Logo

2. Hukuk Dairesi2023/154 E. 2023/1383 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı dedenin torunları ile kişisel ilişki kurulması talebinin kabulünün yerinde olup olmadığı ve kişisel ilişkinin süresi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı dedenin torunları ile kişisel ilişki kurma talebinin yasalara uygun olduğu ve çocukların yararına aykırı bir durum olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2250 E., 2022/2253 K.

DAVALILAR : 1-... vekili Av. ... 2- ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 17.01.2022

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/45 E., 2022/775 K.

Taraflar arasındaki torunla kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıllardan ...'ın oğlu olduğunu, ...'ın 3 tane çocuğu olduğunu, torunları ile pandemiden dolayı birbirlerini hiç göremediklerini, oğlunun, torunlarını kendisine göstermediğini, mağdur olduğunu, torunları ile görüşmek için bu davayı açmak zorunda kaldığını, torunlarını görebilmesinin sağlanmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davalı müvekkillerinin evli ve 3 tane çocuklarının bulunduğunu, müvekkillerinin 2016 yılında boşanıp, 2020 yılında yeniden evlendiklerini, tarafların ayrı oldukları dönemde müşterek çocuklara annelerinin baktığını, tarafların ayrı kaldıkları 4 yıl boyunca çocukların annelerinin yanında, anane ve dedesi ile birlikte yaşadıklarını, davacının bu dönemde torunları görmek için hiç bir çaba sarf etmediğini, müvekkillerinin birlikte yaşadıkları dönemde bile davacının, torunları ve müvekkilleri ile vakit geçirmekten kaçındığını, davacının, torunları doğduğundan beri birlikte yaşadıkları iddiasının gerçek olmadığını, davacının, eşi ile evlendiğinde bazı sorunlar yaşadığını ve halen yaşamaya devam ettiğini, tarafların ayrı yaşamakta olduklarını, davacının evlilik birlikteliğinde ciddi anlamda kumar oynadığını, müşterek konutun ihtiyaçlarını karşılamadığını, eşini yalnız bırakıp, aldattığını, yalan söylediğini, onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, torunları ile arasında bağ olmayan davacının, eşinden ve müşterek konuttan haber alabilmek için huzurdaki davayı ikame ettiğini, bu nedenlerden dolayı açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;davacının küçükler ile uzun süredir görüşemediği, ancak görüştüklerinde küçükler ile ilgilenebildiği, küçüklere eşiyle ve davalı tarafla ilgili sorular sormadığı, davacı ile torunları arasında şahsi ilişki tesisinin küçüklerin yararına olacağı gerekçesi ile davanın kabulü ile davacı ile torunları arasında "her ayın 1. Cumartesi günleri saat 15:00 ile 20:00 saatleri arasında, her yıl ... ve Kurban Bayramının 3. Günü saat 12:00 ile 15:00 arasında" kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacının torunlarıyla görüşebildiği gibi çocukları olumsuz etkileyebilecek zararlı alışkanlıkları ve davranışlarının bulunduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun (4721 sayılı Kanun) 325 inci maddesinde sayılan olağan üstü halin varlığının somut uyuşmazlıkta bulunmadığını, yasal şartları oluşmayan davanın reddi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının, küçüklerin dedesi olup torunlarını sevme, onlarla kişisel ilişki kurulmasını istemesinin en doğal hakkı olduğu, dosya incelendiğinde çocukların davacı dede ile görüşmesinin çocuklara zarar vereceği de ispat edilemediğine göre İlk Derece Mahkemesince yapılan kişisel ilişki düzenlemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz başvuru dilekçesinde; davacının torunlarıyla görüşebildiği gibi çocukları olumsuz etkileyebilecek zararlı alışkanlıklarının ve davranışlarının bulunduğunu, 4721 sayılı Kanunun 325 inci maddesinde sayılan olağan üstü halin varlığının somut uyuşmazlıkta bulunmadığını, davacının çocukları görmeye yönelik çabasının bulunmadığını, müvekkillerinin de davacının çocukları görmek istemesine olumsuz cevap verdiğine dair delil bulunmadığı tüm bu nedenlerle yasal şartları oluşmayan davanın reddini, davanın kabulünü onaylayan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı dedenin torunları ile, kişisel ilişkinin kurulması talebinin kabulünün yerinde olup olmadığı ve kişisel ilişkinin süresi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 325 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.