munzam zarar yönünden verilen kararın isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 1 inci, 2 nci, 6 ncı, 220 nci 222 nci ve 226 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.