Logo

2. Hukuk Dairesi2023/152 E. 2023/3179 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında ziynet alacağının tespiti, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/196 E., 2022/1055 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü - yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Midyat 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/715 E., 2021/1201 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne ve ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddine ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin evliliğin başında davalı erkeğin ailesi ile birlikte yaşamaya başladığını, müvekkilinin davalı erkeğin zorbalıklarına ve hakaretlerine maruz kaldığını, müvekkilinin tüm hakaret ve zorlamalara rağmen evliliğini yürütmeye çalıştığını, müvekkilinin bir dönem ailesinin yanında kaldığını ancak tarafların barıştırılması nedeniyle geri döndüğünü, müvekkili ile eşinin Dargeçit ilçesine yerleştiğini ve yerleştikten beş yıl sonra davalının ailesi ile birlikte Dargeçit ilçesinde ev yapma kararı aldığını ve müvekkilinin altınlarının zorla kendisinden alındığını, davalının ailesinin hem ... hemde Dargeçit'te ayrı evleri olmasına rağmen müvekkilinin evliliği boyunca kendisinin rahat bırakılmadığını ancak ailesinin huzurunun bozulmaması için müvekkilinin elinden geleni yaptığını, müvekkilinin evliliği boyunca mahreminin olmadığını, davalının ailesinin yatak odasını kilitlemesini yasaklamasını istedikleri gibi istedikleri vakitte yatak odasına girdiklerini, ayrı evin tahsis edildikten sonra bile evin anahtarlarının çoğaltılarak davalının bütün aile üyelerine verildiğini, davalının müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını,müvekkilinin yaşanan bu şiddet sonrası şikayetçi olduğunu, müvekkilinin şikayeti üzerine davalının babasının evlerinin anahtarını müvekkilinden aldığını ve müvekkilinin evden çıkmasının yasaklandığını, davalı eşin müvekkilinden yaşanan tüm olaylardan dolayı ailesinden özür dilemesini istediğini, müvekkilinin kabul etmemesi nedeniyle gece vakti üzerinden hiçbir şey olmadan dışarı atıldığını, müvekkilinin dışardan bulduğu bir telefon ile kız kardeşine ulaşıp Midyat İlçesi'nden gelerek müvekkilini aldığını ziynet eşyalarının zorla elinden alındığını ve Dargeçit'te erkek ve ailesi tarafından ortak ev yapıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde ziynet eşyalarının bedeli olan şimdilik 100,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili, ziynet alacağına yönelik bedel talebini 13.12.2021 tarihli dilekçesiyle 217.250,00 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; Dargeçit ilçesinde bulunan evin müvekkilinin babasına ait olduğunu ve taraflardan da kira alınmadığını, müvekkilinin babasının daha sonra ... İlindeki konutunu sattıktan sonra yine Dargeçit İlçesi'nde iki katlı evin yapıldığını ve müvekkilinin alt katta kaldığını, davacı tarafın iddia ettiği ziynet eşyalarının evin yapımında kullanılmadığını, müvekkilinin ailesinin Dargeçit İlçesi'ne gelerek aylarca kaldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın yatak odası mahremiyetinin olmadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu, Dargeçit ilçesindeki evin anahtarının çoğaltılması beyanlarının doğru olmadığını, davacı tarafın müvekkilinin haberi olmadan evi terk ettiğini, davacının altınlarının kendisinden zorla alındığı iddiasını gerçek dışı olduğunu, altınların ya daha önce ailesine bıraktığını ya da en son orta konutu terk ederken yanında götürdüğünü, müvekkilinin eşini sevdiğini ve evliliğin üzerine yüklemiş olduğu tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, çocuklarıyla ve eşiyle ilgilendiğini, bütün ihtiyaçlarını karşıladığını savunarak öncelikle davanın reddine karar verilmesini, davanın kabulüne karar verilmesi halinde ise ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar yararına 250,00’er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların anlaşarak evlendikleri, evlendikten sonra bir süre ...'da davalı erkeğin ailesi ile birlikte yaşadıkları, sonrasında Dargeçit'e taşındıkları, evliliğin son dönemini Dargeçit'te geçirdikleri; tarafların önceki döneme ilişkin olayları affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığı kanaatine varıldığı, her ne kadar davacı kadın tarafından davalı erkeğe ayrı bir ev tahsis edilmediği yönünde kusur atfedilmiş ise de Dargeçit'te ayrı bir eve taşınıldığı hususu göz önünde bulundurularak davalı erkeğe bu hususta kusur izafe edilmediği; tarafların evliliği süresince erkeğin ailesinin tarafların evliliklerine müdahale ettiği, erkeğin ise müdahale edilmesine engel olmadığı, kök ailesini, çekirdek ailesinden daha önde tuttuğu, tarafların ayrı yaşamalarına neden olan son olayda erkeğin kadını üzerinde hiç eşyası olmaksızın evden kovduğu, kadının tanımadığı bir şahsın telefonunu kullanmak suretiyle kardeşi tanık Halime'ye ulaştığı, Halime'nin de diğer tanık İslam'a ulaşarak kadını bulunduğu yerden alıp kendi evine götürdüğü, bu olaydan sonra tarafların yeniden bir araya gelmedikleri; dosya kapsamında mevcut sosyal inceleme raporundan ve davalı asilin bizzat mahkeme huzurundaki beyanından davalı erkeğin hali hazırda imam nikahlı birliktelik yaşadığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı anlaşılmış ise de davacı tarafça bu vakaya boşanma sebebi olarak dayanılmadığı anlaşılmakla bu hususun davalıya kusur olarak atfedilmesinin mümkün olmadığı, tarafların arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, dinlenen tanık beyanlarına göre erkeğin tam kusurlu olduğu, olayların akışı karşısında davacı kadının dava açmakta haklı olduğu, evlilik birliğinde korunmaya değer bir yararın kalmadığı gerekçesiyle boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına; aldırılan uzman raporu, ortak çocukları anne ile kalma isteklerini samimi şekilde belirtmeleri, alıştıkları çevre ve düzen dikkate alınarak ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı 200,00 TL tedbir ve 300,00 TL iştirak nafakasına; kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir nafakası ile boşanma halinde yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 450,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu ve kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle 15.