"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2316 E., 2022/1661 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/696 E., 2020/104 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından asıl davanın reddi, kusur tespiti, karşı davanın kabulü, yoksulluk nafakasının reddi ile erkek lehine hükmedilen maddî tazminat yönünden, davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından ise kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası, lehine hükmedilen maddî tazminatın miktarı ile manevî tazminat talebinin reddi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; İlk Derece Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından; asıl davanın reddi, kusur tespiti, karşı davanın kabulü, yoksulluk nafakasının reddi ile erkek lehine hükmedilen maddî tazminat yönünden, davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası, lehine hükmedilen maddî tazminatın miktarı ile manevî tazminat talebinin reddi yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; taraf vekillerinin temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 28.04.2017 tarihinde evlendiklerini, davalının işyerinden ayrılıp...da iş bulacağını,...da ikamet edip burada yaşayacaklarını söylemesi üzerine evlendiklerini, müvekkilinin 9 yıl çalıştığı ve memnun olduğu ...Devlet Hastanesindeki işinden 05.06.2017 tarihinde davalının manevî baskısı sonucu ayrılmak zorunda kaldığını, işten ayrılması ile tazminatlarını aldığını, tazminat parası ile ev eşyalarını aldığını, davalının bu kez baskı yaparak İstanbul'a gelmemesi halinde boşanacağını ısrarlı olarak söylemesi üzerine evlilik birliğinin yıkılmaması için müvekkilinin ev tutması halinde İstanbul'a gideceğini beyan ettiğini, davalının 05.07.2017 tarihinde Şişli İstanbul'da ev tutulduğunu, İstanbul'a gitmeden önce davalının müvekkiline 20.000,00 TL kredi çektirdiğini, bu parayı müvekkilinin elinden aldığını, 9.000,00 TL 'lik ev eşyası alındığını, kefil olarak müvekkilinin gösterildiğini, davalının 25.0.2017 tarihinde müvekkiline baskı yaparak 30.000,00 TL kredi çekmesini, çekmediği takdirde evden gitmesi için baskı yaptığını, baskılara dayanamayan müvekkilinin babasını çağırarak...a dönmek zorunda kaldığını, davalının kötü niyetli olduğunu, evlilik birliğinin gayesinin maddîyat olarak algıladığını belirterek tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı tarafın iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, tarafların sosyal medya üzerinden tanıştıklarını yaklaşık 3 yıl süren flört döneminden sonra 28.04.2017 tarihinde davacının ailesinin rıza göstermemesi üzerine gizlice evlendiklerini, ancak davacının ailesini ikna etmek için nikahtan sonra ailesinin yanına döndüğünü, ancak ailesinin hiçbir şekilde razı olmadıklarını, davacının müvekkilini arayarak babasının başkası ile kendisini evlendireceğini, iş yerine istifa dilekçesi vereceğini söylediğini, davacının eşine kaçmak için kendi isteğiyle istifa ettiğini, müvekkilinin hiçbir baskı yapmadığını, davacının 14.09.2017 tarihinde yani ortak konutu terk edip...a ailesinin yanına yerleştikten sonra davayı açmadan yaklaşık bir hafta önce 17.981,36 TL tazminat bedeli ödendiğini, tazminatla ev eşyalarının alındığı iddiasının asılsız olduğunu, tarafların 07.06.2017 tarihinde İstanbul'a kaçtıklarını, ailenin araya girmesi üzerine kına gecesi ve düğünün yapıldığını, İstanbul'dan ev tutulduğunu, tüm alışverişin müvekkili tarafından yapıldığını, davacının çektiği krediden haberi olmadığını, bunu çok sonra öğrendiğini ve bu parayı almadığını, ortak eve alınan eşyalarda çiftlerden birinin asıl borçlu diğerinin kefil olması boşanma gerekçesi olmadığını, davacının 27.07.2017 günü müvekkilinin işte olduğu saatte evdeki değerli değersiz ne varsa alarak...a ailesinin yanına gittiğini öğrendiğini, müvekkilinin davacıyı aradığını, ancak ulaşamadığını, müvekkilinin maddî manevî olarak zarara uğradığını, belirterek davacı tarafça açılan davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 200.000,00 TL manevî tazminatın, 100.000,00 TL maddî tazminatın hükmün kesinleşmesinden itibaren hesap olunacak yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan deliller doğrultusunda eşlerin 28.04.2017 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden ortak çocuklarının bulunmadığı, davacı kadının davalının kendisine