Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1549 E. 2023/6396 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerine eşlerden birinin rızası olmadan konulan ipoteğin kaldırılması talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın aile konutu olduğu ve ipotek tesis edilirken diğer eşin açık rızasının alınmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/827 E., 2022/1534 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/114 E., 2020/1205 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasın karar verilmiştir.

Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kadın ile davalılardan ...'ın evli olduklarını, davalı eşin Altındağ 2. Noterliğinin 15.12.2015 tarihli vekâletnamesi ile yeğeni olan diğer davalı ...'e, dava konusu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine ipotek tesis edilebilmesi amacıyla yetki verildiğini, gerek söz konusu vekâletnameden gerekse taşınmaz üzerine konulan ipotekten davacı kadının bilgisi olmadığını ve açık rızasının da alınmadığını, davalı ...'in almış olduğu yetkileri kötüye kullandığını, tarafların akrabalarına karşı da aynı davranışta bulunduğunu, davalı bankanın alacağını tahsil edebilmek amacıyla icra takibi başlattığını, ancak davalı bankanın ipotek tesis edilirken basiretli bir tacir gibi davranmadığını, taşınmazın aile konutu olup olmadığını araştırmadığını iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu aile konutu olan taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, taşınmazın tapu kaydında ipotek tesis edildiği tarihte aile konutu şerhi bulunmadığını, davalı bankanın iyiniyetli olduğunu, işbu davanın bankanın alacağını tahsil etmesini önlemek amacıyla açıldığını, davacı kadının kötü niyetli olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ...'e dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

3.Davalı ...'a dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı eş ...'a vekâleten diğer davalı ... ve davalı banka arasında yapılan tasarruf işlemiyle aile konutunun tapu kaydına konulan ipotek kaydının, ayni hakka ilişkin bir tasarruf işlemi olduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotek işlemi ile ilgili davacı kadının açık rızası alınmadığına dair taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davalı banka vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde; ipotek işleminin tesis edildiği tarihte, dava konusu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığı ve 4721 sayılı Kanun'un 1023 üncü maddesi hükmü uyarınca iyiniyetinin korunması gerektiği belirtilmişse de basiretli bir tacir gibi davranması gereken bankanın bu konuda iyiniyet karinesine dayanma imkanının olmadığı, tasarrufun ancak 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi kapsamında hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olması durumunda korunacağı, bunun için de davalıların, davacının dava açmasının hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiğini hayat olaylarıyla ortaya koyması veya dosyada toplanan delillerden bunun anlaşılıyor olması gerektiği, ne var ki; davacının hakkın kötüye kullanılması davranışı içinde olduğunu gösteren, mevcut durumdan böyle bir sonuca ulaşılmasını gerektirir bir durumun oluşmadığı, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi hükmünün aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılmasına ilişkin tasarruf işlemlerinin diğer eşin açık rızasına bağladığı, açık rızanın yazılı ya da sözlü olarak verilebileceği, taşınmaz, üzerindeki ayni hakların sınırlandırılma tarihinde aile konutu olduğunu ispat yükünün ise davacı üzerinde olduğu, ipotek işleminin kurulması sırasında davalı eşin, diğer davalı ... yararına düzenlediği vekâletnamesinde ikamet adresinin ipoteğe konu taşınmaz ile aynı olduğu, ayrıca dinlenen tanıklar da davacının ikametinin, ipoteğe konu taşınmaz olduğunu belirttiği, taşınmazın aile konutu olduğunun ispatlandığı ve davacı kadının ipotek işlemine karşı açık rızasının alındığının ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, ipotek tesis tarihinde dava konusu taşınmaz üzerinde aile konutu olmadığı, bankanın iyiniyetinin korunması gerektiği, davacı kadının işbu davayı bankanın alacağını tahsil edememesi amacıyla açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, davacının ipotek tesisine açık rızasının bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup uyuşmazlık, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...