"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2180 E., 2022/2409 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/362 E., 2021/564 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evliliklerinin üzerinden henüz bir yılı ... süre geçmişken davalı eşin 29.12.2014 tarihinde Çumra Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/526 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine boşanma davası açtığını, yapılan yargılama neticesinde davalı eşin açmış olduğu davanın 24.02.2016 tarihinde reddedildiğini, süreç içerisinde tarafların yeniden biraraya gelmemelerine rağmen davalı eşin, müvekkilinin hiçbir maddî ve manevî ihtiyacıyla ilgilenmediğini, bu nedenle Konya 1. Aile Mahkemesinin 2016/741 Esas sayılı dosyası ile 27.10.2016 tarihinde davalı eş aleyhine nafaka davası açıldığını, mahkemenin 13.06.2017 tarih 2017/456 karar sayılı kararı ile müvekkili lehine aylık 400,00 TL nafakaya hükmedildiğini, davalı eşin evlilik birliğinin bozulmasında ve fiilen sona ermesinde kusurlu olan taraf olduğunu, Çumra Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/526 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada davacı eş ...'nın ağır kusurlu olduğu, müvekkili ...'ya atfedilebilecek hiçbir kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin davalı ile yaptığı evliliğinin ikinci evliği olduğunu, davalı ve ailesinin '' dul kıza düğün yapmayı bizde iyiye saymıyorlar'' diyerek müvekkiline düğün yapmadıklarını, kayda değer ev eşyası dahi almadıklarını, taraflar evlendiklerinde davalı eşin ailesi ile birlikte yaşadıklarını, müvekkilinin hamileliğinin altınca ayında bebeğin anne karnında zehirlenmiş olması nedeniyle müvekkili amaliyata alınarak gebeliğinin sonlandırıldığını, bu olaydan sonra müvekkilini sadece bir hafta kadar evinde kalabildiğini, davalının annen sana daha iyi bakar diyerek müvekkilini annesinin evine getirdiğini, müvekkilini adeta kaderine terk ettiğini davalının durumun iyi olduğunu, müvekkilinin ihtiyaçlarını ailesinin karşıladığını, davalının evlilik yükümlüklerini yerine getirmediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 75.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile önceki açılan boşanma davasının reddi sonrası tarafların yendiden biraraya gelmedikleri ve davacı tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı iş bu boşanma davasının açıldığı, davacının hamileliğinde çocuğun vefatına kadar tarafların sorunları olmadığı ancak vefattan sonra davalının ev yükümlülüklerini yerine getirmediği, hastane sürecinde davacıyı yalnız bıraktığı ve davacıya maddî manevî desteğin ailesi tarafından karşılandığı, davalının kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu kapsamda davanın kabulüne karar verildiği, davalı tarafın kusurlu davranışları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi nazara alınarak davacı kadın yararına tebdir, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunu, müvkekilinin kusurunun bulunmadığını, buna karşın müvekkili yararına hüküm altına alınan tedbir, yoksulluk nafakası ile tazminatların çok düşük olduğunu belirterek, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün sair yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu, buna karşın tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki davalı erkeğin kusurunun mahiyeti, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ile kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı kadın yararın hüküm altına alınan yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesi ile davacı kadının yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarına ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, davacı kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, davacı kadının tedbir nafakasının miktarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; hiç bir mal varlığının olmadığını, herhangi bir gelirinin de olmadığını, nafaka ve tazminatların yükseltilmesinin yasaya aykırı olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminatı ödeyecek durumu olmadığını, kendi evinin kirasını dahi karşılayamadığını belirterek yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın yararına hüküm altına alınan yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı
erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.