Logo

2. Hukuk Dairesi2023/147 E. 2023/3107 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusurun belirlenmesi, velayet, maddi ve manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı ile ziynet eşyalarının iadesi hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında, davacı kadının ziynet eşyası ve yoksulluk nafakası taleplerini içeren ilk derece mahkemesi kararının ilgili kısımlarını istinaf etmemesi nedeniyle bu konularda usuli kazanılmış hak oluştuğu, davalı erkeğin yoksulluk nafakası miktarının azaltılması talebinin reddine ve davacı kadının ziynet alacağı talebinin reddine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüyle hüküm kurulması usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz talebinin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/682 E., 2022/1139 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bitlis Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/508 E., 2022/250 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak velâyet konusunda ortak çocukların görüşü alınmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak velâyet konusunda uzman raporu değerlendirmesi yapılması konusunda İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin kadına sürekli şiddet uyguladığını, ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, sadakatsiz olduğunu, sürekli hakaretlerde bulunduğunu, çocukları kışkırtarak annelerine şiddet uygulattığını, başka kadından Sevgi isminde çocuğunun olduğunu, bu çocuğun nüfus kaydında annesini müvekkili olarak gösterdiğini belirterek taraflarının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müvekkile ait altınların aynen iadesine, mümkün olmaması halinde şimdilik 1.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî ve 300.000,00 manevî tazminata karar verilmesine talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek taraf süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 18.11.2019 tarih ve 2019/252 Esas, 2019/631 Karar sayılı kararı ile davalı erkeğin,kadına karşı insanlık onuruna yakışmayan şiddet eylemlerinin olduğu, kadının kadınlık gururunu parçalaşacak şekilde kadın ile evlilik dışı birlikte olduğu bir kadınla yaşamaya zorladığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, ortak çocuklar Aslı Başak, Canpolat, Arzu ve Ruhat'ın velâyetinin davacı anneye verilmesine, Sevgi'nin velâyetinin davalı babaya verilmesine, ortak çocuklar yararına toplamda aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 500,00 TL olarak artırılmasına, yoksulluk nafakası olarak devamına kadın yararına boşanma kararının kesinleşme tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının ziynet eşyası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Birinci Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili kusur belirlemesi, çocukların velâyeti, tazminatlar, tedbir ve iştirak nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 02.07.2020 tarih ve 2020/190 Esas, 2020/350 Karar sayılı kararı ile idrak çağındaki çocukların mahkemece bizzat görüşlerine başvurulması ve velâyetle ilgili tercihlerinin sorularak tüm deliller birlikte değerlendirilip gerektiğinde yeniden sosyal inceleme raporu alınarak 15.06.2014 doğumlu Ruhat dahil olmak üzere müşterek çocukların velâyeti de birlikte değerlendirilerek velâyet hakkında sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının yerinde görülmediği gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf talebinin bu yönüyle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin ise kaldırma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, İlk Derece Mahkemesi kararının velâyet kararı yönünden kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2020 tarih, 2020/198 Esas, 2020/329 Karar sayılı kararıyla, davalı erkeğin, kadına karşı insanlık onuruna yakışmayan şiddet eylemlerinin olduğu, kadının kadınlık gururunu parçalaşacak şekilde kadın ile evlilik dışı birlikte olduğu bir kadınla yaşamaya zorladığı, sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, dosyada mevcut her iki sosyal inceleme raporunda da davacı kadının maddî durumu iyi olmadığı için ortak çocukların velâyetinin davalıya verilmesinin doğru olacağı belirtilmiş olup ortak çocuklardan Aslı, Canpolat ve Arzu dinlenilmiş, çocukların babaları ile yaşamak istediklerini beyan ettikleri görülmüş, diğer çocuk Ruhat'ın ayağının kırık olduğundan getirilemediğinin belirtilmesi ile yaşı göz önünde bulundurularak dinlenilmesi usul ekonomisi gereği uygun bulunmayarak, çocukların velâyetinin davalı babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı kadın yararına 500,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına boşanma kararının kesinleşme tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte 150.000,00TL manevî, 150.000,00TL maddî tazminatın , davacının ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