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata; yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kadının davalı tarafından yanına hiç bir eşyasını alamadan gece vakti dışarı atıldığı, davacı kadını bulunduğu yerden alan akrabasının beyanına göre üzerinde hiç bir eşyasının bulunmadığı, özellikle telefonunu dahi alamayan davacının ziynet eşyalarının yanında bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olması nedeniyle kadının ziynetlerini alma imkanı olmadığı belirtilerek davacı kadının ziynet davasının kısmen kabulüne, 4 adet 22 ayar toplam 120 gram bilezik, (52.140,00 TL, ) 1 adet 22 ayar toplam 70 gram 1,5 m kordon zincir (30.415,00 ) bir adet 22 ayar 20 gram kolye ucu (8.690,00 TL) bir adet 22 ayar 170 gram hint seti (73.865,00 TL) ziynet eşyasının davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı taktirde toplam 165.110,00 TL değerinin 100,00 TL'sinin dava tarihinden, 165.010,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 13.12.2021 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesini hatalı olduğunu, müvekkilinin az da olsa tazminatlara ilişin gerekçede kusurlu kabul edilmesinin erkeğin müvekkilini aldattığını, fiziksel şiddet uyguladığını, tazminatların ve nafakaların az olduğunu, ziynet alacağı davasının tamamen kabul edilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları, ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkili aleyhine tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini, velâyetin müvekkiline verilmesi gerektiğini, tanığın Dargeçit İlçesindeki evini nasıl yaptığını detayla şekilde anlattığını, deliller kısmında bu beyanda geçen tapu kayıtlarına dayandıklarını, bu tapu kayıtlarının celp edilmediğini ve bu husustaki taleplerinin reddedildiğini, kadının ziynet alacağı davasının reddi gerektiğini belirterek; kusur belirlemesi, tazminatlar, erkeğin reddedilen tazminat talepleri, velâyet ve ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi nazara alındığında, davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî tazminatın az olduğu gerekçesiyle kadının bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımları kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına; kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî tazminata; kadın tarafından ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL iştirak nafakası talep edildiği halde, İlk Derece Mahkemesince talep aşılarak ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle erkeğin bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımları kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına; ortak çocuklar yararına ayrı ayrı 250,00 TL iştirak nafakasına; davacı kadın vekilinin; düğünde 4 çift bilezik (30’ar gram), 1,5 metre zincir (70’lik), 1 adet kolye ucu ve 1 adet Hint seti takıldığını, ziynet eşyalarının davalı tarafından müvekkilinden zorla alındığını ve bu ziynetlerin parası ile Dargeçit’te ev yapıldığını ileri sürdüğü, davalı erkeğin ise; zorla alındığı iddialarının gerçek olmadığını, ziynet eşyalarının davacı tarafından evden ayrılırken yanında götürüldüğünü savunduğu, davacı kadının; düğün fotoğrafı, tanık beyanları ve bilirkişi raporu ile ziynet eşyalarının varlığını, miktarını ve davalı tarafından ev yapılmak üzere elinden alındığını ispat ettiği; davalı erkeğin ise ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere alındığını, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığını ispat edemediği, bu durumda, davalı erkek tarafından dilekçeler teatisi aşamasında miktarına itiraz edilmeyen, davacı kadın tarafından da varlığı ve davalı tarafından elinden alındığı ispat edilen 4 çift (8 adet bilezik), 1,5 metre zincir, kolye ucu ve Hint seti yönünden davanın kabulü gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı; ayrıca davacının ziynet alacağı yönünden faiz talebi istemi bulunmadığı halde, talep aşılarak ziynet eşya bedeli yönünden faize hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kadının ziynet alacağı davasının reddedilen kısmına, erkeğin ise ziynet alacağına faiz uygulanmasına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne; İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımları kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisine; davacı kadının ziynet alacağı davasının kabulüne; 8 adet 22 ayar her biri 30’ar gram bilezik (104.280,00 TL), 1 adet 22 ayar 70 gram 1,5 metre kordon zincir (30.415,00 TL ), 1 adet 22 ayar 20 gram kolye ucu (8.690,00 TL), 1 adet 22 ayar 170 gram Hint setinden (73.865,00 TL) müteşekkil ziynet eşyasının davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise ziynet eşya bedeli olan toplam 217.250,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddinin hatalı olduğunu, karşı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulünün hatalı olduğunu, davalı erkeğin istinaf dilekçesinde ziynet alacağına faiz uygulanması yönünden bir itiraz ileri sürmediğini belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının; kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları, ziynet alacağına faiz uygulanmaması yönünden bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddinin hatalı olduğunu, karşı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulünün hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının; kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, erkeğin reddedilen tazminat talepleri, velâyet ve ziynet alacağı davasının kabulü yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmolunan tazminatlar, tedbir ve yoksulluk nafakaları ile ortak çocuklar yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakalarının miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, velâyetin düzenlenmesi, ziynet alacağı davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi, 2 nci maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 182 nci maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 226 ncı maddesi , 327 nci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 176 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü 12 nci maddeleri Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.