Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1497 E. 2023/4528 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin daha fazla kusurlu olduğu ve buna bağlı olarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, tarafların karşılıklı kusurlu davranışlarını tespit ederek kusur oranlarına göre karar vermesi ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin bozma sebebi oluşturmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1515 E., 2022/1783 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Hayrabolu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/333 E., 2022/110 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın ... kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın ... kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin evliliğin başında Hayrabolu'da görevli iken Kuzey Irak'a astsubay olarak görevlendirildiğini, erkeğin kadına aşırı derecede ağır hakaret ve küfürler ettiğini, "sen sevmiyorum, bir daha görüşmeyelim, seni istemiyorum" şeklinde söylemlerde bulunduğunu, erkeğin kadının ailesi ile arsa alımından kaynaklı problemler yaşadığını, kadının ailesine "siz ahlaksız ve gurursuz insanlarsınız" diyerek kadının ailesini evden kovduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların her biri için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının asılsız olduğunu, kadının küfür ve hakaretlerine maruz kalanın erkek olduğunu, erkeğin altı aylığına Kuzey Irak'ta görevlendirildiğini, kadının ihtiyacına en çok ihtiyaç duyduğu dönemde boşanma davası açtığını, kadının geçimsiz ve asabi biri olduğunu, kendi ailesini bütün tartışmalara ve evin bütün özel konularına dahil ettiğini, önceliği kendi ailesine verdiğini, erkeğin fikir ve tercihlerini önemsemediğini, tartışmalarda erkeğin üzerine saldırıp vurduğunu, ağzını bozup küfür ve hakaretler ettiğini, erkeğin ailesini hep küçük gördüğünü ve mesafe koyduğunu, erkeğin daha önce de birkaç kere boşanma davası açmaya niyetlendiğini ancak çocuklar nedeni ile vazgeçtiğini, 2015 yılı Şubat ayında erkeğin boşanma davası açtığını ve tarafların barıştığını, kadının abisinin bir arsa bulduğunu ve isterlerse alımı konusunda yardımcı olabileceğini belirtmesi üzerine erkeğin kredi çekip vekâletname vererek parayı kadının abisine gönderdiğini, 2016 yılı Ağustos ayından beri satın alınmış bir arsa bulunmadığı gibi paranın da iade edilmediğini, kadının bu konuda abisine destek çıktığını, 2016 yılı Kasım ayında kadının ailesi olmayan arsanın tapusunun kadının üzerine yapılması konusunda erkeğe basık uygulayıp darp ettiklerini, erkeğin en son Kuzey Irak'ta görevlendirildiği zamanda çocukların babaları ile görüşmelerine engel olduğunu, erkeğin babasının açılan boşanma davasından haberdar olması ile kalp krizi geçirerek vefat ettiğini, kadının erkeğe "mahluk, şerefsiz, Allah bin belanı versin" şeklinde hakaretler ettiğini, erkeğin ölmüş babasına bile hakaret ettiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 16.07.2018 tarih ve 2017/40 esas, 2018/206 kararı sayılı kararı ile "...Dosyaya sunulan ve taraflar arasındaki mesaj dökümleri incelendiğinde davacı-karşı davalı ...'in davalı-karşı davacıya yönelik olarak hakaret içeren bir usluba sahip olduğu,davalı ...'ın boşanma davası nedeniyle kalp krizi geçirip vefat ettiği,vefat üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen davacı-karşı davalı ...'in davalı ...'a karşı anlayışlı davranmadığı ve acısına saygı duymadığı,davacı-karşı davalı ... akrabalık bağı bulunmayan ve tarafsız olarak nitelenen davalı tanıkları ... ve ...'in beyanları ile sabit olduğu üzere 1 yaşında bulunan küçük çocuğunu bir ay yalnız bırakarak diğer çocuğunu alıp Ankaraya ailesinin yanına gittiği,davalı-karşı davacı ... tarafından davacı ...'in abisine gönderilen 50.000,00 TL'nin banka dekontları ile sabit olduğu ve bu para ile tarafların anlaştığı şekilde taraflar adına arsa alınmadığı, davalı-karşı davacı ...'ın askeri personel olması nedeniyle sürekli tayin yada ülke dışı görev nedeniyle müşterek konutta bulunamamasının,evi ve çocukları ile yeterince ilgilenememesinin kendi kusuruna dayanmadığı,tarafların mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda,davacı-karşı davalı ...'in kusurlu olduğu,davalı ...'a atfı kabil herhangi bir kusurun bulunmadığı..." gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına her biri için ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakalarına, erkek yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili asıl davanın reddi, kusur belirlemesi karşı davanın kabulü, nafakaların miktarı ile kabul edilmeyen talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 18.10.2021 tarih ve 2020/987 Esas 2021/1255 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında velâyet ve kişisel ilişki, tedbir, iştirak nafakası, davalı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat konusunda karar gerekçesini açıklamadığı, kararın bu hali ile gerekçesiz olduğu yine kadının talepleri hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmadığı belirtilerek kadının istinaf talebinin kabulüne, işin esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının tanıklarının beyanlarının kadının dayandığı vakıaları ispata yarar güçte bulunmadığını, erkeğin askeri personel olması nedeni ile sürekli tayin ve ülke dışı görev nedeniyle müşterek konutta bulunmamasının, evi ve çocukları ile yeterince ilgilenememesinin kendi kusuruna dayanmadığı, bununla birlikte dosya kapsamı ve tanık beyanlarından kadının erkeğe hakaret ettiği, evi terk ettiği, annesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı, kadının tam kusurlu olduğu, kadının düzenli geliri bulunduğu ve kusur durumu dikkate alınarak yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinde haksız olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına her biri için ayrı ayrı aylık 300,00TL tedbir ve iştirak nafakalarına, erkek yararına 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

... kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğu, asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddi gerektiği, erkek lehine hükmedilen tazminatların kaldırılması gerektiği, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarının az olduğu gerekçeleri ile asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur, hükmedilen tazminatlar, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararında belirtildiği gibi, kadının erkeğe hakaret ettiğinin, annesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığının ve erkeğin ailesini evde istemediğinin sabit olduğu, bununla birlikte erkeğin de kadına ve kadının ailesine saygısız davrandığının dosya kapsamı ve tanık anlatımlarından anlaşıldığı, bu durumda kadının ağır erkeğin az kusurlu kabul edilmesi gerektiği, asıl davanın da kabulüne karar verilmesi gerektiği, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakalarının miktarının az olduğu, kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediği ve dosya kapsamından kadının çalıştığı anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği gerekçesi ile kadının kusur tespitine, asıl davanın reddine ve iştirak nafakasının miktarına ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile kararın buna ilişkin bentlerinin kaldırılmasına, kadının ağır erkeğin az kusurlu olduğunun tespitine, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 300.00 TL tedbir ve 500.00 TL iştirak nafakalarına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin kusurlu olduğunu, erkek lehine hükmedilen tazminatların kaldırılması, lehe tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur, hükmedilen ve reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkek yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın yararına tazminat verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.