"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki babalık davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; kızı Lena'nın babasının davalı olduğunu iddia ederek babalığın hükmen tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; DNA testi yapılarak karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller, nüfus kayıtları, dinlenen tanık anlatımı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 23.08.2021 tarihli raporu ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde, davalı ...'ın babası olup olmadığının tespiti yönünden Adli Tıp Kurumuna DNA testi yapılması için istenilen raporda, ... Gülbüz'e ait DNA profili ile anne ...'e ait DNA profili ve baba olduğu iddia edilen ...'a ait DNA profilinin karşılaştırmasının yapıldığı, elde edilen sonuçlara göre baba olduğu iddia edilen ...'ın, ... Gülbüz için biyolojik babalığının reddedildiği anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalının dava tarihinden bu yana hiçbir şekilde duruşmalara katılmadığını, vekillerinin de sürekli mazeret bildirdiğini, davalının davayı uzatmak için elinden geleni yaptığını, zorla getirme kararı sonrasında Adli Tıp Kurumunda örnek verdiğini, tüm bu şaibeli durumun mahkemece görmezden gelindiğini, usul yönünden ise 07.09.2021 tarihli duruşma için verilen mazeret dilekçesinde bilirkişi raporunun taraflarına tebliğ edilmemesi nedeniyle itirazlarını yazılı ve sözlü bir şekilde sunabilmek için mazeretlerinin kabulünü talep etmelerine rağmen mahkemenin bilirkişi raporunu tebliğ etmeden ve haklı mazeretlerini kabul etmeden yokluklarında alelacele hüküm kurduğunu, oysa ki karşı tarafın gerekçelendirmediği birçok mazereti kabul ederek mahkemenin tarafsızlığını şüpheye düşürdüğünü, bu hali ile adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı bilirkişi raporunun kendisine tebliğ edilmediğini, 07.09.2021 tarihli duruşmaya gönderilen mazeret dilekçesinde Adli Tıp Raporunun henüz taraflarına tebliğ edilmediğini, raporun tebliğinden sonra 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 281 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca yasal itirazlarını mahkemeye sunacaklarını bildirerek mazeret dilekçesi göndermiş ise de İlk Derece Mahkemesince davacı tarafın mazeret dilekçesinde mazeretini bildirmediği, gerekçe ve belge göstermediğinden bahisle mazeretini reddetmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı, soybağının tespitine yarayan, denetime elverişli ve bilimsel verilere dayalı somut delil olan Adli Tıp Kurumu Raporu karşısında raporun tebliği ve rapora itiraz halinin sonuca etkili olmayacağı, davalının yargılama sırasında davacının duruşmalara katılmadığı, zorla getirme kararı sonrası Adli Tıp Kurumuna örnek verdiği ve bu şekilde dosyayı sürüncemede bıraktığı yönündeki itirazlarının da sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, davalının davayı uzatmak için elinden geleni yaptığını, zorla getirme kararı sonrasında Adli Tıp Kurumunda örnek verdiğini, tüm bu şaibeli durumun Mahkemece görmezden gelindiğini, Mahkemenin bilirkişi raporunu tebliğ etmeden ve haklı mazeretlerini kabul etmeden yokluklarında alelacele hüküm kurduğunu, oysa ki karşı tarafın gerekçelendirmediği birçok mazereti kabul ederek Mahkemenin tarafsızlığını şüpheye düşürdüğünü, bu hali ile adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, babalığın hükmen tespiti davası olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşulları oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 301 inci, 337 nci, 426 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 281 inci, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
4721 sayılı Kanun'un 337 nci maddesinde, anne baba arasında evlilik birliğinin bulunmaması halinde velâyetin anneye ait olacağı, 4721 sayılı Kanun'un 426 ncı maddesinin ikinci fıkrasında ise yasal temsilci ile küçüğün menfaati çatıştığında küçüğe kayyım atanacağı, 4721 sayılı Kanun'un 301 inci maddesinde de, babalık davasının, Cumhuriyet Savcısı ile Hazineye, dava ana tarafından açıldığında kayyıma, kayyım tarafından açılmış ise anaya ihbar edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, soybağı düzenlenecek çocuk 2019 doğumlu olup, dava 2020 yılında anne tarafından açılmıştır. Ancak, küçüğe kayyım atanmadan karar verilmiştir. Mahkemece, küçüğe kayyım atandıktan ve taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın münhasıran bu sebeple bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, karardan bir suretinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.