Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1534 E. 2023/2900 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1246 E., 2022/1837 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kısmen kabulüyle esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların aralarında fikren ve ruhen anlaşmazlık bulunduğunu, evliliğin ikinci ayında kadının eski erkek arkadaşı ile görüştüğünü, erkeğin eşini affederek düzelir umuduyla evliliğine devam ettiğini, bu olaydan sonra kadının erkeğe olan saygısızlığı, sevgisizliği, hakaretleri ve küçük düşürücü davranışları ile evliliğin çekilmez hale geldiğini, kadının bu sefer de aynı şirkette çalışan başka bir kendisini erkeği aldattığını, kadının sayısız kez Cihangir isimli şahısla akşam ve gece saatlerinde mesajlaştığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın kadından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, kadını bir iş arkadaşıyla samimiyetini bahane ederek darp ettiğini, ortak konuttan kovduğunu, erkeğin iddialarının doğru olmadığını, kadının işi gereği eve geç saatlerde gelmesi nedeniyle erkeğin şiddetli kavgalar çıkardığını, aşırı kıskançlık gösterdiğini, arkadaşı ile olan yazışmaları görünce kadına fiziksel şiddet uyguladığını, fiziksel şiddetin birden fazla kez olduğunu, evlilikleri süresince kadınla cinsel ilişki yaşamadığını, erkeğin bu konuda tedavi olmayı reddettiğini, kadına onur kırıcı sözler söylediğini, erkeğin uyuşturucu bağımlısı olduğunu, maddî yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kumar oynadığını, evlilikleri boyunca kadına ilgi ve sevgi göstermediğini, tüm etkinliklerde kadını yalnız bıraktığını, kadını aşağıladığını, psikolojik şiddet uyguladığını belirterek tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilemesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl dosyada vermiş olduğu cevap dilekçesindeki iddiaları yineleyerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 05.03.2020 tarihli ve 2017/82 Esas, 2020/135 Karar sayılı kararıyla; davalı-davacı kadının iş yerinden arkadaşı olduğunu ileri sürdüğü kişi ile sık sık telefon görüşmelerinin olduğu, bu kişinin eşinin, davalı-davacı kadın ile dava dışı erkeğin mesajlaşmalarını bizzat gördüğü, aralarında samimi içerikli mesajlaşmaların yapıldığı, kadının dava dışı bu erkeğe uygunsuz fotoğraflar gönderdiği, bu olayların hayatın olağan akışına uygun olmadığı, kadının eşine karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, ... erkeğin de hakkında uyuşturucu kullanıp kullanmadığı konusunda düzenlettirilen raporda bağımlılığının olmadığı yönünde rapor sunulmuş ise de uyuşturucu kullandığı ve buna bağımlı olduğunun dosyadaki belgeler ile ispatlandığı, erkeğin kadına şiddet uyguladığı, erkeğin eşi olmaksızın düğün merasimlerine ve yazlığına gittiği, bu itibarla eşine karşı gerekli ilgiyi göstermediği, eşine gönderdiği mesajda kendisini güzel bulmadığını söyleyerek aşağıladığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarından bahisle asıl ve birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat talepleri ile kadının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek vekili tarafından kadının birleşen boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından ise katılma yoluyla erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat ve tedbir-yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 03.02.2022 tarihli ve 2020/1228 Esas, 2022/132 Karar sayılı kararıyla; dosyaya ibraz edilen ve itiraza uğramayan mesaj kayıtlarına göre dava tarihinden iki buçuk ay öncesine kadar evlilik birliğinin sorunsuz devam ettirildiği, taraflarca boşanma sebebi yapılan ve mahkemece kusur olarak yüklenen birtakım vakıalardan sonra evlilik birliğine devam edilmesi nedeniyle hoşgörü ile karşılanan olaylara dayanılarak boşanma talebinde bulunulamayacağı, en son kadının sadakatsiz davranışlarda bulunması nedeniyle erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve tarafların bu şekilde fiilen ayrıldıkları, boşanmaya yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, katılma yolu ile istinaf isteğinin karşı tarafın asıl istinaf