kredi çekmesi konusunda baskı yapması nedeniyle evden ayrılmak zorunda kaldığını iddia ettiği, dosya kapsamında bulunan delil ve belgelerden davalının davacıya ekonomik şiddet uyguladığının ispat edilemediği, dinlenen tanıkların beyanlarında davacının kendilerini arayarak davalının kredi çekmesi konusunda baskı yaptığını söyleyerek, evden almalarını istediğini belirttikleri, bunun üzerine davacının babasının... dan İstanbul'a gelerek davacı kızını alıp evine götürdüğü, tanığın ekonomik şiddete ilişkin bilgisinin duyumuna dayalı olduğu, dolayısıyla hükme esas alınamayacağı, karşı davada ise davalının, davacının her hangi bir neden olmaksızın evi terk ettiğini iddia ve beyan ettiği, davacının da haklı nedenle evden ayrıldığını ispatlayamadığı, davacı- karşı davalı kusurlu hareketleri ile evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede geçimsizliğe sebebiyet vermiş olup davalı- karşı davacı taraftan evlilik birliğini sürdürmesinin beklenemeyeceği ve dava açmakta haklı olduğu anlaşılmakla karşı davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, davalı- karşı davacının boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zarar göreceğinden davalı- karşı davacının maddî tazminat talebinin kabulü ile 15.000,00 TL maddî tazminatın davacı- karşı davalıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine, manevî tazminat talebinin reddine, esas davanın ve kadının yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili ve davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde, asıl davanın reddi, kusur tespiti, karşı davanın kabulü, yoksulluk nafakasının reddi ile erkek lehine hükmedilen maddî tazminat yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası, lehine hükmedilen maddî tazminatın miktarı ile manevî tazminat talebinin reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan incelemede; öncelikle davalı- karşı davacı süresinde adli yardım talepli olarak cevap ve karşı dava dilekçesini sunmuş olup eksik harcı ikmal ettiği, davalı- karşı davacının maddî tazminat talebi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayandığından ve boşanmanın eki niteliğinde olduğundan ayrıca harçlandırılmamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olduğu, İlk Derece Mahkemesinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı- karşı davalı kadının tam kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespitinin doğru ve maddî gerçeğe uygun olduğu, davacının tam kusurlu olması nedeniyle asıl davanın reddine ve 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki koşullar gerçekleştiğinden karşı davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olduğu, davacının tam kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakta olduğu, davalı- karşı davacı lehine maddî tazminata hükmedilmesinde bir yanlışlık bulunmamakta olduğu, maddî tazminatın miktarının da hakkaniyete uygun olduğu, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden davalı-davacının kişilik haklarının ihlal edildiği ispat edilemediğinden manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; usulüne uygun olarak açılmış bir karşı davanın bulunmadığını, dava açılırken ödenmesi gereken peşin harç ve başvuru harcını ise 14.12.2017 tarihinde, cevap süresinin bitiminden 3 hafta sonra yatırmış olduğunu, cevap süresi içerisinde usulüne uygun olarak açılmış bir karşılık dava bulunmamakta olup, Mahkemece karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesi gerekmekte iken davanın kabulüne yönelik hüküm kurulmasının usule ve yasaya açıkça aykırılık oluşturmakta olduğunu, boşanmanın eki niteliğinde olmayan maddî tazminat talebinin harçlandırılması gerekirken, davalı- karşı davacı tarafça nisbi harç ödenmediğini, davalı- karşı davacının maddî tazminat talepleri yönünden asliye hukuk mahkemeleri'nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmeyerek yargılamaya devam olunduğu düşünüldüğünde de nisbi harcın yatırılmamış olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması gerektiğini, asıl davanın kabulünün gerekeceğini, davalı - karşı davacının müvekkileyi 30.000,00 TL kredi çekmek için zorladığının, tanık beyanları ile de ortaya konulmuş olduğunu, görgüye dayalı tanık... Ö.'nün beyanları nazara alındığında yerleşik içtihatlara göre eşin kilosuyla dalga geçmek boşanma sebebi olup,dalga