D.Bölge Adliye Mahkemesinin ikinci Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili boşanma, tazminatlar ve miktarları, nafaka yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 30.09.2021 tarih ve 2021/29 Esas , 2021/49 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi, 24.09.2020 tarihli duruşmada uzman bilirkişi 4787 (Aile Mahkemesinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair Kanun'un(4787 sayılı kanun) yönlerinden 5 inci maddesinde belirtilen) bulunmaksızın idrak yaşındaki çocuklar ..., ... ve ...'ın velâyet konusunda beyanlarını aldığı, davacı yan ve vekili aynı celse de çocukların beyanlarının yönlendirilmiş olduğunu iddia etmesine, duruşma salonunda taraflar arasındaki tartışma yaşandığına dair duruşmadaki tespite rağmen, mahkemece sosyal inceleme raporu alınıp alınmayacağı yönünde değerlendirme yapmaksızın eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle davacının istinaf talebinin bu yönüyle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin ise kaldırma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına İlk Derece Mahkemesi kararının velâyet kararı yönünden kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

E. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin, kadına karşı insanlık onuruna yakışmayan şiddet eylemlerinin olduğu, kadının kadınlık gururunu kıracak şekilde kadını evlilik dışı birlikte olduğu bir kadınla yaşamaya zorladığı, davalı erkeğin tevili ikrarı ile kadına karşı sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, sosyal çalışmacı refakatinde dinlenen ortak çocukların velâyetlerinin davalı babaya verilmesini talep ettikleri, sosyal çalışmacının olumlu görüş beyan ettiği görülmüş, daha önce düzenlenen sosyal inceleme raporları ile ortak çocukların beyanları doğrultusunda ortak çocukların velâyetinin davalı babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, diğer çocuk Sevgi'nin davacıdan olmadığı kabulüne göre kişisel ilişki tesisi yoluna gidilmeyeceğine, davacı kadın yararına tensip ile takdir edilen 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 1.000,00 TL olarak artırılmasına ve nafakası olarak devamına; boşanma kararının kesinleşme tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL manevî, 150.000,00 TL maddî tazminatına davacının ziynet eşyası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; velâyetlerin babaya verilmesi ve ziynet talebinin reddinin haksız olduğunu, çocukların ifadelerinin baskı ile alındığını belirterek velâyetler ve ziynet alacağı davasının reddi yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, maddî ve manevî tazminat ve miktarlarını; tedbir nafakası ve miktarının fazla olduğunu belirterek kusur belirlemesi, tazminatlar, tedbir nafakası yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına kararıyla İlk Derece Mahkemesince 2020/198 Esas, 2020/329 Karar sayılı dosyasında davacının ziynet eşyası taleplerinin reddine karar verildiği, iş bu karar karşı davacı kadının yalnızca velâyete yönelik istinaf sebepleri ileri sürdüğü, ziynet eşyalarına ilişkin husus istinaf edilmediği, bu bağlamda ziynet eşyalarına ilişkin davanın reddine yönelik kararın kesinleştiği, İlk Derece Mahkemesince 2020/198 Esas, 2020/329 Karar sayılı dosyasında tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ve paranın alım gücüne göre yerel mahkemece yoksulluk nafakası olarak 500,00 TL' ye hükmedildiği, davalının iş bu kararı nafaka yönünden istinaf ettiği ancak davacı kadının karara karşı yalnızca velâyete yönelik istinaf sebepleri ileri sürdüğü, yoksulluk nafakasına ilişkin husus istinaf edilmediği, bu bağlamda yoksulluk nafakasının 500,000 TL olacağına yönelik kararın miktar itibariyle davalı erkek yararına kazanılmış usulî hak oluşturduğu gerekçesi ile davalı erkeğin, mevcut deliller karşısında nafaka ve miktarının azaltılması talebinin yerinde olmadığı, ancak mahkemece usulî kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeksizin nafaka miktarının 500,000TL den 1.000,00TL' ye arttırılmasının hatalı olduğu buna göre; davacı kadının ziynet alacağına yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine, davalı erkeğin hükmedilen yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile; ilgili bendin kaldırılmasına, davacı kadın yararına tensip ile takdir edilen 500,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrüre mahal olmamak kaydı ile 500,00 TL olarak işbu karar tarihinden itibaren devamı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren 500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili; çocukların baskı ile beyanda bulunduğunu velâyetin babaya verilmesinin hatalı olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının yetersiz olduğunu, ziynet alacağı davasının reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; velâyet, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı, ziynet alacağı davasının reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin ve tedbir nafakasının miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, tedbir nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, davacı kadın yararına maddî-manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı ortak çocukların velâyetlerinin babalarına verilmesinin çocukların yüksek yararlarına uygun olup olmadığı, istinaf edilmeksizin kesinleşen ziynet alacağına yönelik temyiz talebinin incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 336 ncı maddesi, 339 uncu maddesi, 346 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4787 sayılı kanun'un 5 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.