Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1529 E. 2023/846 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma sonrası verilen kararda usuli kazanılmış haklara uygun hüküm kurulup kurulmadığı ve maddi tazminat miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay kararının düzeltilmesi için 1086 sayılı Kanun'un 440. maddesinde belirtilen sebeplerden birinin varlığı gerektiği, somut olayda ise karar düzeltme talebinin bu sebeplerden hiçbirisine dayanmadığı değerlendirilerek istem reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma ve tedbir nafakası davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozma ilamına uyularak kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 100.000,00 TL maddi tazminat çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına vekâlet ücretine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece kısmen onanıp kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Davalı erkek vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin baba bırakılmasına, 4721 sayılı Kanun'un 197 nci maddesi gereğince açılan karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; ayrı yaşamakta haklı olduğunu ileri sürerek erkeğin davasının reddine, tedbir nafakası davasının kabulüne, velayetin anneye verilmesine, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 29.04.2015 tarih ve 2014/359 Esas ve 2015/373 Karar sayılı kararı ile; erkeğin evini, eşini ve çocuklarını umursamamak suretiyle birlik görevlerini ihmal ettiği, evin elektrik ve doğal gazını kesmek suretiyle eşinin evden çıkması yönünde davranışlarda bulunduğu, kadının boşanmaya neden olabilecek davranışının olmadığı, erkeğin eve bakamaması nedeniyle kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu gerekçesi ile erkeğin boşanma davasının reddine, kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne, geçici velayetin anneye verilmesine her bir çocuk yararına ayrı ayrı 600,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili tarafından, reddedilen boşanma davası, velayet, tedbir nafakası yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından ise tedbir nafakasının miktarı, tümü yönünden temyiz talebinde bulunulmuştur.

2.Dairemizin 02.11.2016 tarih ve 2016/17542 Esas, 2016/14342 Karar sayılı kararı ile; kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı gerekçesi ile bozulmasına, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

3.Mahkemenin bozmaya uyularak verdiği 28.03.2017 tarih ve 2017/38 Esas, 2017/257 Karar sayılı kararı ile; erkeğin evini, eşini ve çocuklarını umursamadığı, birlik görevlerini ihmal ettiği, evin elektrik ve doğal gazını kesmesine neden olduğu, eşinin evden çıkması yönünde baskı yaptığı, kadının boşanmaya neden olabilecek davranışının olmadığı, erkeğin eve bakamaması nedeniyle kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu gerekçesi ile erkeğin boşanma davasının reddine, kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne, geçici velayetin anneye verilmesine her bir çocuk yararına aylık ayrı ayrı 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili tarafından, reddedilen boşanma davası, velayet, tedbir nafakası yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından ise tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz talebinde bulunulmuştur.

2.Dairemizin 21.11.2018 tarih ve 2017/5657 Esas, 2018/13276 Karar sayılı kararı ile; kadının tüm temyiz itirazlarının reddi ile kadının eşine aşağılayıcı sözler söylediği ve hakaret ettiği, olayların akışı karşısında davacı-davalı erkek dava açmakta haklı olduğu, davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin hatalı olduğu gerekçesi ile bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerin onanmasına karar verilmiştir.

3.Dairemizin yukarıda belirtilen bozma kararına karşı taraflarca karar düzeltme talebinde bulunulmuş, bozma kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile tarafların karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilmiştir.

4.Mahkemenin bozmaya uyularak verdiği 27.01.2020 tarih ve 2019/1162 Esas, 2020/105 Karar sayılı kararı ile; kadının, erkeğe hitaben kendisini sevmediğini ve ondan boşanmak istediğini söylediği, ağabeyine onu vurduracağı şeklinde tehdit ettiğini, sevgi- saygı ve birlikte yaşama iradesine aykırı hareket ettiğini, eşine karşı başkalarının yanında turşu gibi adam, bana yakışmıyor gibi konuşmalar ile onu aşağıladığı ve hakaret ettiği, kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, davacı yararına vekâlet ücretine, kadının tedbir nafakası davası hakkında herhangi bir bozma mevcut olmadığından bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın tarafından erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, velayet, maddi ve manevi tazminat yönünden temyiz talebinde bulunulmuştur.

2.Dairemizin 21.09.2020 tarih ve 2020/3721 Esas, 2020/3958 Karar sayılı kararı ile; Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 141 inci maddesinin üçüncü maddesinde belirtildiği üzere bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılacağı; 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinde de kararın kapsayacağı hususların ayrıntılı biçimde belirtildiği, somut olayda Dairenin denetiminden geçerek kesinleşen kadının bağımsız tedbir nafakası davası hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin boşanma davasının ise kabulüne karar verildiği, gerekçede kadının kusurları belirtildiği buna karşın erkeğin kusur durumuna ilişkin vakıaların belirtilmediği, anılan kanun hükümleri gereğince kararın gerekçesiz olduğu; kabulü göre de Mahkemece erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verildiği halde davalı- davacı kadının boşanmanın feri niteliğindeki velayet, maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediği; Mahkemece verilen 28.03.2017 tarihli ikinci karar, erkek tarafından reddedilen davası yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 21.11.2018 tarihli bozma ilamı ile kadının kusur durumuna ilişkin vakıalar belirlenerek kadının kusurları kesinleşmiş olduğu gözetilmeksizin Mahkemece verilen son kararda kadına yeni kusur yüklenmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına, bozma sebebine göre kadının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