geçen tarafın da ağır kusurlu olduğunu, sırf bu durumun dahi erkeğin kusurlu olduğunu ve müvekkilenin evden ayrılmakta haklı olduğunu göstermekte iken, hatalı gerekçe ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, evliliğin sona ermesi ile yoksulluğa düşen taraf kadın olduğundan yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin de doğru olmadığını, Mahkemenin asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne ilişkin vermiş olduğu kararda hukuki isabet bulunmadığını beyan ederek asıl davanın reddi, kusur tespiti, karşı davanın kabulü, yoksulluk nafakasının reddi ile erkek lehine hükmedilen maddî tazminat yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin halihazırda düzenli bir işte çalışamadığı ve bu süreçte sadece iş bulabildikçe çalışarak kazandığı ile borçlarını ödemeye çalıştığı, fakat bu kazandığının da borçlarını ödemeye de yetmediğinden sürekli icralık olduğunu, mahkemenin bu maddî gerçekleri dikkate almaksızın kendi geçimini dahi sağlayamayan müvekkili aleyhine yasaya ve usule aykırı olarak tedbir nafakasına hükmetmiş olduğunu, evliliğin kısa süreli olduğunu, müvekkilinin evlilik birliğinin sona ermesinde en ufak dahi kusuru bulunmamakta olduğunu, müvekkilinin kırılan gururunun ve onurunun bir nebze dahi de olsa tamir edilmesi için müvekkili lehine manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken Mahkemece işbu taleplerinin tamamıyla reddedilmesinin ve istinaf mahkemesince bu kararın yerinde görülerek buna ilişkin istinaf taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olup kararın bu yönü ile bozulması gerekmekte olduğunu, müvekkilinin evlilik öncesi ve sonrasında yaptığı masraflar ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde müvekkil lehine hükmedilen 15.000,00 TL'nin oldukça az ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ederek; kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası, lehine hükmedilen maddî tazminatın miktarı ile manevî tazminat talebinin reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme:
Uyuşmazlık evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı asıl ve karşı boşanma davasında taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, davacı- karşı davalı kadının açmış olduğu asıl boşanma davasının reddinin, tedbir nafakası talebinin kabulünün, yoksulluk nafakası talebinin reddinin yerinde olup olmadığı, davalı- karşı davacı erkeğin karşı boşanma davasının kabulünün, erkek lehine manevî tazminat isteminin reddinin, erkek lehine maddî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunup bulunmadığının, erkeğin maddî tazminat talebinin boşanmanın fer'î niteliğinde olup olmadığı ve Mahkemenin maddî tazminat hususunda davaya bakmakta görevli olup olmadığı, erkek lehine maddî tazminatın yasal koşulları var ise hükmedilen miktarın hakkaniyet ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2.İlgili hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu, 370 inci, 371 inci, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesi,175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı- karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanmış olması gerekir. Mahkemece, davacı- karşı davalı kadının haklı nedenle evden ayrıldığını ispatlayamadığı, davacı- karşı davalı kadının bu kusurlu eylemi ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, davalı- karşı davacı erkek tarafından terk hukuksal nedenine dayalı olarak açılmış bir boşanma davası bulunmamaktadır. Bu durumda dosya kapsamından davacı- karşı davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu bir davranışı ispatlanamadığından, karşı davanın da reddine karar verilecek yerde, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçe ile karşı davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkeğin karşı boşanma davasının kabulü yönlerinden davacı-karşı davalı kadın yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkeğin karşı boşanma davasının kabulü yönlerinden davacı-karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davalı- karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı - karşı davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davacı- karşı davalı ...'ya iadesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden davalı- karşı davacı ...'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.