Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1535 E. 2023/5398 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında ziynet eşyalarının iadesine ilişkin talebin reddine dair kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının ziynet eşyalarının iadesi talebiyle ilgili olarak yemin deliline dayanmış olmasına rağmen, mahkemece yemin teklif etme hakkının hatırlatılmaması ve bu hususta eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru bulunmadığından, yerel mahkeme kararının ziynet alacağı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1252 E., 2022/1947 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Gölbaşı(...) 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/551 E., 2021/229 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ve ailesinin müvekkili ve ailesine hakaret edip aşağıladığını, alkol düşkünlüğünün olduğunu, müvekkili ve çocukla ilgilenmediğini, ziynetlerin davalının ailesi tarafından alındığını, ihtiyaçlar nedeniyle müvekkili takıları isteyince tartışma olduğunu, davalının üzerine yürüdüğünü, telefonun kırıldığını, doğumda ve çocuk hastalandığında ilgilenmediğini, masrafları müvekkilinin babasının karşıladığını, çocuk hastanede tedavi görürken müvekkilinin boynunu ve çenesini sıkıp, parmağını incittiğini, müvekkilinin babasının üzerine yürüdüğünü, hakaret ettiğini, eşyaları müvekkiline fırlattığını, eve sürekli geç geldiğini bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkil lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, müvekkile ait olan ziynet eşyalarının aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde, fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; kadının, davalı müvekkil ile ailesini zor durumda bırakıp lüks takıldığını, hakaret ettiğini,önceki borçlarını söylemediğini, davacı tarafın doğum doktorlarının talimatlarına rağmen aşırı sigara tiryakisi olduğunu, hamilelikte sigara içilmesinin yasaklanmasına rağmen sigarayı bırakmadığını, kendisinin de davalı müvekkil ile dışarıda yemek yemeye gittiklerinde alkol aldığını, davacının ailesini uzun süredir görmediğini belirttiğini, ancak 1 yıl 3 ay süren evlilik sürecinde 8 ay kesintisiz annesinden yanında kaldığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile bu nedenle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, çocuğa takılan 4 adet çeyrek altının aynen iadesine, mümkün değilse 1.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının erkeğe karşı “aptal, salak, vasıfsız, beceriksiz” şeklinde hakarette bulunduğu, evlenmeden önce yüksek miktarda borcu olmasına rağmen yalnızca 5.000,00-10.000,00 TL civarında borcunun olduğunu söylediği, erkeğin ise hastanede kadına hakaret ettiği, alkollüyken diğer insanların yanında iç çamaşırını indirdiği ve ev ihtiyaçlarını yeterli ölçüde karşılamadığı, iki tarafın da eşit kusurlu olduğu, düğünde takılan ziynet eşyalarının kimde olduğu hususunda tanık anlatımları arasında farklılık mevcut ise de özellikle tanık ... A.'nın, kadının keseden yirmi beş adet altın çıkararak borçların ödenmesi için kendisine verdiğini samimi şekilde beyan etmesi nazara alındığında, davacının ziynet eşyasına ilişkin taleplerini ispatlayamadığı, karşı davacı erkeğin ortak çocuğa takılan dört adet altının iadesi talebi yönünden ise; karşı davalı kadın ile birlikte eve eşyaları almaya gelen tanık Meryem A’nın yalnızca kişisel eşyaları aldıklarını açık şekilde beyan etmesi nedeniyle karşı davadaki bu talebin reddedildiği gerekçesiyle; geçimsizlikte her iki tarafında eşit kusurlu olması nedeniyle 4721 sayılı Kanun’un dava ve karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Ayaz Mahmut'un velâyetinin davacı anneye bırakılmasına, çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki tesis edilmesine, çocuk yararına davanın devamı boyunca, karar tarihinden itibaren aylık 450,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesini müteakip iştirak nafakası olarak erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, kadının ziynet eşyasına ilişkin talebinin reddine, erkeğin maddî ve manevî tazminat, tedbir ve iştirak nafakası ile altın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davacının tam kusurlu olup annesinin yaşlı olduğundan çocuğa bakamayacağını, velâyetin müvekkiline verilmesi gerektiğini, çocuğu göstermediğini, çocuğa bağlanan nafaka miktarlarının fazla olduğunu, davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, hakareti davacının uyguladığını, halasının iftira ettiğini, suç duyurusunda bulunulduğunu, davacının eşyalarla birlikte altınları da götürdüğünü, bu nedenlerle asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, iştirak nafakası, maddî ve manevî tazminat, ziynet alacağının reddi kararına karşı istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde;erkeğin tam kusurlu olduğunu, çocuğun iki yaşında olduğunu, yatılı olacak şekilde uzun süreli kişisel ilişkinin hukuka aykırı olup altınların davalının ailesinde olduğunu, davalının alkol bağımlısı olup müvekkilinin evlilik öncesinde yüksek bir borcunun bulunmadığını, 25.000,00 TL borcun davalı tarafından bilindiğini, müvekkilinin hakaretinin olmadığını, yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerektiğini, tedbir ve iştirak nafakası miktarının düşük olduğunu, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin eksik hesaplandığını belirtilerek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kişisel ilişki, maddî ve manevî tazminat miktarı, nafakaların miktarı ve reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, reddedilen ziynet alacağı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davacının tam kusurlu olup annesinin yaşlı olduğundan çocuğa bakamayacağını, velâyetin müvekkiline verilmesi gerektiğini, çocuğu göstermediğini, çocuğa bağlanan nafaka miktarlarının fazla olduğunu, davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, hakareti davacının uyguladığını, halasının iftira ettiğini, suç duyurusunda bulunulduğunu, davacının eşyalarla birlikte altınları da götürdüğünü, bu nedenlerle kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, velâyet, nafakalar, tazminatlar yönlerinden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde;erkeğin tam kusurlu olduğunu, çocuğun iki yaşında olduğunu, yatılı olacak şekilde uzun süreli kişisel ilişkinin hukuka aykırı olup altınların davalının ailesinde olduğunu, davalının alkol bağımlısı olup müvekkilinin evlilik öncesinde yüksek bir borcunun bulunmadığını, 25.000,00 TL borcun davalı tarafından bilindiğini, müvekkilinin hakaretinin olmadığını, yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerektiğini, tedbir ve iştirak nafakası miktarının düşük olduğunu, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin eksik hesaplandığını belirterek nafakaların ve tazminatların miktarı, kişisel ilişki, erkeğin davasının kabulü, reddedilen nafaka talepleri ile ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tarafların boşanma davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar, velâyet, kişisel ilişki, kadının ziynet alacağı davası noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 220 nci, 222 nci, 226 ncı, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkeğin tüm, ... kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.İlk Derece Mahkemesince kadının ziynet alacağı davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince kadının reddedilen ziynet alacağı davasına ilişkin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir. ... kadın ziynetlerle ilgili iddialarını dosya kapsamındaki delillerle ispatlayamamıştır. Ne var ki, dava dilekçesinde ziynetler hakkındaki iddiaları ile ilgili olarak yemin deliline dayanmıştır. 6100 sayılı Kanun'un 227 nci maddesinin birinci fıkrasına göre, uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf dahi yemin teklif edebilir. O halde, ... kadına ziynetlerle ilgili iddiaları yönünden diğer tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılması, karşı tarafın teklif olunan yemini edaya hazır olduğunu bildirmesi halinde, yemin teklif edilen tarafın usulünce yemine davet edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, bu hususta eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ziynet alacağı davası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadının ziynet alacağı davası yönünden BOZULMASINA,

3.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

2-ŞA-ÖH-SE-MK-AK