isteklerine sıkı sıkıya bağlı olduğu, kadının, erkeğin istinaf dilekçesinde bulunmayan asıl davanın kabulü, reddedilen manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf isteğinde bulunduğu, bu durumda, davalı-davacı kadının katılma yoluyla erkeğin asıl boşanma davasına, reddedilen manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf itirazları incelenemeyeceğinden bahisle ... erkeğin yüklenen vakıalara yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadının katılma yoluyla erkeğin asıl boşanma davasının kabulü, reddedilen manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası talebine ilişkin istinaf dilekçesinin reddine, tarafların sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ile tazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından ise bir kısım istinaf taleplerinin incelenmemesi, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi ve nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 23.05.2022 tarihli ve 2022/2753 Esas, 2022/4769 Karar sayılı ilamı ile; bölge adliye mahkemesince, davalı-davacı kadının erkeğin asıl boşanma davasının kabulü, reddedilen manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden katılma yoluyla istinaf hakkının bulunmadığı belirtilerek bu yönden istinaf talebinin reddine karar verilmiş ise de; hüküm ... erkek tarafından istinaf edildiğine göre, kadının, erkeğin istinaf sebepleri ile bağlı olmaksızın katılma yoluyla her iki davayı bütün yönleriyle istinaf etme hakkı bulunduğu gözetilerek, erkeğin asıl boşanma davasının kabulü, reddedilen manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden katılma yoluyla istinaf taleplerinin esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde kadının katılma yoluyla istinaf dilekçesinin bu hükümler yönünden inceleme dışı bırakılarak usûlden reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, tarafların sair temyiz itirazlarının ise o seferlik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyaya ibraz edilen ve itiraza uğramayan mesaj kayıtlarına göre dava tarihinden iki buçuk ay öncesine kadar evlilik birliğinin sorunsuz devam ettirildiği, taraflarca boşanma sebebi yapılan ve mahkemece kusur olarak yüklenen birtakım vakıalardan sonra evlilik birliğine devam edilmesi nedeniyle hoşgörü ile karşılanan olaylara dayanılarak boşanma talebinde bulunulamayacağı, en son kadının sadakatsiz davranışlarda bulunması nedeniyle erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve tarafların bu şekilde fiilen ayrıldıkları, boşanmaya yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği yönünde yapılan değerlendirmeler ile erkeğin yüklenen vakıalara yönelik istinaf talebi ile, kadının tedbir nafakasına yönelik taleplerinin kabulüne, kadının tedbir nafakası talebinin reddine ve tarafların sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin eşine karşı ilgi ve sevgi göstermediğini, maddî yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sürekli aşağıladığını dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesince evlilik birliğinin devam etmesi nedeniyle erkekten bir takım kusurların çıkarılması yönündeki gerekçesinin ve kararının hatalı olduğunu, kadına yüklenen sadakatsizlik kusurunun erkek tarafından ispat edilemediğini, erkeğin kadını darp ettiği gece erkeğin kadının telefonuna el koyduğunu, İlk Derece Mahkemesince erkeğin uyuşturucu kullanıp kullanmadığının belirlenmemesine yönelik test yapılmasına ilişkin hastane sevkinin davanın açılış tarihinden 2 yıl sonrasında yapıldığını, bu testin sağlıklı sonuç vermediğini, erkeğin uyuşturucu madde kullandığının başkaca delillerle ispatlandığını, erkeğin cinsel sorunları bulunduğunu ve tedaviden kaçındığını, erkeğin kadını sürekli olarak yalnız bıraktığını, İlk Derece Mahkemesince, davalı-davacı kadın tarafından Adli Tıp'a erkeğin iktidarsızlığına ilişki yazılması istenen müzekkere talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve manevî tazminat ile nafaka taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü kadının manevî tazminat ve nafaka taleplerinin reddine ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.