Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1559 E. 2024/7576 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, bozmaya uyularak verilen manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarlarının yerinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin bozmaya uygun karar verdiği, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında ve delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1465 E., 2022/1795 K.

KARAR : Bozmaya uyulmak suretiyle hüküm kurma

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; manevî tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı ... ve vekili gelmedi. Gelenin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 21.10.2024 Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verimesine, çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadının boşanma davasının ve velâyete ilişkin talebinin kabulüne, maddî taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 05.04.2018 tarihli ve 2016/162 Esas, 2018/372 Karar sayılı kararıyla; evlilik birliğinin sarsılmasında tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine, dava dilekçesinde talep edilen ziynetlerin tamamının tespiti yaptırılan kasa içerisinde olmadığı, mevcut olmayan ziynetlerin iade koşulu olmadan davalıya verildiğinin ispatlanamadığı, yargılama sırasında dava dilekçesinde sayılan ziynetlerin değeri gösterilerek yapılan birinci ıslahın usule uygun olup, dilekçede belirtilmeyen ancak kasada tespiti yapılan ziynetler için verilen ikinci ıslahın usule uygun olmadığı ve ek davada açılmadığı, 09.12.2016 tarihli bilirkişi raporu kapsamındaki hesaplamalarda ve tespitler doğrultusunda ziynet alacağı talebi birinci ıslah dilekçesi gözönüne alınarak davacının ziynet bedeli taleplerine ilişkin davasının tam kabulü ile, 22 ayar 18 gram bileziğin, 18 ayar 25 gram bir gerdanlığın, 25 gram 22 ayar bir gerdanlığın, 10 adet tam altının, 15 adet yarım altının, 55 adet çeyrek altının davalı tarafça aynen davacıya iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde toplam bedelleri olan 37.917,00 TL'nin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili kusur belirlemesi, tazminatların reddi ile ziynet alacağı yönünden faize hükmedilmemesi, ıslah talebinin reddine ilişkin karar ve ıslahla artırdıkları harcın iade edilmemesi yönünden; davalı erkek vekili iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, vekâlet ücreti ve ziynet alacağı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 03.12.2020 tarihli ve 2018/2008 Esas, 2020/1397 Karar sayılı kararıyla; kadının, erkeğin kuzen ve akrabalarını ağırlamaktan kaçınması, tartışma sırasında eşinin boğazına sarılması erkeğin de bu tartışma sırasında kumanda ve sandalye fırlatması şeklindeki davranışları Mahkemece kusur olarak kabul edilmiş ise de; bu olaydan sonra tarafların bir arada yaşadıkları, böylece bu eylemleri affetmiş en azından hoşgörü ile karşılamış oldukları gözetilmeden kusur olarak yüklenmesi doğru değilse de; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda; müşterek konutu terk eden ve ortak çocuğun hastalığı ilgilenmeyen, birlik görevlerini yerine getirmeyen müşterek konutun elektrik ve suyunu kesen davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, Mahkemece tarafların eşit kusurlu bulunması ve bu nedenle maddî tazminat talebinin reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle kadının bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadın lehine 35.000,00 TL maddî tazminata, kişilik haklarına saldırı koşulu gerçekleşmediğinden kadının manevî tazminat talebinin reddine, ortak çocuk için Bakırköy 1.Aile Mahkemesi'nin 16.10.2015 tarihli ara kararı ile aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş olmakla bu miktarın iştirak olarak devamına karar verilmesi gerekirken yazılı miktarda iştirak nafakasına karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine toptan 36.000,00 TL yoksulluk nafakasına, Bakırköy 1. Aile Mahkemesi'nin 24.12.2015 tarih 2015/740 Esas, 2015/921 Karar sayılı ilamı ile Mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın talep halinde kararın kesinleşmesinden sonra görevli ve yetkili Büyükçekmece yetkili aile mahkemesine gönderilmesine, harç ve yargılama gideri ile vekâlet ücretinin yetkili mahkemece nazara alınmasına karar verilmiş olup, davalı erkeğin yetki itirazı kabul edilip dosya yetkili Büyükçekmece Aile Mahkemesine gönderilmiş olmakla davalının vekâlet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulü ile davalı lehine vekâlet ücretine, İlk Derece Mahkemesince kabulüne karar verilen ziynet eşyalarının niteliği, adedi, gramajı belirtilmiş ise de değerlerinin ayrı ayrı belirtilmediği, ayrıca infaz tarihindeki değeri denilmiş olmasının hükmün yasal denetimine imkan vermediği gibi hükmün infazında problem oluşturacağı gerekçesiyle tarafların ziynet alacağına ilişkin istinaf taleplerinin ise işin esası incelenmeksizin kabulü ile yeniden hüküm tesis edilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili kusur belirlemesi, maddî tazminatın miktarı, manevî tazminatın reddi, nafakaların miktarı, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile ziynet alacağı davasında faiz talebi yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, maddî tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 13.09.2021 tarihli kararı ile; miktar itibarıyla karar kesin olduğundan kadının ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacı kadın tarafından, boşanma davasında yargılama giderlerine yönelik istinaf kanun yoluna başvurulduğu gözetilmeksizin, hükmü sadece kusur belirlemesi ve boşanmanın fer’ileri ve ziynet alacağı davası yönünden inceleyerek karar verilmesinin doğru olmadığı, eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle temyiz edilen hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin 16.12.2021 tarih ve 2021/1438 Esas, 2021/2012 Karar sayılı kararıyla; kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, erkeğin tam kusurlu olduğuna, kadın lehine 35.000,00 maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine, çocuk için 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine toptan 36.000,00 TL yoksulluk nafakasına, Bakırköy 1.Aile Mahkemesi'nin 24.12.2015 tarih 2015/740 Esas, 2015/921 Karar sayılı ilamı ile Mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş olmakla, davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı erkek lehine vekâlet ücretine, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, maddî tazminatın miktarı, manevî tazminat talebinin reddi, nafakaların miktarı, yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden; davalı erkek vekili tarafından ise kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

3.Dairenin 29.06.2022 tarihli ve 2022/5017 Esas, 2022/6511 Karar sayılı kararıyla; erkeğin tam kusurlu olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirme sonucu davalı erkeğin kusur tespitine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına, gerçekleşen kusurlu davranışların aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, kadın yararına manevî tazminat verilmesi koşullarının oluştuğu, kadın lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun miktarda manevî tazminat takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının manevî tazminat isteğinin reddinin doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, tarafların ekonomik sosyal durumları, evlilikte geçen süre, tarafların yaşları dikkate alındığında davacı kadın yararına irad şeklinde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davacı yararına toplu yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru bulunmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına, bozma sebebine göre tarafların yoksulluk nafakasının miktarına ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadın lehine 30.000,00 TL manevî tazminata, çocuk için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarı, ziynet alacağına faiz uygulanmaması, yargılama giderleri, vekâlet ücreti yönünden kararının bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden kararın bozulmasını; kadının temyizine karşı verdiği katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; önceki temyiz itirazlarını tekrarla vekâlet ücreti yönünden de kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmaya uygun karar verilip verilmediği, manevî tazminat ile iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Her iki taraf vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.