"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1454 E., 2022/2324 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekilleri Av. ... vd.
DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 10.01.2018
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının maddî ve manevî tazminat ile iştirak ve yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde; davalı-karşı davacı kadın ile olan evliliklerinin, kadının kusurlu hareketleri neticesinde temelinden sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı-karşı davalı erkek ile olan evliliklerinin, erkeğin kusurlu hareketleri neticesinde temelinden sarsıldığını iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile, 30.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, ortak çocuk yararına 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine ve kadına ait ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine ya da eşyalara karşılık gelmek üzere 75.000,00 TL bedelin davacı-karşı davalı erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.02.2019 tarihli ve 2018/36 Esas, 2019/105 Karar sayılı kararıyla; erkeğin kadına ağır hakaretlerde bulunduğu, bağımsız konut temin etmediği, ilgisiz davranışlarda bulunduğu, kadının ise sık sık evden gittiği, ev alınması hususunda eşine baskı uyguladığı, ailesinin erkeğe yönelik davranış ve söylemlerine sessiz kaldığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğundan bahisle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve devamında yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve devamında iştirak nafakasına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, tazminatlara kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faiz uygulanmasına ve kadının ziynet alacağına ilişkin talebinin kısmen kabulüyle 36.606,00 TL ziynet bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili; kadının kabul edilen boşanma davası, asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, velâyet ile ziynet alacağı yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise; kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı ve ziynet alacağı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.10.2021 tarihli ve 2019/1830 Esas, 2021/1791 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından davalı-karşı davacı kadının sık sık evden gittiği, ev alınması konusunda eşine baskı yaptığı, kadının ailesinin erkek eşe yönelik davranış ve söylemlerine sessiz kalması nedeniyle hafif kusurlu olduğu şeklindeki kusurunun dosya kapsamına uygun olduğu, kadın eşin bu şekilde kusurlu bulunmuş olmasına rağmen erkeğin davasının reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğundan bahisle, davacı-karşı davalı erkeğin reddedilen boşanma davasına yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle kararın bu yönden kaldırılmasına, erkeğin boşanma davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın vekilinin tüm, davacı-karşı davalı erkek vekilinin ise asıl davanın reddi dışındaki istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, velâyet ve kabul edilen ziynet alacağı yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili ise, kusur belirlemesi, tazminat miktarları, yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı ile reddedilen ziynet alacağı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.04.2022 tarihli ve 2022/1911 Esas, 2022/3902 Karar sayılı kararı ile, tarafların ziynet alacağına yönelik temyiz itirazlarının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ziynet alacağına ilişkin verilen kararın kesin nitelikte olması nedeniyle tarafların bu husustaki temyiz dilekçelerinin reddine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü nazara alındığında davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen maddî-manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, yine günün ekonomik koşulları ve ortak çocuğun ihtiyaçları göz önüne alındığında ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının düşük olduğu gerekçesiyle kararın belirtilen yönlerden bozulmasına, bozma dışında kalan yönlerden ise kararın onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınarak kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın niteliği ve çocuğun ihtiyaçlarına nazaran ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesiyle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğunu, kadının evi terk ettiğini, kadının ziynet alacağına ilişkin talebini ispatlayamadığını, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin hatalı olduğunu, kadının çocuğa yeterli bakımı veremediğini, tam kusurlu kadın lehine tazminat ve yoksulluk nafakası verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakası, velâyet, kabının kabul edilen ziynet alacağı talebi yönünden kararı bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili ise; 06.01.2023 tarihlinde hükmü temyiz etmiş ise de; 09.01.2023 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini bildirmekle Bölge Adliye Mahkemesinin 09.01.2023 tarihli ek kararı ile davalı-karşı davacı kadın vekilinin temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci, ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı -karşı davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.