Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1441 E. 2024/1103 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine dair düzenleme olmaması ve duruşmadaki beyanlara rağmen, sonradan açılan katılma alacağı davasının kabul edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir düzenleme bulunmaması ve boşanma davası duruşmasındaki beyanların katılma alacağından feragat olarak nitelendirilemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin katılma alacağı davasının kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3095 E., 2022/2812 K.

DAVA TARİHİ : 12.11.2018

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/19 E., 2022/747 K.

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, evlilik sürerken Antalya İli, Aksu İlçesi, Hacıaliler Mahallesi 3146 numaralı parselde kayıtlı arsanın alındığını ve üzerine müstakil ev yaptıklarını belirterek mal rejiminin tasfiyesi ile şimdilik yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 06.07.2022 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 175.000,00 TL' ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, protokolün davacı tarafından hazırlandığını, protokole eklenmemiş olsa da boşanma davasının ilk celsesinde davacının "ortak haneyi tasfiye ettik, ziynet ve mal paylaşımına dayalı hiç bir hak ve iddiam yoktur" şeklinde beyanda bulunduğunu, davacının bu beyanı ile talebinden feragat ettiğinin anlaşıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 28.06.2019 tarih ve 2018/1113 Esas, 2019/590 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında görülen boşanma davasının 06.09.2016 tarihli duruşmasında davacının "...ortak haneyi tasfiye ettik, ziynet ve mal paylaşımına dayalı hiçbir hak ve iddiam yoktur..." biçiminde beyanda bulunarak beyanını imzaladığı, tarafların imzalı beyanlarında kullandıkları "Mal" ifadesinin Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarına göre mal rejiminin tasfiyesini de kapsadığı, bahsedilen "Mal" tabirinden mal varlıklarına ilişkin ayni ve kişisel hakların tamamının anlaşılması gerektiği, tarafların boşanma koşullarını karşılıklı bu şekilde kabul ettikleri, bu kabulden sonra davacının sanki bu yönde bir anlaşma yapılmamış gibi taşınmaz üzerinden tasfiye talebinde bulunmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup hakkın kötüye kullanılmasının hukuken korunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adiye Mahkemesinin 16.12.2020 tarih ve 2019/1792 Esas, 2020/1805 Karar sayılı kararıyla; tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma dava dosyasına sunulan ve Mahkemece onaylanan protokolde boşanmanın fer'ileri yanında "Tarafların tüm ev eşyaları ve ziynet konusunda anlaşarak paylaşım yaptıkları, karşılıklı olarak birbirlerinden eşya ve takı konusunda hiçbir taleplerinin bulunmadığı" belirtildiği, anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenlemelerin bulunması ve bu yöndeki anlaşmanın geçerli olabilmesi için düzenlemenin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıkça belirlenmiş olması gerektiği, boşanma davasında sunulan protokolün bu haliyle, mal rejiminin tasfiyesini kapsamadığı, yine boşanmaya dair davanın duruşmasında davacı ...'nın "Dava dilekçemi tekrar ederim, davalı ile boşanmak istiyorum, boşanma halinde davalıdan herhangi bir nafaka,maddî ya da manevî tazminat talebim, yargılama gideri isteğim yoktur, ortak hanedeki eşyayı paylaştık, ortak haneyi tasfiye ettik, ziynet ve mal paylaşımına dayalı hiçbir hak ve iddiam yoktur" şeklinde beyanının da mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkından feragat olarak değerlendirilemeyeceği, feragatin açık ve kesin bir şekilde yapılması gerektiği, Mahkemece, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak tartışılması ve tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra talebin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların 08.08.2000 yılında evlendikleri, boşanma davasının 16.08.2016 tarihinde açıldığı, boşanma kararının 23.09.2016 tarihinde kesinleştiği, taraflar arasında evlendikleri tarihten boşanma davasının açıldığı tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, dava konusu taşınmazın 2014 yılında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alındığı, dosyada taşınmazın edinilmesine dair tarafların kişisel maldan yapılan herhangi bir katkı ortaya konulamadığı, buna göre edinimin, edinilmiş mal olacağı yönündeki karinenin kabul edildiği, dava konusu taşınmaz hissesinin güncel değeri 350.000,00 TL olduğuna göre davanın kabulü ile 175.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacının, anlaşmalı boşanma davasının duruşmasındaki beyanı ile mal paylaşımından feragat ettiğini ve bu beyanın mahkeme içi ikrar olup kesin delil niteliğinde bulunduğunu, davanın reddedilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine ve özellikle anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine dair herhangi bir düzenlemenin bulunmaması ile duruşmadaki beyanların davacının katılma alacağından feragat ettiğini kabule uygun olmamasına göre davalının yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, katılma alacağı istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; anlaşmalı boşanma dava dosyasındaki protokoldeki düzenlemeye, duruşmadaki taraf beyanlarına ve boşanma kararına göre tarafların mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı hakları istemelerinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 188 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 2 nci ve 6 ncı, 179 uncu, 202 nci, 219 uncu, 220 nci, 222 nci, 225 inci, 231 inci, 236 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.