3.Mahkemenin 05.04.2021 tarih ve 2020/1470 Esas, 2021/482 Karar sayılı kararı ile; erkeğin, eşine karşı, eve bakmamak ve eşini ve çocuklarını umursamamak suretiyle birlik görevlerini ihmal ettiği, evin elektrik ve doğal gazını kesmek suretiyle eşinin evden çıkması yönünde davranışlarda bulunduğu sabit olduğu, kadın ise, eşine karşı aşağılayıcı konuştuğu ve hakaret ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin az, kadının ise ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, boşanmada ağır kusurlu kabul edilen kadının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafaka taleplerinin reddine, iştirak nafakası talebi konusunda ise, kesinleşmiş sayılan önlem nafakası davasında hem çocuk için, hem de davalı kadın eş için bir karar verildiği, mükerrer karar anlamına gelecek bir hüküm kurulmasına gerek olmadığı, kesinlen yönlerden ise yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

D. Dördüncü Bozma Kararı

1.Mahkeme'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davacı- davalı erkek vekili tarafından, iştirak nafakası ile vekâlet ücreti yönünden; davalı- davacı kadın vekili tarafından ise kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz talebinde bulunulmuştur.

2.Dairemizin 28.09.2021 tarih ve 2021/5182 Esas, 2021/6558 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre erkeğin daha ağır kusurlu olduğunun kabul gerekirken kadının ağır kusurlu bulunmasının doğru olmadığı, hatalı kusur belirlemesine göre kadının tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu, erkeğin davasının kabul edildiğine göre erkek yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ilk kararda hüküm kurulduğu belirtilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile bozulmasına, temyize konu diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

3.Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.

4.Dairenin 17.01.2022 tarih ve 2021/10409 Esas, 2022/38 Karar sayılı kararı ile; yukarıda tarih ve sayısı belirtilen bozma ilamında iştirak nafakası yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin hatalı olduğu ancak bu hususun gözden kaçırıldığı gerekçesi ile karar düzeltme talebinin kabulü ile iştirak nafakasına yönelik onama kısmının kaldırılmasına, iştirak nafakası yönünden de Mahkeme'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının bozulmasına, karar düzeltmeye konu diğer yönlerden karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

İlk Derece Mahkemesinin bozmaya uyularak verdiği 08.06.2022 tarih ve 2022/178 Esas, 2022/440 Karar sayılı kararı ile; erkeğin evini, eşini ve çocuklarını umursamamak suretiyle birlik görevlerini ihmal ettiği, evin elektrik ve doğal gazını kesmek suretiyle eşinin evden çıkması yönünde davranışlarda bulunduğu, kadının ise eşine karşı aşağılayıcı konuştuğu ve hakaret ettiği, belirlenen kusurlara göre erkeğin ağır kusulu olduğu gerekçesi ile tedbir nafakası ile boşanma davası yönünden davanın kabulüne, velayet, kişisel ilişki, boşanma yönlerinden bozma yapılmadığından karar verilmesine yer olmadığına, yoksulluk nafakası temyiz edilmediğinden bozma olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 100.000,00TL maddi tazminata, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.

V. Temyiz

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

1.Davacı-davalı erkek vekili tarafından kadın lehine hükmedilen maddi tazminat miktarı ile yargılama giderleri ile vekâlet ücreti yönünden temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili tarafından yoksulluk nafakası, manevi tazminat ve tazminat talepleri yönünden talep ettiği faiz talepleri hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmaması yönünden temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B.Gerekçe ve Sonuç

Dairemizin 18.10.2022 tarih ve 2022/8812 Esas, 2022/8308 Karar sayılı kararı ile; bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre kadının kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden faiz talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmadığı, bozmaya uyulmasına karar verilmiş olmasına karşın erkek yararına vekâlet ücretine dair hüküm kurulmamış olmasının hatalı olduğu gerekçesi ile hükmün belirtilen yönlerden bozulmasına, temyize konu diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili karar düzeltme talebinde özetle; Dairenin birbirine zıt iki kararının çeliştiği, kadının ağır kusurlu olduğu, ağır kusurlu kadın yararına tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı, iştirak nafakası konusunda infazda sorun yaratmayacak şekilde hüküm kurulması gerektiği ile tazminat ve nafaka miktarının yüksek olduğunu ileri sürerek bozma kararının usul ve kanuna uygun olmadığını ve karar düzeltme talebinin kabulü ile kusur ve tazminat yönünden hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince usuli kazanılmış haklara uygun şekilde hüküm kurulup kurulmadığı, maddî tazminat miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddenin birinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci madde hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, temyiz ilamında belirtilen açıklamalara göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin son fıkrası ve 4421 sayılı Kanun'un 2 nci ve 4 üncü maddesinin (b) bendinin (1) inci alt bendi delaletiyle takdiren 1.470,00 TL para ceza ile 375,10 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,

06.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.