"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/892 E., 2023/15 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/745 E., 2021/878 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve bağımsız tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her üç davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, birleşen nafaka davasının kabulü, tedbir ve yoksulluk nafakası, yargılama giderleri, vekâlet ücreti yönünden; davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, nafakaların miktarı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak kusur gerekçesinin düzeltilmesine ve tedbir nafakası ile manevî tazminat yönünden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından kadının kabul edilen boşanma davası yönünden istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı kadının boşanma davasının kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmayan davacı- karşı davalının, Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı kadının boşanma davası yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı- karşı davalının kadının kabul edilen boşanma davasına yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Erkek vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlendikten sonra kadının durgunlukları, söyleneni çok geç algılaması, zaman zaman ağlama ve gülme krizine girmesi nedeniyle hastaneye kaldırıldığını, şizofreni rahatsızlığı nedeni ile bir ay hastanede yattığını, kadının öncesinde de yatarak tedavi gördüğünü, hastalığın kendilerinden gizlendiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin açtığı boşanma davasının haksız olduğunu, kadının bipolar duygulanım bozukluğunun olduğunu ve erkeğin bu durumu bildiğini, kandırılmadığını, eşlerin aynı köyden olmaları nedeniyle köye ziyarete geldiklerini ve bir kaç gün kalarak İstanbul'a döndüklerini, Ramazan bayramından sonra erkeğin kadını köye getirip baba evine bıraktığını, terk ederek gittiğini, kadının bu durumda derin üzüntüye kapıldığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davalı- karşı davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; karşı boşanma dava dilekçesindeki aynı sebepleri ileri sürerek kadının geliri bulunmadığından ve geçimini babasının sağladığından bahisle kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının bipolar duygulanım bozukluğu tanısı ile psikolojik rahatsızlığının bulunduğu ancak vasi atanmanın gerekmediği, medeni hakları kullandığı anlaşıldığı ancak kadının psikolojik rahatsızlığı nedeni ile evliliğin her iki taraf açısından çekilmezlik unsuru oluşturduğundan davacıya ve davalıya kusur yüklenemeyeceğinden asıl ve karşı boşanma davasının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadının birleşen bağımsız tedbir nafakası davasının ise tarafların mali ve içtimai durumu, hakkaniyet ilkesi, paranın satın alma gücü dikkate alınarak kısmen kabulü ile kadın adına dava tarihi olan 13.10.2017 tarihinden 23.01.2018 tarihine kadar aylık 150,00 TL, 23.01.2018 tarihinden itibaren aylık 350,00 TL tedbir nafakasının erkekten tahsili ile kadına verilmesine, karar kesinleştikten sonra ise yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın her ne kadar manevî tazminat talep etmiş ise de, erkeğe kusur yüklenemediğinden kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların boşanmaları hususunda bir itirazları olmadığını, kadının hastalığını önceden bilseydi erkeğin bu evliliği yapmayacağını, evlendikten sonra kadının hastalığını saklaması, tedavi olmaması ve ilaç kullanmaması nedeniyle kusurlu olduğunu, kadın lehine nafakalara hükmedilmesinin hatalı olduğunu, erkeğin kusursuz olduğunu, karşı boşanma davasında kadının nafaka talebinde bulunmasına rağmen ayrıca tedbir nafakasına hükmedilmesi talepli olarak birleşen davayı açmasında hukuki yarar bulunmadığını, birleşen nafaka davasının kısmen kabulüne karar verilerek erkek aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yargılama giderleri ve harçların kabul ret oranlarına göre hükmedilmesi gerekirken tamamına yakınının erkekten tahsiline karar verilmesinin hakkaniyete ve kanun hükümlerine aykırı olduğunu, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin kadına yüklenmesi gerektiğini ileri sürerek; kusur belirlemesi, birleşen nafaka davasının kabulü, tedbir ve yoksulluk nafakası, yargılama giderleri, vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların aynı köyden olduklarını, erkeğin dedesinin evlenmelerinde aracı olduğunu, kadının o dönemde hasta olduğunu köyde herkesin bildiğini, erkeğin iddialarında haksız olduğunu, erkeğin bayramdan sonra kadını köye getirip hiç bir şey söylemeden babasının evine bırakıp İstanbul'a döndüğünü, bu durumun kadını çok üzdüğünü, manevî tazminat talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen nafaka miktarının çok az olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, nafakaların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanma yönünden hüküm istinaf edilmediğinden boşanma hükmünün kesinleştiği, kadının rahatsızlığının köyde bilindiği, tarafların aynı köyden oldukları, erkeğin yakın akrabalarının aynı köyde oturdukları, kadının hastalığından haberinin olmadığını ispatlayamadığı, kadına izafe edilecek kusurun bulunmadığı, erkeğin kadını köye götürüp ailesinin evine bıraktığı gerekçesiyle erkeğin kusur tespitine yönelik istinafının reddine, kadının kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulüne, erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğunun tespitine, tedbir ve iştirak nafakası yönünden boşanma davası ile bağımsız tedbir nafakası nafakası davası olmak üzere iki ayrı davadaki talepler hakkında birleştirilerek karar verilmesinin ve kadının birleşen davasının ayrı bir dava olmasına rağmen ayrı hüküm kurulmamasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle kadının tedbir nafakası yönünden istinaf talebinin kısmen kabulüne, kadının birleşen dosyadaki davasının kısmen kabulüne, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine dava tarihi olan 13.10.2017 tarihinden 23.01.2018 tarihine kadar aylık 150,00 TL, 23.01.2018 tarihinden itibaren aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, boşanma davasında kadın için dava tarihi olan 20.09.2017 tarihinden 23.01.2018 tarihine kadar aylık 150,00 TL, 23.01.2018 tarihinden itibaren aylık 350,00 TL tedbir nafakasının mükerrer olmayacak şekilde erkekten alınarak kadına verilmesine, karar kesinleştikten sonra ise yoksulluk nafakası olarak devamına, boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru bulunmayan, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine manevî tazminat verilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kadın lehine 15.000,00 TL manevî tazminata, diğer yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve kanuna uygun olduğundan erkeğin tüm, kadının ise diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğe kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, kadın lehine nafakalara ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek ve istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma ve birleşen tedbir nafakası davasında kusur belirlemesinin, kadın lehine nafakalara ve tazminata hükmedilmesinin, taraflara yüklenen yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 330 uncu maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- karşı davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen davacı- karşı davalı erkeğin kusurlu davranışı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek nitelikte değildir. Somut olayda, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası koşulları davalı- karşı davacı kadın yararına gerçekleşmemiştir. O halde, davalı- karşı davacı kadının manevî tazminat isteğinin reddine karar verilecek yerde, yazılı şekilde isteğin kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı- karşı davalı erkek vekilinin kadının boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davacı- karşı davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen manevî tazminat yönünden BOZULMASINA,
b)Davacı- karşı davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.