"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2030 E., 2022/2940 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Merzifon 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin ailesinin tarafların evliliğine müdahalede bulunduğunu, ortak konutta uzun süre kalarak tarafların huzurunu kaçırdıklarını, erkeğin bu duruma sessiz kaldığını ve kök ailesinden yana tavır sergilediğini, erkeğin ve ailesinin kadına psikolojik baskı uyguladığını, erkeğin annesinin kadını akrabalarına kötülediğini, en son yaşanan tartışmada erkeğin kadına küfür ve hakaret ederek evden kovduğunu, bunun üzerine kadının ailesinin kadını ve bebeği alarak memleketine götürdüklerini, bu olaydan sonra tarafların bir daha bir araya gelmediklerini, erkeğin kadına boşanma konusunda baskı kurduğunu ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası ve kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren faiziyle davalı erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; kadının erkeği ve erkeğin ailesini küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu, aşağıladığını, hakaret ettiğini, erkeğe psikolojik şiddet uyguladığını, davalının ailesi ile görüşmek istemediğini, davalının kardeşine fiziksel şiddet uyguladığını, başına buyruk hareket ettiğini, geçimsiz ve memnuniyetsiz ruh hali ile davalı için ortak hayat çekilmez hal aldığını, birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı davranarak ailesini çağırıp evden ayrıldığını, erkeği ailesinden uzaklaştırmaya çalıştığını ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiği, erkeğin de ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı, erkeğin ailesinin ortak konutta taraflar ile makul süreyi aşar şekilde uzun süreli kaldığı, ortak konutta erkeğin ailesinin birden fazla kişiyle kalmasını gerektirecek makul bir nedeni olmaması ve kadının aile bireylerini istemediğini dile getirmesine rağmen aile bireylerinin ortak konutta yaşamaya devam ettikleri, taraflar arasındaki asıl sorunun bu olduğu ve erkeğin de bu durumu desteklemek suretiyle kadına duygusal şiddet uyguladığı, kadının ise, erkeğe ve ailesine karşı aşağılayıcı sözlerde bulunduğu, erkeğe ve ailesine aşağılayıcı ifadeler içeren mesajlar attığı, erkeğin kardeşine şiddet uyguladığı, kadının ortak konutu terk etmesi ile erkeğin kadını ortak konuttan kovmasına yönelik iddiaların ispatlanamadığı, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu yönünde yapılan değerlendirme ile asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun anne bakım ve şefkatine muhtaç oluşu, tarafların ayrı kaldıkları süre boyunca çocuğun anne yanında olması ve ihtiyaçlarının anne tarafından karşılanması ile sosyal inceleme raporundaki tespitler doğrultusunda ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir, 800,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası takdirine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; maddî ve manevî tazminatlar ile tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, velâyet ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu kabul edilmiş olmasına rağmen lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile ortak çocuk ve kadın için hükmedilen nafakaların miktarının az olduğunu, ortak çocuğun bebeklik çağında olması nedeniyle masraflarının fazla olduğunu, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın nafaka ve tazminat miktarı ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının, erkeğin ailesine karşı saygısız hareketlerde bulunduğunu onlara hakaret ettiğini, erkeğin ailesinin tarafların ortak konutunda pandemi ve ortak çocuğun erken doğması nedeniyle yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle kaldığını, evliliğe müdahalede bulunmadıklarını, kadının sabit bir işi olması nedeniyle lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kadının ağır kusurlu olması nedeniyle erkek aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu, velâyetin babaya verilmesinin ortak çocuğun üstün yararına olduğunu ileri sürerek, kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, velâyet ve kendi nafaka taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminatlar ile tedbir nafakasına hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinde haklı olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin ortak çocuğun üstün menfaatine uygun düşüp düşmediği ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk ...yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı-davlı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuk ...yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuk ...yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden BOZULMASINA,
3.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden...a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Cansu'ya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.